Hepinize günaydın♡ Yorumlarınızı eksik etmeyin.
Fazlasıyla endişeliydim. Bu gecenin sonunda ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Taehyun'un minik papyonunu son kez düzelttikten sonra aynada kendime baktım. Baekhyun açılış gibi bir yere gideceğimizi söylemişti.
Sarıya boyattığım saçlarımı zarif bir topuzla tutturmuştum, siyah boynu açıkta uzun bir elbise giymiştim. Baekhyun ruju sevmiyor diye ruj sürmesemde bu defalık bordo rujumu sürmüştüm.
Baekhyun'un homurdanmaları hala kulaklarıma gelirken Taehyun'un da elinden tutup odadan dışarı çıktım. Baekhyun bana şok olmuş gibi bakarken bende Baekhyun'a aynen öyle bakıyordum. Siyah takım elbisesi giymişti ama bu defa farklı olarak saçlarını ortadan ikiyi ayırmıştı. O kadar harikaydı ki...
Biz birbirimize bakmaya devam ederken Taehyun elbisemin eteğini çekiştirince ilk kendine gelen ben oldum ve Baekhyun'a gülümsedim.
Baekhyun şok olmuş ifadesini bozmadan bana yaklaşarak kollarını belime doladı. Burnunu boynuma bastırıp her zamanki gibi kokumu içime çekerken fısıldadı. "Çok güzel olmuşsun sevgilim."
Boynuma değen nefesi içimi titretirken derin bir nefes çektim. "Hadi gidelim..." Baekhyun kafasını sallayıp bir elini benim ellerime kenetledi, diğer elinin serçe parmağını ise tutması için Taehyun'a uzattı.
Böyle bir aileye sahip olduğum için çok şanslıydım. Ne gibi zorluklar yaşarsak yaşayalım sonunda hepsini atlatıp birlikteydik.
Baekhyun arabanın kapısını benim için açtığında teşekkür ederek oturdum. Yol boyunca Taehyun'un sorduğu soruları cevaplamıştık. Keşfetme yaşında olduğundan durmadan soru soruyordu ve biz usanmadan hepsini cevaplıyorduk. Baekhyun arabayı durdurduğundaysa dışarıda bulunan kalabalık dudak uçuklatan cinstendi. Her yerde ünlüler ve flashları patlayan kameralar vardı.
Kameraların hepsi bizim arabamıza dönmüş gelenin kim olduğunu beklerken endişeyle Baekhyun'a döndüm. "Baekhyun n'apacağız?"
Baekhyun gülümseyerek kendi kapısını açıp indi. Ardından ne yapacak diye onu izlerken hiçbir şey olmamış gibi benim kapımı açtı. O an patlayan flaşlar yüzünden gözlerimi kısmak zorunda kalmıştım. Baekhyun'un ne yapmaya çalıştığını anlamasamda uzattığı elini tuttum.
Baekhyun elini bel boşluğuna yerleştirdiğinde gülümsemeye çalışıyordum ama kalp atış seslerim ağzımda yankılanıyordu resmen. Baekhyun arka kapıyı açıp Taehyun'u çıkardığında kalabalıktan daha çok ses yükselmeye başladı ve flaşların hedefi Taehyun'du.
Taehyun ne olduğunu anlamamıştı ama her zamanki gibi gülüyordu. Taehyun'un bir elini Baekhyun, bir elini ben tuttum. Kırmızı halıda yürüdükten sonra tüm muhabirler etrafımızı sarmıştı tonlarca soru soruluyordu.
"Neden Jieun hanımla gelmediniz?"
"Bu çocuk kim?"
"Hanımefendi kim?"
"Çocuk size fazlasıyla benziyor yoksa bilinmeyen bir çocuğunuz mu var?"
Gerçekten çok garip hissediyordum. Taehyun'a baktığımda ağlayacak gibiydi. Baekhyun anlamış olacak ki elimi tuttu ve Taehyun'u kucağına aldı. Gür bir sesle "Arkadaşlar! Onları korkutuyorsunuz. Açıklayacağım lütfen sakin olun" dedi.
Muhabirler sessizce Baekhyun'un konuşmasını beklerken Taehyun "Baba evimize gidelim" diyerek Baekhyun'un boynuna sarılınca yine bir sürü flaşın hedefi olmuştuk.
"Jieun hanım ile bir süredir görüşmüyoruz ve boşanma kararı aldık. Şuan onun haberi olmasa da en azından ben aldım. Sizde farkındasınızdır ki bu ikimiz içinde çıkar ilişkisinden başka bir şey değildi." Ardından gülümseyerek bana döndüğünde bende ona gülümsedim. "Çocuğum Taehyun'un annesi ve benim kalbimin asıl sahibi olan Taeyeon ile de yakın bir zamanla evlenmeyi düşünüyorum ilginiz için teşekkürler."
Baekhyun kısa ve öz bir şekilde her şeyi açıklamıştı. Bir sürü flaş hala üzerimize patlarken Baekhyun elimi tuttu ve hala ne olduğunu bilmediğim yere doğru ilerlemeye başladık.
