8. Bölüm "Yok Artık"

572 47 3
                                    

Gecikmeden dolayı özür dilerim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur :)
Yorum yapın lütfen :)

Simay dan

Adamı hafif kendimden uzaklaştırdıktan sonra yüzüne baktım, bir şeyler hatırlamaya çalışıyordum. Yüzü tanıdık gelse de kim olduğunu hatırlayamıyordum, hani birini görürüz ben bir yerden hatırlıyorum ama deriz ya aynen o durumdaydım. Güvenmek istiyordum ama en son kendini nişanlınım diye tanıtan adam vahşi bir yaratık çıkmıştı. Bu halimi anlamış olacak ki konuşmaya başladı
" korkmana gerek yok Simay! Sana her şeyi anlatacağım "
"tamam " dedim kalktığı koltuğa tekrar oturdu bana da karşısına oturmamı işaret etti. Geçmişimi ne kadar merak etsem de yine de korkuyordum
"Destan bey bana her şeyi anlattı, bana da o ulaştı senin hakkında konuşmak isteyince kabul ettim. Başına gelenleri bu sayede öğrendim, beni hatırlamadığını biliyorum ama doktorunla da iletişime geçtim geçici olduğundan dolayı yakın zamanda hatıraların geri gelecekmiş en azından büyük bir bölümü "
"ben bir şeyler hatırlamaya başladım "
"ne hatırlıyorsun? "
"sana güvenebileceğimi nerden bileceğim? Ya sen de Erkan denen adam gibi psikopatsan!"
"Erkan hakkında ne hatırlıyorsun bilmiyorum ama ben öyle değilim Simay ! Biz uzun zamandır arkadaşız ve senin şirketinde avukatım "
"benim şirketim mi? " benim bir şirketim mi vardı yani!
"evet, baban çok ünlü bir iş adamıydı "
"battık mı? "
"nasıl yani?"
"adamıydı dedin, geçmiş zaman kullandın şirketi batırdık mı? "
"aslında hayır gayet güzel idare eden bir şirketin var ama bir sorun var "
"nedir? "
"hafızan geri gelene kadar bu konu hakkında konuşmak istemezdim ama şirketin tehlikede "
"nasıl yani ? Nasıl bir tehlike ? Ayrıca neden babam ilgilenmiyor böyle bir konuyla "
"Simay babanı kaybettik "
"ne!!"
"üzgünüm ! sen bunu kaldıramamıştın en azından Erkan bana öyle söyledi"
"ne zaman oldu bu ?"
"sen ortadan kaybolmadan bir süre önce " "peki nasıl oldu ?" istemsizce gözlerimden yaşlar süzülüyordu, evet hatırlamıyordum ama yine de babamın ölmüş olması duygusu kötüydü
"trafik kazası " "peki annem o nerde? "
"o daha sen küçükken hayatını kaybetmiş " nasıl ya ! Keşke hiç karşıma çıkmasaydı, en azından bu lanet olasıca hayatta yalnız olmadığımı düşünürdüm. Hayallerimde mutlu olurdum ama şimdi yapayalnız olduğumu öğrenmiştim bu çok acı vericiydi.
"peki Erkan gerçekten de benim nişanlım mı? "
"evet "
"ben nasıl öyle bir adamla birlikteydim, hatırladığım şeylerde hiç güzel bir şey yok"
"biliyorum, baban da hiç hoşlanmazdı zaten ondan ama sen seviyordun "
"eminim aptallığımdandır " dedim . İnsanın hafızası gitti diye duygularıda gider miydi acaba onu gördüğümde etkilenmemiştim eğer gerçekten aşık olsaydım o zaman en azından bir şeyler hissederdim. Söylediğim şeye gülerken bir anda ciddi bir yüz ifadesine büründü
"işte şirketteki bahsettiğim tehlike de o! Nasıl oldu bilmiyorum ama sana şirketteki söz haklarını ona devrettiğine dair bir sözleşme imzalattırmış"
ne!! Adamda ki yüzsüzlüğe bak ya!! Bir de Destan a yüzsüz diyordum o adamın yanında daha onurlu gözükmüştü gözüme
"peki bundan kurtulmanın bir yolu yok mu? "
"aslında var !" "ne peki hemen yapalım o adamı oradan defetmek istiyorum"
