Selam millet! Bugün minik yazarınızın doğum günü ^^ O yüzden yeni bölümü bugün yayımlayacağım yarın değil. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar!
•••
Gözlerimi zorlukla araladığımda her yer bulanıktı. Görebildiğim tek şey net olmayan bir beyazlıktı. Gözlerimi birkaç kez kapatıp açtıktan sonra başımı sağa eğdim.
Etrafımda birkaç tane tekerlekli metal masa vardı fakat hâlâ tam belirgin değildi. Bir kapı tıslayarak açıldığında o yöne döndüm. Bir anda kendimi boşlukta bulunca düşmeye başlamıştım. Az önce ki beyaz ortam yok olmuş, yerine koyu bir karanlık bırakmıştı.
Ben düştükçe aldığım hava giderek azalıyordu. Ellerimi kaldırıp tutunmaya çalıştıkça bir güç veni daha da aşağı çekiyordu. Başımı yere eğdiğimde aşağıda bir parlaklık vardı.
Giderek o ışığa yaklaşıyordum. Elimi yüzümü örttüğümde büyük bir çarpma sesi duymuştum ama bana bir şey olmamıştı. Elimi çektiğimde karanlığın ortasında duruyordum. Neresiydi burası?
Arkamdan gelen rüzgârla yavaşça arkamı döndüm. Sokağın tam krtasındaydım ve karşımda onlarca asker geri geri gidiyordu. Benden korkuyor gibi görünüyordu. Korkuyla her birisi bir şeyler diyordu ama anlayabildiğim tek şey "Sakin ol!" diye korkuyla konuşmalarıydı. Onlara yaklaşacağım sırada sinirle yükselen bir sesle arkamı döndüm.
"A-ama bu benim." diye mırıldandığımda kendime baktım. Sinirle askerlere bakıyordum ve ellerimi iki yana açmıştım. Rüzgâr o kadar şiddetli esiyordu ki saçlarım sürekli savruluyordu.
Karşımda ki askerleri işaret ederek "Ona zarar vermenize izin vermeyeceğim!" diye bağırdığımda anlamadan kendime bakıyordum. O sırada kolumda ki izi fark etmiştim.
İğne izine benziyordu ama o kadar büyük bir kızarıklık vardı ki bir an yaklaşmak istedim ama kılımı kımıldatamıyordum. Birden ben bana döndüğünde durdum. Bana sinurle bakıyordu. Ben geri gittikçe de üstüme geliyordu.
"Yaklaşma." dediğimde gülerek üstüme geliyordu. Birden birisinin "Kelly." diye seslenmesiyle ben, arkama baktı. Bir anda silah sesiyle donmuştum. Kende bakarken ağzından kan gelmeye başlamasıyla yere yığılmıştı. Karşımdaki ise Acwel'di. Acwel yavaşça silahını bana doğrulttuğunda "Acwel dur." dedim. Acwel "Artık çok geç." demesiyle silahın tetiğine parmağını koydu. Korkutla ellerimi ileri uzatıp "Acwel! Dur! Lütfen vurma beni! Acwel! Sana diyorum Acwel!" diye bağırsamda bir anda silahın patlamasıyla yattığım yerden çığlık atarak kalktım. Ben kalkınca araba bir anda durmuştu.
Near ve Luke korkuyla bana bakıyor sakinleştirmeye çalışıyor gibi görünüyordu. Near sonunda elini omzuma koydu ve "Kelly iyi misin?" diye sordu.
Ona bir süre sessizce baktıktan sağıma ve soluma baktım. Kimse yoktu. Bunların hepsi rüyaydı...
Başımı sallayarak "Sadece kabus gördüm." diyerek onlara bakmayarak gülümsediğmde Luke endişeyle "Bir anda tüm eşyalar hareket etmeye başladı ve uçtular. Şu camın hâline bir bak." diyerek ön camı işaret ettiğinde başımı kaldırdım. Cam sanki tam ortasına bir rögar kapağı çarpmış gibi kırılmıştı ve çatlaklar oluşmuştu.
Near sinirli bir ses tonuyla "Bunlar onun suçu değil. Sonuçta istemeyerek yaptı." dediğinde ileriden gelen siren sesleriyle hepimizin başı karşıdan gelen ışıklara dönmüştü.
Near endişetle geriye gidip bir Husky'ye dönüştüğünde Luke endişeli bir şekilde "Sanırım kimlik kontrolü yapacaklar Kelly." dedi. Başımı yavaşça pencereme çevirip dışarıda ki ağaçları izlemeye başladım. Rüzgâr o kadar şiddetli esiyordu ki ağaçlar sağa sola hızla sallanıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S Projesi
Science Fiction#Bilim-Kurgu'da 8 Serinin ilk kitabıdır. K.A.O.S. projesinin tek amacı, daha güçlü, daha dayanıklı ve daha sağlıklı nesiller üretmekti. Kim bilebilirdi ki böylesine iyi niyetli bir projenin herkesin laneti olacağını? Dünya'nın tüm çocukları projeye...