Taehyun hala kafasını kaldırmamıştı kulağına fısıldamak için Taehyun'a eğilirken topuklumun eteğime takılmasıyla düşecek gibi oldum ve Baekhyun diğer eliyle de benim belimi kavradı. Yüzümüz fazla yakındı ve lanet olsun ki kameraların flaşları durmak bilmiyordu. "Bir bebek yetmedi ikinci koca bebeğim sen mi olacaksın?" Ben şaşkın şaşkın Baekhyun'a bakarken Baekhyun dudaklarıma minik bir öpücük kondurup kulağıma eğildi. "Ruju değil, dudaklarının kendi tadını seviyorum."
Baekhyun beni düzeltip gülümsedi. Tekrar yürümeye başladığımızda bunlar bana bir rüya gibi geliyordu. Kendi kendime gülerken Baekhyun bana yan yan bakarak "Gülme öyle, başkası aşık olacak katil olacağım sonra."
"Sende her şeyi bu kadar harika yapmasaydın." Bende Baekhyun'a döndüm. "Her şey bir rüyaymış gibi. Bunu neden yaptın ki?"
"Zaten her şeyi açıklayacaktım. Sadece Jieun'ın patavatsızlığı bunu hızlandırmamı sağladı."
Sırıtmamı bastırmaya çalışırken Taehyun'da kafasını kaldırmış dağınık saçlarıyla bize bakıyordu. "Taeyeon ile evleneceğim derken?"
"Nee? Gayet duydun işte. Evleneceğim."
Bir kahkaha patlattım. "Allah allah. Ben öyle bir şeye tamam dediğimi hatırlamıyorum."
Baekhyun imalı imalı bakarken birazdan duyacaklarıma kendimi hazırlıyordum. Gözleriyle Taehyun'u işaret etti. "O geceyi hatırlıyor musun?" Ben kızarırken o sırıtıyordu. O sonradan pişman olurum diye korkarken ben onu zorlamıştım. "İşte tam o gece verdin sen bana cevabını."
Cevap vermedim, veremedim. Zaten tam da o zaman şatomsu yere giriş yapmıştık ve kapıda bekleyenler hemen yanımıza gelmişti. Baekhyun ile ettikleri sohbetten sonra gözleri bana ve Taehyun'a kaydı. Kendimi bakışları altında eziliyor gibi hissediyordum. Baekhyun Taehyun'un saçlarını öptü. "Oğlum Taehyun." Ardından bana dönüp gülümsedi. "Ve oğlumun annesi. Yakında evleneceğiz."
Hepsi şaşkınlıkla bana döndü. Gülümsemeye çalışıyorlardı ama cidden şaşkınlıkları belliydi yüzlerinden. Anlayabiliyordum o yüzden hiç bozulmadım ve onlara gülümseyip kafa selamı verdim.
Biz bir masaya doğru ilerlerken Taehyun'u yere indirdik. Buradaki tek çocuk Taehyun'du. Neyse ki o da üşengeç bir çocuk olduğundan biraz sonra tekrardan Baekhyun'un kucağına çıkmak istedi. "Annecim kocaman oldun ama sen babana yazık değil mi?"
Baekhyun Taehyun'u kucağına alırken "Karışma oğluma onun babası çok güçlü" dediğinde yalandan surat asarak diğer tarafa döndüm. Minseok bize doğru geliyordu. Uzun zamandır görmüyordum onu. Çok neşe dolu birisiydi. Yanımıza gelince olanlarını duyduğunu anladım. "Duydun demek..."
"Herkese açıkladığınızı evet duydum ama onun dışındaki her şeyi zaten biliyordum."
Kahkülümü kulağımın arkasına alarak gülümsedim. "Hadi ya..."
Minseok ve Baekhyun uzun bir sohbete dalmışken Taehyun'un gözleri kapanıyordu. Baekhyun'un kolunu tuttum. Baekhyun bana döndüğünde Taehyun'u işaret ettim. "Uyumak üzere gitmemiz lazım"
Baekhyun kafasını sallayıp Minseok'a döndü. "Eh ben artık bir babayım. Görüşürüz ortak."
Minseok gülerek Baekhyun'un omzuna vurdu. Taehyun'un saçlarını karıştırdı. "Bundan sonra bol bol görüşeceğiz amcacık."
Bu defa arka kapıdan sessizce çıkarak evimize ulaştık. Taehyun'un üzerini değiştirip yatağına yatırdım ve odamıza gittim. Baekhyun üzerini değiştirmiş yatağımızda yatıyordu.
Üzerimi değiştirmek için dolaptan geceliğimi aldım. Elimi arkaya atmış elbisemin fermuarını açmayı deniyordum ama fermuar aşağıda olduğundan açamıyordum. Tam o an Baekhyun'un elini fermuarımın üzerinde hissettim. Fermuarımı yavaşca indirip beni kendine çekti. Sırtımı göğsüne yaslayıp kafamı omzundan aşağıya yasladım. Baekhyun açıkta kalan boynuma öpücük kondururken fısıldadığı kelimeden sonra cevabım gayet netti.
"Bir tane de kızımız olsun istemez misin?"