"sözleşmeyi bana hazırlatmıştı ben de seni bildiğimden kötü bir durum olduğunu sezmiştim sözleşmeye bir madde ekledim. Eğer o madde uygulanırsa söz hakkı yine senin olacak onun şirkette hiçbir konumu olmayacak "
"nedir o madde "
"evlilik şartı " "nasıl yani? "
"senin birisiyle evlenmen gerekiyor eğer bu şart yerine getirilirse onu şirketten kolayca uzaklaştırız "
bu nasıl bir saçmalıktı ya dost mu düşman mı belli değil
"böyle bir şeyin mümkünatı yok! başka bir çözüm yok mu? "
"malesef! imzalamayacağına o kadar emindim ki başka bir şey düşünmedim "
kendime inanmıyorum ya ben öyle bir insana nasıl güvenebildim ? Nasıl iğrenç bir insan! böyle bir şeyi nasıl yapar?
"acele karar verme ! Bu şirket sana ailenden kalan son şey kaybetmek istemezsin en azından eskiden istemezdin !"
"kendin söyledin işte eskiden !! Hatırlamadığım birileri için böyle bir şey yapmayacağım"
"peki sonsuza kadar hatırlamayacağından bu kadar emin misin? Hatırladığında çok pişman olacaksın ! Ayrıca ne zamana kadar burada yaşayacaksın ? Sonsuza kadar seni yanlarına alacaklarını mı sanıyorsun? "
"yeter ben bir yolunu bulurum ama yine de öyle bir şey olmayacak ! İstemiyorum ne o şirketi istiyorum ne de o salak saçma evliliği "
adamı arkamda bırakıp hızla odama çıktım, böyle bir şey olmayacaktı! Tanımadığım birisiyle evlenmeyecektim.
Kafamdaki düşüncelerle ne kadar oyalandım bilmiyorum ama kapının sesiyle kendime geldim, geleni gördüğümde biraz mutlu olmuştum bu kız bana huzur veriyordu
"tatlım, iyi misin? "
"bilmiyorum " dedim çünkü gerçekten bilmiyordum, ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum. Kapıyı kapatıp yanıma geldi, yavaşça yatağa otururken bir yandan da düşünceli görünüyordu
"Fatih beyle konuştuk durumu anlattı çok üzüldüm "
"bende ! " Masal ın konuşmasıyla gerçekler bir bir beynimde yerine oturuyordu
"ben nasıl bir adamla birlikteydim nasıl böyle bir şeyi yapar? " gözümden düşen yaşları elimin tersiyle silerken bir yandan da kendimi toparlamaya çalışıyordum Masal ın yanında güçsüz görünmek istemiyordum. Bunu anlamış olacak ki
"kendini sıkma ben senin yanındayım " dedi sırtımda gezinen eli rahatlamamı sağlarken hıçkırıklarımı tutamıyordum
"ben ne yaptım da böyle bir duruma düştüm "
"böyle düşünme lütfen, hem bazen kötü şeyler güzel şeylere sebep olabilir. Belki de o kaza olmasa biz seninle asla tanışamayacaktık ve ben senin gibi kıymetli bir arkadaştan mahrum kalacaktım " bu söylediği beni gülümsetmişti
"her zaman her şeye inat böyle güzel gül " beni dizine yatırırken tam bir anne gibiydi annemi hatırlamıyordum ama annenin yanında olmasının nasıl bir olduğunu hatırlıyordum en azından hissediyordum.
"sen çok iyi bir insansın "
"sen de öylesin"
"bilmiyorum, kendimi hatırlamıyorum bile hatırladığım şeyler hiç güzel şeyler değil . Her hatıram acı, kavga, yalnızlık "
"yalnız değilsin ben varım biz varız " bu sözüyle Fatih in sözleri aklıma gelmişti
"Ayrıca ne zamana kadar burada yaşayacaksın ? Sonsuza kadar seni yanlarına alacaklarını mı sanıyorsun? "
haklıydı evet şu an yanımdalardı ama bu ne zamana kadar sürecekti? İkisi de genç bir gün mutlaka evlenecekler ve ben yalnız kalacağım. Gözlerimi kapatıp bir çıkış yolu bulmaya çalıştım ama yoktu tek yol Fatih ti bu konu hakkında enine boyuna düşünmem gerekecekti.
