3 ❤

424 44 3
                                    


Yine. İşte yine oluyordu. Şirin çocuk gülerken kalbim tekliyor sadece ona bakmak istiyordum. Kenarı kırışan gözlerine, dikdörtgen şeklini alan dudaklarına baktım. Şirin bir çocuktu, insanda ona bakmak isteği uyandırıyordu. Daha fazla dikkat çekmemek adına elinden uzattığı kahveyi alıp hafifçe havaya kaldırdım. "Neden olmasın?"

Birlikte kafeteryaya kadar yürüdük o zamana kadar kimse ağzını açıp bir şey demedi. Büyük camın kenarında bir masaya oturduğumuzda arkasına yaslanıp kahvesinden bir yudum aldı. "Ee nasıl geçti görüşme?"

Gözlerimi kısıp bir süre düşündüm. Ardından bir sır verecekmiş gibi şirin çocuğa yaklaştım ve sessizce fısıldadım. "Dürüst olmamı ister misin?"

Bunu dememle birlikte birden yüzü ciddileşti ve yaslandığı sandalyeden doğrulup kollarını masada birleştirip bana doğru eğildi. Ben yakınlığımızdan dolayı bir an nefesimin kesildiğini hissederken rahat bir şekilde kafasını salladı. Yavaşça yutkundum. Bunun sebebi karşımda şirin çocuğun olması değildi. Ben Junmyeon'dan başka kimseyle böyle yakın olmamıştım şimdi bir başkasıyla kısa bir mesafede olunca farklı hissetmiştim işte. 

Konuşmam gerektiğini fark edince biraz üzgün bir surat ifadesi takındım. "Aslındaa..." diye cümleme başlarken gözlerimi şirin çocuğa diktim. Büyük bir ilgiyle bana bakıyordu. Sanki benim değil, kendinin işiydi. Kocaman bir kahkaha patlattım. "Onları tamamen etkiledim."

Şirin çocuk tuttuğu nefesini gülerek bıraktığında tekrar arkasına yaslandı. "Sevindim, tebrikler."

"Teşekkür ederim." diye mırıldanıp kocaman gülümsedim.

Kahvesinden bir yudum alırken bende onun gibi yapıp bir yudum aldım. Dudaklarını da ıslatarak kahvesini içtiğinde tekrar tüm ilgisini bana verdi. "İlk şirketin mi olacak?"

Ağzımda ki kahveyi puskurmamak büyük bir çaba sark etmiştim. Sonucundaysa kendimi öksürük kriziyle baş başa buldum. Ben kafamı yan tarafa eğip öksürürken şirin çocuk yerinden hızlıca kalkıp yanıma geldi, arkadaki çalışandan su getirmesini isteyip hafifçe sırtıma hafifçe vurmaya başladı. 

Su geldiğinde kapağını açıp dizlerini kırarak benimle aynı hizaya geldi. Sırtımda ki elini çekmezken diğer eliyle suyu bana uzattı. "Taeyeon-ah iç hadi."

Bakın iş aslında basit bir boğaza kahve kaçma olayıyken şirin çocuktan beklemediğim tepkileri görmek daha çok öksürmeme neden oluyordu. Hafifçe kafamı sallayıp suyu içmeye başladım. Su boğazımdan akıp giderken rahatladığımı hissediyordum. Gözlerimle çevreyi yokladığımda çok kişi olmadığını fark edip Tanrı'ya şükrettim. Suyun yarısına geldiğimde öksürüğümün geçtiğini hissedip kapağı kapattım ve bize bakan bir kaç insandan hafifçe eğilerek özür diledim.

Şirin çocuk gülmesini saklamaya çalışarak yerine geçtiğinde ona kızgınmış gibi baktım. Aslında değildim ama yine de öyle baktım. Neden bilmiyorum, konumuzda bu değil zaten. Dayanamayıp a!t dudağını ısırarak gülmeye başladığında masada ki koluna hafifçe vurdum. "Yah!"

Gülmesi durmayınca bende onunla gülmeye başladım. Evet gülme bulaşıcıydı ama sizi temin ederim karşınızda ki kişi bu çocuksa daha da bulaşıcıydı. Gülmesini bastırıp bana baktı. "Soruma hala cevap vermedin?"

Sessizce kıkırdadım. Beni üniversiteden yeni mezum olmuş 22 yaşında falan sanıyordu sanırım. "3.şirketim."

"Ne? Bir saniye sen kaç yaşındasın?"

Size küçük görünmekten nefret ettiğimi söylemiş miydim? "27."

"Gerçekten mi? Daha küçük gösteriyorsun."

Elimi havada salladım. "Biliyorum." Gözlerimi kısarak ona baktım. Yaş tahmin cihazlarımi çalıştırıyordum. "Benden küçüksün değil mi?"

GEMINI // BaekYeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin