Bir an önce tekrar Amerika'ya dönmek istiyordum. Kore'de kaldıkça anıların yoğunluğu nefes almamı zorlaştırıyordu. Yerde minik elleriyle toplarını sıraya dizen Taehyun'u izlerken aklımdan Baekhyun'un dedikleri çıkmıyordu. Resmen bana sürtük demeye getirip, Taehyun'a nefretle bakmıştı. "O senin oğlun!" diye bağırmak istemiştim tam o an. "Ben kimseyle yatmadım, o senin oğlun!" ama tüm bunların yerine Taehyun'u alıp içeriye gitmiş ve düğünün bir an önce bitmesini beklemiştim.
Junmyeon Kore'ye sık sık gelmediğimizden gelmişken biraz daha durmamız gerektiğini söylüyordu. Annemle aram iyi değildi, abimle de fazla konuşmuyordum. Bu ülkede yapacak tek şeyim grupla daha fazla vakit geçirmek ve babamı ziyaret etmekti.
"Aynee" Taehyun dudaklarını sarkıtarak yanıma geldiğinde suratımda ki gülümsemeyi silemiyordum. "Efendim bebeğim?"
"Biy şey isteyebiliy miyim?" Koltuk altlarından kaldırıp dizime oturttum. "Tabi ki isteyebilirsin oğlum."
Tıpkı babası gibi minicik olan dudaklarını top haline getirerek konuşuyordu. "Ben çok sıkıldım." Ellerimle alnına düşen kahküllerini geriye ittirdim. "Seni dışarıya çıkarmamı ister misin?" Kafasını olumlu anlamda salladı. "Beni Jongin dayıma götüyebiliy misin?"
Bacaklarını iki yanımdan sarkıtırken yüzüme bakacağı bir şekilde kucağıma oturttum. "Jongin dayına mı? Neden?"
Omuzlarını silkti, sağ elini kaldırabildiği kadar havaya kaldırdı. "Chanyeol dayım çoook uzun, bu yüzden onunla oynayamıyorum." Ben gülerken o suratını değişik bir şekle soktu. "Sehun amcamda böyle." Suratında ki şekilden anlamadığım için sordum. "Nasıl?"
"Koykunç ama Jongin dayım benimle oynuyoy."
Saçlarına öpücük kondurdurken ciddi manada merak ettiğim soruyu sordum. "Neden Chanyeol ve Jongin'e dayı, Sehun'a amca diyorsun?"
Omuzlarını silkip başını göğsüme yasladı. "Sehun amcam ona amca dememi istedi." Kalbimin üzerinde bir ağrı hissederken gülümsemeye çalıştım. Sehunla artık eskisi kadar iyi değildi aramız, hem o her zaman Junmyeonla daha yakındı amca demesini istemesi çok normaldi.
"Aşkım." Kafasını göğsümden kaldırıp bana bakmasını sağladım. "Jongin dayın şuan çalışıyor. Akşam evine gideriz, ben Hyoyeon teyzenle otururken sen dayınla oynarsın tamam mı?"
Kafasını sallayıp kafasını tekrar göğsüme gömdü. "Aşkım bir sorun mu var?"
Eli onu doğurduktan sonra yaptırdığım 'BTT' yani 'BaekhyunTaeyeonTaehyun' yazan kolyemle oynarken "uykum vay ayne" dedi. Saate baktığımda uyku saatinin geldiğini gördüm. O bacaklarını belime dolarken bende belinden tutup ayağa kalktım. Junmyeon'un Kore'deyken kaldığı evinde kalıyorduk o yüzden çok büyük değildi. Junmyeon'un tek kişilik yatağına Taehyun'u yatırdım. Saçlarının üzerine bir öpücük kondurup üzerini örttüm. "İyi uykular bebeğim." Arkamı dönüp gidecekken elimi tuttu. "Ayne gitme."
Neden böyle davrandığına anlam veremesem de minik bedeninin yanına kıvrıldım. Minik bedenini bana çevirip kolyemle oynamaya devam etti. "Evimize gitmek istiyoyum." Dudaklarını bükmüş her an ağlayacak gibiydi. "Burası da evimiz oğlum, neden böyle diyorsun? Seni üzen bir şey mi oldu?"
Kafasını iki yana sallayıp bebekliğinden beri oynadığı kolyemin üzerine öpücük kondurup burnunu boynuma dayayarak uyudu.
........................
"Taehyun üzerini kirleteceksin gel buraya!"
Taehyun Junmyeon'un aldığı fişek çikolatayı yemesine izin vermediğim için elinde çikolatalarla kaçıyordu. "Jun neden veriyorsun şunu eline üzerini yeni değiştirdim ya."