"Masal "
"efendim canım "
"şey Fatih in numarası sen de var mı? "
"evet az önce ne olur ne olmaz diye numarasını vermişti "
"şey ... telefonunu kullanabilir miyim? Onunla konuşmam gereken bir konu var da ! "
"tabi canım, al bakalım " numarayı da açıp telefonu elime vermişti
"ben salondayım işin bittiğinde getirirsin "
"tamam teşekkür ederim " ben yavaşça yattığım dizinden kalkarken o da kalkıp hızla odadan çıktı, arayıp beklemeye başladım bir kaç çalıştan sonra telefon açıldı
"efendim Masal"
"ben Simay "
"Simay ! ne oldu bir sorun mu var "
"aslında var ! yani yok ! Az önce konuştuğumuz konu hakkında konuşmamız gerek "
"tamam ben geri geleyim o zaman "
"yok hayır dışarıda konuşalım " "peki ben adresi göndereyim, Masal seni bıraktırır "
"tamam teşekkür ederim " hemen üzerime dar paça bir kot ve kalın bir kazak giydim, dışarısı soğuktu üşümeye hiç niyetim yoktu. Hafif topuklu botlarımıda ayağıma geçirip kabanı ve Masal ın telefonunu alıp odadan çıktım, salonda Masal ı kahve içerken bulmuştum
"teşekkür ederim" deyip telefonu ona uzattım " bir de Fatih telefonuna bir yerin adresini attı beni oraya bırakabilir misin? "
"rica ederim, tabi ki canım benim de şirkette bir işim var zaten , Destan gece de eve gelmedi zaten "
neden gelmemişti ki? Bana biraz işim var demişti bu kadar uzun bir iş mi olurdu? Neyse bunu düşünecek durumda değildim düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı.
Yarım saatin ardından gönderdiği adrese gelmiştik, burası şık güzel bir kafeydi. Masal beni bırakıp gitti, dışarısı buz gibiydi hızla içeriye girdim. Biraz bakınmanın ardından Fatih i görmüştüm, masasına gidip oturdum.
"nasılsın " dedi, gülümsedim
"kararsız "bu kez de o gülmüştü "böyle konularda her zaman kararsızsın " beni iyi tanıdığı belliydi. Masanın üzerinden bir telefon uzattı
"bu ne ? " dedim
"bunu da mı bilmiyorsun? " dedi şaşkınca yüzüme bakarken ,
"tabi ki hatırlıyorum ama neden bana uzatıyorsun "
"çünkü senin telefonun ortalarda yok ve buna ihtiyacın olacak bana her zaman başkalarından ulaşamazsın, hattını içine taktım benim numaramda içinde kayıtlı bundan sonra bana buradan ulaşabilirsin "
"ne gerek vardı " dedim , küçük çaplı bir kahkaha atarken "merak etme şirketin parasından kullandım " dedi. Bu söylediğide beni güldürmüştü
"tekrar teşekkür ederim, ben de bu konu hakkında konuşacaktım seninle "
"seni dinliyorum "
"tamam kabul ediyorum evleneceğim"
"doğru kararı vereceğini biliyordum "
"ama bir sorun var bu sadece kağıt üzerinde bir evlilik olacak değil mi? "
"elbette "
"tamam öyleyse, şirketi aldıktan sonra boşanabilirim "
"ama bir şey daha var kanunen bu evliliğin geçerli sayılması için en az 1 sene evli kalman lazım"
"yok artık!!! Peki bu süreçte şirkette Erkan ın sözü geçecek mi? "
"Hayır öyle bir şey söz konusu değil ama evliliğinizin sahte olduğu anlaşılırsa seni hemen saf dışı bırakacaktır "
"ona da tamam ama ben kiminle evleneceğim? "
"onunla " Fatih in baktığı tarafa baktığımda hayatımda en son görmek istediğim kişi karşımdaydı, hayır ya böyle bir şey olamaz ! Bu adam bunu nasıl kabul eder !

Yorum yapın lütfen :) sizin düşünceleriniz çok kıymetli benim için :)

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin