7

14.3K 1.2K 567
                                    

rabianur365

Oturduğum koltukta dizlerimi göğsüme çektim, çenemi dizime koydum ve ellerimi dizlerime dolayıp ileri geri sallanmaya başladım.

"Ya ölürse? Hayır. Ölmeyecek. Ölemez. O her ne kadar belli etmese de güçlü bir çocuk."

Acwel oturduğu sandalyeden öne eğilerek  "Onun için bu kadar üzülüyor musun cidden?" diye sorduğunda  sesli bir şekilde konuştuğumu yeni fark etmiştim.

"Seni ilgilendirmez." diyerek çenemi dizimden ayırmadan gözlerimi ona diktim. Sinirle "Kelly bir kereliğine, sadece bir kereliğine bana düzgün bir cevap ver tamam mı? Yalnızca bir dakikalığına tüm bu olanları unut ve bana gerçekleri söyle." diye bağırdı. Bu neden umurundaydı ki bu kadar?

''Bana emir veremezsin.'' diye sakin bir şekilde konuştuğumda derin bir nefes verdi ve arkasına yaslandı. O sırada yan odanın kapısı yavaşça aralandı ve hemşire kadın içeriden ağır adımlarla çıktı. Ayağa kalkıp kadına ilerlemeye başladım ve ''O iyi değil mi? Onu iyileştirdin değil mi?'' diye sordum ama kadın endişeyle başını sallayarak ve bir şeyler geveleyerek benden uzaklaşmaya başladı. Kaşlarımı çatarak ''Konuşsana. Sana diyorum!'' diye bağırdığımda kadın ağlamaklı bir ses tonuyla bir şeyler geveledi ve ellerini kulaklarının iki yanına koyup kulaklarını kapadı. Tam elimi kaldırmış kadına dokunacaktım ki bir anda kadın bana vurdu ve geriye doğru itti. İki adım tökezlediğimde sinirle ''Bana bak!'' diye bağırdım. Ben bağırır bağırmaz dolaplar titremişti ve bir anda ampul patlamıştı. Acwel ''Kelly sakin ol. O bizim dilimizi bilmiyor.'' dedi ve beni kolumdan tutarak geriye itti. Acwel'i izlerken o kadını tuttu ve masaya çekti. Kadın beni işaret ederek bir şeyler dediği zaman Acwel bir saniyeliğine bana baktı ve başını sallayarak ona cevap verdi. Kollarımı göğsümde birleştirip onları izlerken kadın ayağa kalktı ve umutsuzca nefes verip koridora geçti ve ardından bir kapı kapanma sesi duyuldu. 

''Bu kadının sorunu ne?'' diye sinirle konuştuğumda ''Senden korkuyor ve sizi sakladığı gerekçesiyle suçlanmaktan korkuyor.'' dediğinde kaşlarımı çatarak ''Ona bizim senin esirin olduğumuzu söyledin sanıyordum.'' dediğimde omuz silkti. ''Peki ya Near. İyi mi?'' dediğimde onaylayacak şekilde başını salladı ve ''Evet. Yarası çok derin değilmiş. Acıya dayanamadığı için bayıldığını söyledi.'' dediğinde rahat bir nefes alıp gülümsedim. Tek kaşını kaldırıp ''Sen gülümser miydin?'' dediğinde yüzümü asıp ona baktım.

Bir süre sessizlik oluştuktan sonra bana bakıp ''Yeteneğini nasıl keşfettin?'' diye sordu. Her yer karanlık olduğu için onu zor seçiyordum. Şu lanet siyah asker üniformaları seçmek umarım kolay olmamıştır.

Derin bir nefes aldım ve elimi önünde duran vazoya yönelttim. İşaret parmağımı çember çizecek şekilde sallamaya başladığımda önünde duran vazoda sallanmaya başlamıştı.  ''Bir sabah uyandığında etrafında duran her şey havalandığında anlamak zor olmadı.'' dedim ve elimi durdurdum. Vazo titredi ve sallanmayı kesip o da durdu. 

''Ailen. Onlara ne oldu? Seni aramadılar mı?'' dediği zaman ona bakıp ''Ailem idam edildi.'' deyip gözlerimi onun siyaha yakın olan gözlerine diktim. ''Peki ya senin ailen?'' dediğimde ''Ailem yok.'' dedi. Gözlerimi kısarak ''Neden yok? Öldüler mi?'' diye sordum. Yutkundu ve gözlerini benden kaçırıp yere sabitledi ''Onları terk ettim.'' dedi. Başımı yavaşça yana eğerek ''Kardeşin yok mu?'' diye sorduğumda ''Vardı. Onu askerler vurdu.'' diyerek vazoya baktığında gözlerine baktım. ''Ve sen yine de kardeşini öldürenlerden yanasın. Öyle mi?'' dediğimde sinirle bana baktı ve ''Hayır. Ben barıştan yanayım.'' dedi.

Ayağa kalkıp ''Barış mı? Hangi barıştan yanasın ha?!Bu barış değil! Daha on iki yaşında olan çocukları tam anlından vuruyorlar Acwel!'' dediğimde o da ayağa kalkıp ''Onlar insanları koruyorlar!'' diye bana bağırdı. Sinirle ''İnsanları mı koruyorlar? Acwel onlar katil. Daha hiçbir suçu olmayan çocukları öldürdüler. Onlar daha çocuk. Eğer bunu göremeyecek kadar körsen.'' dedim ve başımı sallayarak koltuğuma geri oturdum.

K.A.O.S ProjesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin