19 ♥

403 31 6
                                    

Her zaman düğün ortamlarından nefret etmişimdir. Zaten Junmyeon'la da çok sade bir şekilde evlenmiştik ama belki de asıl nefret etme sebebim böyle gösterişli bir evlilik yapamamamdı, kim bilir? Saatlerdir herkes Sooyoung ve Chanyeol'ün o lanet gelin ve damat odasından çıkmasını bekliyordu ama hala gelmemişlerdi. Ben Baekhyun'u görmemek için kafamı bile kaldırmıyordum. Görürsem yıllarımı verdiğim emeklerim boşa giderdi çünkü. Elimde ki yola yola bitirdiğim peçeteyi masanın üzerinde bir yere fırlattım ve gelin odasından gelen Hyoyeon'a döndüm. "Hyo, Sooyoung artık gelmeyi düşünmüyor mu?"

"Korkuyorum diyor." Ben kaşlarımı kaldırmış onu dinlerken devam etti. "Taeyeon kalk bir de sen konuş. Sen evlendin, sorun olmayacağını söylersen seni dinleyecektir." Haklıydı kafamı sallayıp Junmyeon'a Taehyun'a dikkat etmesini söyledim ve gelin odasının yolunu tuttum. Sooyoung içeride makyajı dağılmış bir şekilde oturuyordu. "Sooyoung sen salak mısın?"

"Sende mi Taeyeon?" Bende onun gibi yapıp gözlerimi devirdim. "Bende tabi ki. Korkacak zaman mı bitti? Dün üzerine atlıyordun çocuğun, düğün günü mü korkuyorsun? Hayır yani neyden korkuyorsun? Zaten aynı evde yaşıyorsunuz, birlikte oluyorsunuz. Evli çift gibisiniz. Değişecek tek şey nüfus cüzdanında ki medeni halin. Hala neyden çekiniyorsun anlamıyorum ki?!"

Sooyoung bir süre daha başı ellerinin arasında bekledi. "Sooyoung-ah, sorun yok. Korkma artık içeriye gel." O da söylediğim şeylerin mantığının farkına varmış olacak ki kafasını salladı. "Makyajım için 5-6 dakikaya ihtiyacım var. Taeyeon, benim için şarkı söyler misin?"

"Ne? Ah Sooyoung bunu bana yapamazsın?" Sooyoung bana büyük bir istekle bakıyordu. "Lütfen, gelini kıramazsın." Haklıydı. Sooyoung benim her anımda yanımda olmuştu ve o benim kıramayacağım tek insandı. "Tamam... Acele et."

Sooyoung'ın odasından çıkıp salona gelene kadar hangi şarkıyı söyleyeceğimi düşünmüştüm. Baekhyun şu göt kadar salonda herhangi bir yerdeydi ve beni duyacaktı. Salona gelince Taehyun'la oynayan Junmyeon'a küçük bir bakış atıp platforma çıktım ve arkada ki çalışanlara şarkının ismini verdim. Müzik başlarken gözlerimi kapattım. Her zaman bu şarkıyı Baekhyun'a söylemek istemiştim.

"Hangi kelimeleri söylemeliyim?

Hangi düşüncelere daldın böyle?

Aynı kalacağız, sen ve ben.

Fısıldamaların umutla dolu.

Birlikte çizdiğimiz bir rüya gibi, sen ve ben."

Gözlerimi açıp Baekhyunla bizim olan oğlumuza baktım. Sadece bizim oğlumuza. Ne benim, ne Junmyeon'un. Sadece bizim oğlumuza.

"Sevmeye gücümüz var mı?

Bana gel bebeğim, bana gel, gel bebeğim.

Harika geçen günlerimiz..."

Daha fazla bakmaya dayanamayıp gözlerimi sımsıkı yumduğumda deminden beri tuttuğum göz yaşlarımdan biri dökülmüştü. Bu sahne bana çıkmaya başladığımız ilk günü hatırlatıyordu. Baekhyun bana şarkı söylerken ben yine böyle ağlıyordum. 

"Hatırla. Sevmiştik biz.

Ağlamıştık, hatta gülmüştük bile.

O zamanları başa sarabiliriz. (Sen~)

Her zaman beraberdik, benzerdik birbirimize."

Gözlerimi açıp salonda gözlerimi gezdirdim, şuan kazayla bile olsa Baekhyunla göz göze gelmek istiyordum. Şarkı artık şarkı olmaktan çıkmış daha çok yakarış gibiydi.

GEMINI // BaekYeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin