Şarkı: Şebnem Ferah- Gözlerimin Etrafında ki Çizgiler.
Yavrular 1000 okunmayı geçmişiz. Hepinize çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Umarım hikayemi gerçekten beğenerek okuyorsunuzdur. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Sizleri seviyorum. :) <3
Bu kız ne lan böyle? Niye üstünde hizmetçi kıyafetleri var? Niye mini etekli ve niye bu evde?
"Rüzgar, bu ne lan böyle? Bu kim?"
"Pelin, evin yardımcısı."
"Yardımcı, bu evde, senin yaşadığın! Ulan ne saçmalıyon sen, nasıl bi yardımcı bu."
"Dolunay, tamam. İçerde konuşuruz, hadı yavrum."
"Ay tamam. Çık kız sen de, yardımcıymış, papucumun yardımcısı." dedim. Rüzgar bana ters ters bakarak içeri geçti, ben de peşinden gittim. Salona girdiğimizde Belma, Berke ve Rüzgar'ın kuzeni olduğunu tahmin ettiğim çocuk ve onun sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim kız vardı. 4 çift olmayacak mıydık?
"Hoşgeldiniz" dedi Belma bizi öperek. Peşinden diğer çocuk ve kız geldi bizi öpmeye. Berke sadece Rüzgar'la tokalaştı ve yerine geçti. Bana hala tavırlıydı. Bir ara düzelmiştik ama sonrasında daha kötü oldu. Sebebini bilmiyorum ama benden baya nefret ettiği belli. Montumuzu falan çıkardık ve oturduk bir köşeye.
"Ozan'la manitası nerde?" diye sordu Rüzgar. Ozan burda olmayan kuzeni galiba.
"Gelmeyeceklermiş, İlayda önceden sinema bileti almış, oraya gideceklermiş." dedi Berke.
"Ne zaman böyle toplu buluşmalara geldiler ki?" dedi Rüzgar'ın diğer kuzeninin sevgilisi.
"Neyse ya bırakın onları, sizi kıvırcığımla tanıştırıyım." dedi Rüzgar. Utandım lan şimdi, tüm gözler bana kaydı.
"Berke ile Belma zaten tanıyor. Dolunay, bu halamızın oğlu Emre aynı zamanda da Ozan'ın kardeşi. Bu da Emre'nin sevgilisi Miray. Ve bu kıvırcık hanımda yengeniz olur" dedi. Tenimin rengi biraz daha açık olsaydı domatese döneceğime eminim, o derece utandım. İkisine de memnun olduğumu belli eden mırıltılar çıkardım.
Pizza söylemiş film izliyorduk. Herkes pizza yerken ben çiğköfte yiyordum. Pizzamıda yiyeceğim tabi ama önce çiğköfte. Çünkü canım çiğköfte. Emre ve Miray hem çiğköfte hem pizza yiyeceğimi öğrenince baya bir garip bakmışlardı ama diğerleri tanuyordu. Zaten Belma'da benim gibi. Baya bestim oldu o benim.
Senden bana kalan filmini izliyoruz ve aşırı derecede sıkıldım. Evet film çok güzel ama romantik romantik şeyler hiç bana göre değil. Zaten Emre ve Miray filmin etkisinde kalmış, işi pişirmişler Berke ve Belma filmi izliyo izlemiyo arasında, Rüzgara baktığımda ise. Anam uyumuş ya lan bu. Tipini mıncırdığım ya, köprücük kemiğimle göğüsüm arasına koymuştu başını. E buldu tabi mis gibi yuvayı uyur tabi. Onu uyandırmadan ayağa kalktım ve başını yanımda ki yastığa bıraktım. Yanağına kısa ama derin bir öpücük bıraktıktan sonra evdekilere bahçeye çıkacağımı söyleyip çıktım evden. Bahçede ki salıncağa oturdum ve bir sigara yaktım. Bu aralar çok içmeye başlamıştım. Üzerime montumu almadığım için hafif üşümeye başladım. Sonra yavaş yavaş gözlerim dalmaya başladı. Anlaşıldı, aklım yine derin düşüncelere doğru yola koyuldu.
Ya ben neden düşünmeden edemiyorum. Düşüncelerimi dile dökemezken, kimseye içimi açmazken, aklımda bu kadar mantıklı cümleler kurulurken ben neden konuşamıyorum birisiyle. Size bir sır vereyim mi? Benim bu zamana kadar ki tek sırdaşım aynalar ve gökyüzü oldu. Aynanın karşısına geçer, gerçek benle yüzleşir, gerçek benle dertleşirdim. Gökyüzü ile belirli günlerde konuşurdum. Dolunay gecelerinde. Çünkü babam da öyle yapardı. Çıkardı her dolunay gecesinde, konuşurdu. Genelde kimsenin olmadığı yerlere giderdi ama yine de onu gören insanlar deli olduğunu düşünürdü. O da benim gibi asla aldırış etmezdi. Babam dolunayı çok severdi. Resmen aşıktı. Çoğu gecelerde beraber çıkardık. O bazen içerdi, nadiren sarhoş olurdu ama olduğu zaman da susmazdı. Çoğu sırrını anlatırdı bana. Ama anlatmadığı, anlatamadığı bir şey vardı. Söyleyecek gibi olurdu ama anında susardı. Ben ise o sırrı merak eder, öğrenmek için dolunay gecelerini beklerdim ama öğrenemedim. Bu gidişlede öğrenemeyeciğm. Yavaş yavaş gözlerim dolmaya başladı yine. Sigaramdan birkaç duman daha çektim, ve düşünmeyi yine engeleyemedim. Her neyse, ismimde burdan geliyor zaten. Babamın meşhur dolunay gecelerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Teen FictionBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...