11 ❤

436 32 1
                                    

Umutsuzluğa kapıldığınız anlarda kendi kendinize ben yapabilirim demek önemlidir evet, ama bir başkasının -hele de gerçekten sevdiğiniz birinin- demesi çok daha önemlidir. Tiffany'nin yaptığı şeyi hatırladıkça tüm etlerimin kemiklerimden canlı canlı koparıldığını hissediyordum. Abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz ama gerçekten abartmıyorum. Yıllarımı verdiğim, her an nasıl olduğumu gören kardeşim bana bunu yapabilmişti.

Her şeyden güzeli ve özeli bana böylesi bir zamanda bile bambaşka duyguları tattıran Baekhyun'du. Onu sevmek güzeldi, onun tarafından sevilmek daha güzeldi. Onun sarılması, gülmesi, bana bir sığınak gibi gelen vücudu, dokunuşu... Ona ait olan her şey çok güzeldi. Ona ait olup da çok güzel şeylerden olan biri de şuan beni öpen dudaklardı. 

Yüzümde dudaklarının dokunuşunu hissettiğimde kıkırdamadan edemedim. Hislerimi tanımlayacak kelimeler bulamıyordum ama diyebileceğim şey sadece çok güzel olduğuydu. Onu seviyordum ve onun beni sevdiğini hissediyordum. Gözlerimin üzerine öpücük kondurduğunda usulca açtım gözlerimi. "Ne zaman uyandın?"

Gülümseyerek bakıyordu bana, bakın bu bana dünyanın en özel insanı gibi hissettiriyordu. Sanki ben kırılgan bir nesneymişim de beni kırmaktan korkuyormuş gibiydi. "Bir az oldu."

"Neden hemen uyandırmadın?" 

Yavaşca tekrar uzanıp kolunu başının altına aldı ve gülümseyerek bana bakmaya başladı. "Seni uyurken izlemek istedim, çok güzeldin."

Hafifçe gülerek Baekhyun'un çıplak göğsüne yasladım kafamı. Kokusu burnuma geldikçe göz pınarlarım yaşları gözlerime dolduruyordu ve boğazımın düğüm düğüm olmasını engelleyemiyordum. Dudaklarım büzülürken gözümü kırptığımda Baekhyun'un göğsüne düşen damlaya engel olamadım.

Baekhyun'un sırtımda ki eli bir süre olduğu yerden kaldıktan sonra yavaşca koltuk altlarımı bulup beni doğrultarak kendine çekti. Yüzüm tam olarak yüzünün karşısındaydı. "Neden ağlıyorsun, yanlış bir şey mi yaptım? Ya da dünden dolayı canın mı acıyor? Bak ben özür dilerim, hemen senin için ağrı kesici getirip çay yapa-"

Zorla "Baekhyun." dediğimde durmuştu. Avucumun içiyle gözlerimi silip ağlamamı biraz olsun bastırdım. Daha sonra ellerimle Baekhyun'un yüzüne avuçladım ve bu defa ben onu göğsüme çektim. İlkti sanırım bu, genel olarak o bana sarılırdı. Saçlarının kokusunu içime çekerek kocaman bir öpücük kondurdum. "Yanlış hiçbir şey yapmadın. Hatta o kadar iyisin ki, ben iyiliğinin altında ezildiğimi hissediyorum. Sanki bundan sonra sen yanımda olmazsan bocalayacakmışım gibi, elimi tutmazsan düşecekmişim gibi, sana muhtaçmışım gibi... Ben dün en yakın iki arkadaşım tarafından hayal kırıklığına uğradım ama sen yanımda olup beni her şeyin geçeceğine inandırdın. Sen benim en büyük hayalim, en büyük umudumsun. Lütfen sen benim hayal kırıklığım olma, lütfen." O sessizce beni dinlerken kollarını belime dolayıp iyice bana yaklaşmıştı. Daha sonra burnumu çekip olası bir sümük saldırısından kurtuldum. "Ayrıca biraz canım yanıyor evet ama endişelenecek bir şey değil, ben istedim sonuçta değil mi?"

Ben bunu der demez kafasını kaldırıp bana baktı. "Üzgünüm... Şirketi ayarıp bu gün ikimiz için izin alacağım."

"Baekhyun buna gerek yok..." 

Bana 'asıl bunu demene gerek yok' dercesine elini telefonuna atıp bir numara tuşladı ardından telefonu kulağına götürdü.

"Alo, Minseok? Benim Baekhyun."

"Bu gün işe gelmeyeceğiz."

"Kim Taeyeon ve ben."

"Burnunu sokma, sen sadece dayıma bir şey çaktırma ve güzelce idare et. Seni seviyorum Minseok-ah"

GEMINI // BaekYeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin