22. Bölüm "Zaten görüyorum "

548 39 6
                                    

Multimedia: Destan

Gecikme için özür dilerim aslında dün yayımlayacaktım ama bitmemişti şimdi bitti paylaşıyorum bu arada geçti ama yine de 18 Mart Çanakkale zaferimiz kutlu olsun.
Şehitlerimizin ruhu şad olsun!

Keyifli okumalar :)

Destan' dan

Odasına kahvaltılık bir şeyler bırakıp çıktım. Şu an beni görmek istemiyordu, benim de onu görecek cesaretim kalmamıştı. Hazırlanıp evden çıktım, Erkan la yarım kalmış bir mesele vardı. Bunu geciktirmeye hiç te niyetim yoktu. Arabama binip Erkan ı tuttuğumuz yere doğru sürdüm, yolda bir kaç kez ablam aramıştı, anlaşılan bizi evde göremeyince meraklanmıştı. İki kez meşgule aldıktan sonra ısrarla aramaya devam edince açıp Simay la baş başa kalmak istediğimi söyledim. Tabi ki aldığım cevap
'ben size balayına gidin diye yalvarmamış mıydım' oldu. Yine de üstelemeden eğlenmemizi söyleyip kapattı.

Deponun önüne gelince arabayı durdurup indim. Kapıda bekleyen Selim e selam verip içeriye girdim, suratı yara bere içinde olan Erkan yine de pislik duruşundan ödün vermiyordu. Yanına yaklaşıp suratına sert bir yumruk attım.

"Kimdi lan dünkü şerefsiz?"

Yana doğru savrulan başını pis bir gülüşle tekrar kaldırdı. Bu hali sinirlerimi daha da gererken bir yumruk daha savurdum.

"Kimdi lan? Konuşsana!!!"

Yüzünü acıyla bana doğru kaldırdı.

"Peşinizi bırakmayacak biri"

"Bana düzgün cevap ver Erkan! Yoksa ölümün benim elimden olur! Simay dan ne istiyor bu pislik?"

"Benim bitiremediğim işi bitirmek istiyor"

Neden bahsediyordu bu adam!? Ne var yani açık açık konuşsa.

"Ne işi?"

Karşımda kahkaha atmaya başlayınca sinirlerim bozulmuştu, oturduğu sandalyeye vurduğum tekmeyle büyük bir gürültü ile yere düştü.

"Bana adam gibi cevaplar ver lan! Ne işi?"

"O kaltağın canını almak"

Duyduğum kelimeyle sinirlerim altüst olurken yerde yatan Erkan 'ın suratına yumruklarımı savurmaya başladım.

"Doğru konuş lan! Duydun mu beni? "

Selim' in çekiştirmeleriyle Erkan dan uzaklaşabilmiştim. Sinirle ona dönerken bu sefer ki hedefimin kendisi olduğunu anlamıştı.

"Abi sakin ol! Bu it ölürse o zaman hiçbir şey öğrenemeyiz. "

Söyledikleri bir bir aklımda yer ederken haklı olduğunu anlamıştım. Yerdeki sandalyeyi kaldırıp karşısına geçtim. Yüzünde kabuk bağlayan yaralar yeni darbelerle tekrar kanamaya başlamıştı.

"Şimdi bana her şeyi tek tek anlat! Lan sen bu kızın nişanlısı değil miydin? Bu nefretin neden?"

"Şimdi eski nişanlı yeni koca muhabbet mi yapıyoruz?"

Alaycılıkla sorulmuş bu soru sinirlerimi bozarken tekrar vurmamak için kendimi zor tuttum.

"Boş konuşmayı kes bana nedenini anlat. Dün ki it kimdi onu anlat bana!"

"Sana hiçbir şey anlatmayacağım, karınla da vedalaş yakında ondan geriye sadece boş bir beden kalacak. "

Sandalyeyi ve üzerindeki Erkan ı büyük bir gürültü ile arkaya doğru iterken içimde büyüyen sinir artık son noktasına ulaşmıştı.

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin