İlk defa bir şey isteyeceğim. Lütfen yorum yapın.
.........................
Çaresizlik şu dünya üzerinde ki en zor duyguydu sanırım. Bir anlık hormonlarımızın esiri olmamız başımıza neler getiriyordu. Ağlamak istiyordum ama ağlayarak bebeğime haksızlık yapmak istemiyordum. Artık dünün aksine hamile olduğumu kabullenmiştim. Gece boyunca karnımı sevip, onunla konuşmuş ve durmadan ağlamıştım.
Hastaneye girerken "Randevumuz yok ne yapacağız?" dediğimde Sooyoung kendine güvenerek "Hallettim" dedi. Sadece gülümsedim. Bir ara ona yanımda olduğu için teşekkür etmeliydim.
Randevumuzdan dolayı beklemeden doktorun yanına gittiğimizde doktor gülümseyerek karşıladı bizi. "Hoşgeldiniz."
Sooyoung doktorla konuşurken ben heyecandan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Etrafımda ki eşyaları incelerken Sooyoung'ın kolumu cimciklemesiyle gerçek hayata döndüm. Doktor "uzanın" diyerek sedyeyi gösterdiğinde çekingenlikten ölecektim. Doktor bunu fark edince gülerek "Rahat olun lütfen" dedi.
Karnımı açarken doktor "Eşiniz yok mu?" diye sorduğunda neredeyse ağlıyordum. Kafamı iki yana sallarken bir an Baek'in burada olduğunu düşündüm. Tepkileri nasıl olurdu acaba?
Doktor gülümseyerek elinde ki jeli Sooyoung'a uzattı. "Eşi yoksa siz sürün."
Sooyoung jeli karnıma yedirirken kendi kendine söyleniyordu. Öylesine yaptığına emindim o yüzden alınmamıştım. Hani doktor iğne vururken bir saniye diye korkuyla durursunuz ya hah işte şuan doktor bana ultrasonu yaklaştırırken "Dur" diye bağırmak istiyordum ama yapamadım. Doktor ultrasonu karnımda gezdirirken gözlerimi kapatmıştım. "Evet tahminleriniz doğru. Hamilesiniz."
Sooyoung elimi tuttuğunda gözlerimi açtım. Ekrana bakıp gülümsüyordu. Ben Sooyoung'ın surat ifadesine bakarak gördüğü şey hakkında kendi kendime yorum yaparken doktor "Henüz çok minik ama yine de bebeğinize bakmak ister misiniz?" diye sorunca kafamı ekrana çevirdim. Doktorun parmağının ucuyla baktığı yere bakarken tüm vücudumdan bir titreme dalgası geçti. Şöyle bir karşılaştırma yaparsak henüz doktorun tırnağı kadar bile büyük değildi ama buna rağmen ona bebeğim deyip sarılmak istiyordum. Benim bebeğimdi o. Şimdiden kız mı erkek mi olacak onu düşünmeye başlamıştım.
Ben ağlayarak bebeğime bakarken Sooyoung doktora bebeğin ne kadarlık olduğunu sordu. "Yaklaşık iki aylık" dedi doktor.
"Oha!" diyerek bana döndü Sooyoung. Açıkçası bende şaşırmıştım. "Kızım ben ayıktırmasam doğurana kadar haberin olmayacaktı her halde." Gözümü devirip tekrar bebeğime döndüm. Çok güzeldi, benimdi.
İstemeyerek de olsa sedyeden kalktığımda elimi karnımdan çekemiyordum. Biran önce hamilelik kıyafetleri giymek istiyordum. Bana böylesine fikir değiştiren şey bebeğimi görmemdi. O gerçekten vardı. Karnımın içinde bir canlı taşıyordum ve bu harika bir duyguydu.
Doktor bebeğimin çektiği fotoğraflarını bana verirken teşekkür edip odadan çıktık. Arabada otururken Sooyoung arabayı çalıştırmadan elini karnıma getirip konuşmaya başladı. "Teyzeciğim. Şimdiden senin için çok üzgünüm. Gerçekten gerizekalı bir annen var. Eğer teyzen olmasaydı annen sen doğana kadar kilo aldım diye kendi kendine atar yapacak ve sen doğarken sancılandığında da adet sancısı sanıp hap içecekti büyük ihtimal. Neyse ki ben varım." Sooyoung sanki karşısında kocaman insan varmış gibi konuşurken ben gülerek izliyordum onu. Acaba şuan bizim ne yaptığımızı anlıyor muydu?
Sooyoung arabayı sürerken bende dışarıyı izliyordum. Artık hayatım tamamen değişmişti. 2 aydır hayatımın hem en güzel hem en sancılı dönemini yaşıyordum. Baekhyun vardı, bebeğim vardı. Her şeyin bizim için güzel olmasını umuy- "Sooyoung arabayı durdur."