Gözlerimi midemin çalkalanmasıyla açtığımda etraf hala karanlıktı. Ağzımın içerisinde ki tükürük salgısı artarken birazdan kusacağımı biliyordum. Lavaboya gitmek için hareketenmek istiyordum ama Baekhyun'un bana doladığı kolları buna engel oluyordu. Midemden boğazıma kadar aniden gelen sıvıyı hissettiğimde Baekhyun'un uyanıp uyanmamasını umursamadan kendimi kollarından çekip odanın içinde ki lavaboya doğru koşmaya başladım ama lavaboya ulaşamadan boğazımı yakan o iğrenç sıvıyı Baekhyun'un odasının ortasına bırakmıştım.
Ben utançtan kafamı yerin dibine sokacakken yataktan gelen yaylanma sesinden sonra uykulu Baekhyun gelip başımda durdu. Kafamı kaldırıp ona bakamıyordum, cidden şuan utançtan ölebilirdim. "Yah, Taeyeon-ah sen iyi misin?"
Yavaşca diz çöktüğüm yerden doğruldum. Elim ayağıma dolaşıyordu. Baekhyun'a bakmamak adına gözlerimi odanın farklı köşelerinde gezdirdim. "Özür dilerim, temizleyeceğim. Sen git yat lütfen."
Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. "Saçmalama Tae. Senden tiksinmiyorum. Neden aniden böyle kalktın. Bir kaç gündür midem bulanıyor diyorsun, iyi misin?"
Kafamı olumlu anlamda salladım. "İyiyim. Midemi üşüttüm sanırım."
Baekhyun alnımla saçım arasında ki yere kocaman bir öpücük kondurdu. "Sen git ağzını felan çalkala, sonra geç uzan. Ben burayı temizleyeyim."
Suratımı buruştururken kusma isteğim tekrar geliyordu. "Ah Baek hayır, ben temizlerim." Baekhyun beni lavaboya doğru itekledi. "Sana senden tiksinmediğimi söylemiştim."
...................
Gözlerimi açarken neden garip şeyler yaşadığımı bilmiyordum ama sabahta yüzümde patlayan flashla uyanmıştım. "Ya Baekhyun napıyorsun, çok kötü çıkmıştır o."
"I-ıh." dedi sırıtarak. Uzatmak istemedim. Baekhyun'dan çekinmiyordum o yüzden umursamadım yerimden kalkıp giyineceğim sırada Baekhyun kolumdan tutup beni tekrar yatağa çekti. "Biraz daha duralım."
Kalkmak için hamle yaptım. "Sen üzerini giyinmişsin ben giyinmedim. Ayrıca daha saçım makyajım falan da var senin gibi basit değil benim hazırlanmam."
Haklı olduğumu anlamış olacak ki beni bırakıp kalkmama izin verdi. Üzerimi değiştirirken Baekhyun'un bakışını üzerimde hissediyordum ama umursamadım. Baekhyun'dan çekinmiyordum, neyden çekinecektim ki? Onunla birlikte bile olmuştum. Görmesi gerekenden çok daha fazlasını görmüşken kıyafetimi değiştirirken utanmazdım. Gömleğimi giyerken "Kilo almışsın" dedi. Suratım ani bir hızla düşerken umursamıyormuş gibi omuz silktim. Fazla kilo almamıştım. Sadece ayva göbeği dedikleri göbekten çıkmıştı.
Makyajımı yapmak için aynanın karşısına geçtiğimde hala somurtuyordum. Hadi ama kilo alsam bile bana söylemek zorunda mıydı? Pislik. Baekhyun sanırım bozulduğumu anlamış olacak ki arkamdan sarılıp çenesini omzuma yasladı. Aynadan göz teması kuruyorduk. Pantolonumun içine soktuğum gömleğin ucunu çıkardıktan sonra bir elini gömleğinden içeri götürüp göbeğimi avucunun içine aldı. "Çok tatlı duruyor. Kötü olsa söylemezdim. Surat asma Tae Tae."
Kafamı biraz geri çekip ona döndüm. "İnanayım mı?" Gülerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu. "İnan."
Daha sonra geri çekildi. Masanın üzerinde ki anahtarları aldı. "Ben arabadayım. Acele et, gelirken kapıyı iyi kapatmayı unutma." Kafamı sallayıp işime devam ettim. dudak koruyucumu da sürdükten sonra çantamı alıp arabaya doğru yürümeye başladım. Ben ruj sürmeyi çok seviyordum ama Baekhyun rujdan hoşlanmadığı için sadece dudak koruyucuyla idare ediyordum. Ah Baekhyun ah. Hayatımda neler değiştirdiğini bir bilsen.