sana şaşırtmalar yakışır

139 62 3
                                    

Şarkı: Ayna- Ölünce Sevemezsem Seni

Uyandığımda oda da kimse yoktu. Biraz rahatladım, en azından bir süre kafamı dinleyebilecektim. Tam bunu düşünüp rahat bir şekildr yatağa uzanacaktım ki, kapı açıldı ve içeri doktor, annem ve Rüzgar girdi. Hadi ama ben yalnız kalmak istiyordum. Moralim bozulmuştu ama Rüzgar bana bakıp masumca gülümseyince dayanamadım ve ben de gülümsedim

Annem saçlarımı okşayarak;

"Nasıl oldun kızım? İyi misin?" diye sordu.

"İyiyim anne, ben hep iyiydim. Dünüm boş yere burda yatarak geçti."

"Öyle deme kızım, senin sağlığın için. Zaten çıkış işlemleri yapıldı, doktor son kontrollerini yapacak ve çıkıcaz."

"Çok şükür yarabbim." dediğimde hepsi kıkırdadı. Ne dedim ben şimdi? Doktor ağzımdan içeri dondurma çubuğu soktu ve bakmaya başladı. 'Nerde bunun dondurması doktor bey?' diye soracaktım ki onun dondurma çubuğu olmadığını hatırladım. Geldiğimden beri adam bununla boğazıma bakıp duruyor. Neymiş efendim tahriş olmuş olabilirmişmiş. Eyvallah doktor bey, bizimle iyi ilgilendin ama hastane beni basıyo, ben geriliyorum. Yoksa seni suçladığımdan değil.

Sonunda tüm kontroller bitmişti ve çıkmıştık hastaneden.

"Allahım temiz hava." dedim gökyüzüne kucak açarak. Gökyüzüne bakınca Rüzgar'ın gözleri aklıma geldi ve anında kafamı ona çevirdim. Gülümseyerek beni izliyordu. Ben de utana sıkıla ona gülümsedim ve arabaya doğru ilerledim. Bir an da arkamı döndüm ve Rüzgar'a;

"Her şey için teşekkür ederim, beni yalnız bırakmadığın için." dedim. Her ne kadar ona kırgın ve kızgın olsam da gece boyunca yanımda kalıp beni yalnız bırakmadı ve teşekkürü haketti. Gerçi yanımda en son Belma vardı ama. Sahi o nerde. Aa doğru o gece kalmayacaktı, evinde büyük ihtimal.

"Rica ederim ama benden kurtulacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz kıvırcık hanım."

"O ne demek oluyor?"

"Annenin işleri yoğun olduğu için ve Semiha teyze bugün erken çıkacağı için size bugün ben eşlik edeceğim. Annen rica etti ben de kıramadım." dediğindr sanki bana yarın doğumum var demiş gibi bakıyordum ona. Ay ne büyük acılar bunlar.

"Baya şaşırdın bakıyorum." dediğinde

"Sana şaşırtmalar yakışır." diye cevap verdim. Allahım ne diyorum ben iyice Korişe bağladım.

"Sen baya kamyon çarpmışa dönmüşsün." dedi gülerek. Ona 'hıı çok komik' bakışlarımı attım ve konuşmaya devam etti.

"Merak etme sadece annen gelene kadar. Yani benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum." dedi suratı asık bir şekilde başını öne eğerek. Ama böyle cümleler kurup suratını bu hale sokarsan ben vicdanın beden bulmuş haline dönerim, dayanamam ki o bakışlara.

"Ya şey etme öyle yüzünü, nefret etmiyorum ben senden. Sadece bize geleceğini duyunca şaşırdım o kadar." dedim omzuna dokunarak. O da önce omzundaki elime sonra gözlerime baktı gülümseyerek. Masum bir çocuk gibi gülümsüyordu şuan. Öylesine saf, öylesine güzel. Bu çocuk böyle baktıkça gözlerinde kayboluyordum. Okyanusun ortasında kalmış, bir türlü karaya çıkış yolunu bulamıyordum. O böyle baktıkça ona bağlı kalmaktan korkuyordum. Yapma bana bunu be mavi, acının en kuytu köşesine sürükleme bizi. Bırak git yol yakınken. Biz hala gözlerimizi ayırmazken birbirimizden annem kornaya bastı ve ikimizde sıçradık. Sonra bu haşlimize kahkaha atmaya başladık. O ne güzek melodidir öyle, o ne güzel gülüştür.

"Benim arabayla gidelim istersen?" diye sorduğunda Rüzgar yeni yeni kendime gelmiştim ve ne dediğini idrak edememiştim.

"Olur." dediğimde kafama dank etti.

"Ya da ben annemle gidiyim. Görüşemedik pek onunla, konuşuruz biraz." dediğimde anlayışla karşıladı ve arabasına doğru ilerledi. Onunla aynı araba binseydim yanlış olurdu. Bana dün ki söyledikleriyle ilgili düşüncelerimi soracaktı ve ben bunları söyleyemeyecektim. Hazır değildim. Duygularımı açmaya değil, onunla birlikte olmamızın doğru olmayacağını söylemeye hazır değilim.

Selam yavrular. Dayanamadım ve yeni bölüm yazdım sizin için. Umarım beğenirsiniz.

Ballarım, sizce Dolunay Rüzgar'a duyguları açsın mı açmasın mı?

Bir Dolunay Gecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin