eceuzuner35
Kulaklarımda ki çınlama biraz azalırken etrafta ki uğultuları dinlemeye çalıştım. Sanki çok uzaktan iki kişi kendi aralarında konuşuyordu. Bir kız diğeri ise erkekti. Sanki üzerinde bulunduğum zemin hareket ediyor ve arada titriyordu.Derin bir nefes alarak gözlerimi açmaya çalıştım. İlk birkaç seferde etraf oldukça pusluydu fakat göz kırptıkça görüntü netleşiyordu. Başımı yavaşça yanıma çevirdiğimde yanım boştu. Elimi anlıma koyarak karşıma baktığımda Lena ve Luke ile karşılaşmıştım. Lena, Luke'un omzuna vurup susmasını sağladı ve bana dönerek "Günaydın! Sonunda uyandın. Sana bir şey oldu sandık." dediğinde anlamadan ona bakıyordum. Neden bir şey olacaktı ki?
"En son ne oldu?" diye sordum. Sesim daha önce hiç duymadığım şekilde çatallıydı ve bu cümleyi söyledikten sonra nefes nefese kalmıştım. Lena saçını omzunun arkasına atarak "Avcılar geri döndü. Çocuklar sirenle beraber kaçışırken biz orada kalmıştık unuttun mu? Ben dengemi kaybedip yere düştüğümde sen bayılmışsın. Luke beni yerden kaldırdı ve seni de peşimizden sürükledi. Ben hafif baş dönmesi yaşamıştım fakat sen daha kötüydün. Anlaşılan sirenler seni bana göre daha fazla etkiliyormuş. Çünkü dudakların morarmış, tenin normalden daha da beyazlamış ve damarların belirginleşmişti. Ve birde burnundan, sirenlerden uzaklaşana kadar hiç durmayan bir kan gelmişti. Tanrım! Sana bir şey olacak diye çok korktum!" dediğinde gözlerimi kısarak diğer yanıma baktım. Benim için endişelenmesini anlayamamıştım. Daha birbirimizi tam tanımıyorduk ve endişelenmesi biraz saçmaydı. Umursamayarak eksikliği aradım. Eksiklik... Near. Near neredeydi?
"Near. O nerede?" diye sordum ve Luke'a baktım. Sesim bu sefer daha iyi çıkıyordu. Luke dikiz aynasından bana bakarak "O iyi. İki saat kadar önce uyandı ve şu anda arabanın arkasında. Bana zorla arabayı durdurttu ve orada gitmek istediğini söyledi." dediğinde başımı arkaya çevirdim. Sırtını bize dönmüş olan Near ile karşılaştığımda Luke'a el işareti yapıp "Durdur arabayı." dedim. Araba yavaşlarken Near başını hafifçe kaldırıp sağa ve sola baktı, hemen ardından da sağa doğru yatarak uzanmaya devam etti.
Araba durunca kapıyı açtım ve arabadan inip arkamdan kapıyı kapadım. Arka tarafa çıktığımda Luke'a el sallayarak hareket etmesi için işaret verdim ve Near'ın yanına oturdum. Sırtımı arkamda ki çantaya yaslayarak "Neden burada tek başınasın?" diye sordum. Omuz silkip "Daha önce de yalnız kaldım. Birçok kez." dediğinde anlamamıştım. Sesi hiç duymadığım bir biçimde soğuk ve hissizdi.
Elimi omzuna koyarak "Near bir sorun mu var?" dedim. Çenesi biraz titredikten sonra "Hayır." dedi fakat bu sefer sesi ağlamak üzereymiş gibi titremişti. "Buna inanmamı mı bekliyorsun benden?" dediğimde derin bir nefes aldı. Bu nefes alış, ağlamadan önce boğazın o asitle kaplanmış yumruyla başa çıkmak için denenen bir yöntemdi. Hızla iki eliyle yanaklarını sildi ve "Ben sadece... Sadece..." dedi ve sustu. Sanki cümlesi için uygun kelimeleri seçmeye çalışıyordu. Bana doğru başını kaldırdığında göz rengi artık kahve değil deniz gibi masmaviydi.
"Gruptaki zayıf halka benim öyle değil mi?" diye sordu. Kaşlarım istemsizce çatıldığında "Ne? Bu da nereden çıktı?" diye sordum. Sinirle yumruğunu yanında ki metal kısma vurdu ve "Bu çok belli görmüyor musun? Seni korumak istedim ama ben yakalandım. Sonra beni sen kurtardın. Yaralandım ve yine beni kurtaran sen oldun. Bana avcı saldırdı ve kurtaran kişi Lena'ydı. O alev püsküren çocukta beni alt etti ve yere çakılmak üzereydim. Ve ne oldu? Yine beni başkası kurtardı. Sadece ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramıyorum!" diye sinirle konuştuğunda bir çeşit bunalımda ve depresyonda olduğunu anlamıştım. Yanağından tutup kendime çevirdim ve elimi yanağından hiç çekmeden "Beni iyi dinle. Bana o asker silah doğrulttuğunda beni o silahtan sen korudun. Avcı beni yakalamak üzereydi ve beni korumak için onunla boğuştun. Yakalanmayı göze alarak beni yalnız bırakmadın ve yine de peşimden geldin. Gelmeyebilirdin ama geldin. Ve arabada asker kimliğimi istediğinde bir kere daha hayatımı kurtardın çünkü kimliğimi yırtarak gerçek yaşımın görünmesine engel oldun. Ve o alevli çocuk. Beni yakabilirdi. Ama sen olaya müdahele ettin ve çocuğun dikkatini dağıttın Near. Yara almış olabilirdin ama sen bunu bile bile yine de çocuğa kafa tuttun. Sen hâlâ kendine en zayıf halkayım mı diyorsun? Sen tanıdığım en cesur çocuksun. Yaşın küçük evet ama kalbin büyük. Ve önemli olanda bu." dediğimde gözleri sonuna kadar dolmuştu. Bir anda ağlamakla gülmek arasına bir şekilde "Teşekkürler." dedi ve başını omzuma koyarak bana sarıldı. Ah hadi ama... Beni de yumuşatıyorsun Near...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S Projesi
Ciencia Ficción#Bilim-Kurgu'da 8 Serinin ilk kitabıdır. K.A.O.S. projesinin tek amacı, daha güçlü, daha dayanıklı ve daha sağlıklı nesiller üretmekti. Kim bilebilirdi ki böylesine iyi niyetli bir projenin herkesin laneti olacağını? Dünya'nın tüm çocukları projeye...