27. Bölüm "Babam"

490 42 2
                                    

Uzun zaman oldu farkındayım :( ama bir süre kafamı dinleyip toparlanmak istedim.
Anlayışınız için teşekkür ederim. Yorumlar çok az yorum bekliyorum.  :)

Simay'dan

Fatih'in yanına tekrar uğrayıp ardından hastaneden ayrılmıştık. Masal Fatih in yanında kalacaktı, bu duruma beklediğimin aksine Destan bir tepki vermemişti. Başımı çevirip Destan a baktığımda düşünceli bir halde olduğunu fark etmiştim. Bu adam ne kadar değişikti böyle! Hem korkutucu derece de bir öfkesi aynı şekilde de çok güzel bir vicdanı vardı.

.........

Eve gidip kısa bir duş alıp hemen yatmıştım. Bugün çok yorulmuştum ve aldığım duş bu yorgunluğu iki katına çıkarmıştı. Sabah erkenden kalkıp şirkete gitmeyi düşünüyordum. Hastane meseleleri ve Erkan yüzünden iyice ihmal etmiştim. Bu durum hiç hoşuma gitmiyordu.
Gözlerim kapanırken duyduğum kapı sesiyle irkilmiştim. Ağrıyan gözlerimi zor bir şekilde aralayıp gelen kişiye odaklanmıştım. Çok uğraşmama gerek yoktu, bana masum bir yüz ifadesiyle bakan Destan oldukça gülünesi bir haldeydi.
Destan

"Gelebilir miyim?" diye sorduğunda yüzündeki bu çocuksu ifade daha da büyümüş ve kesinlikle geceleri korkmuş ve annesinin kucağını arayan bir çocuk gibiydi. Bu hali gülümsememe neden olmuştu. Yorgan ı biraz kaldırıp elimle gösterdim.

Bir şey söylememe gerek kalmadan hemen yanıma gelmişti. Kendimi yine o bilindik güvenli kollara teslim ederken uyumak için çok da uğraşmamıştım. Zaten yorgunluktan ağrıyan vücudum bulduğu güvenle hızla gevşeyip kendinden geçmeyi başarmıştı.

Sabah alarm erkenden çalmış ben de aynı hızla yerimden sıçramıştım. Elim yan taraftaki telefonuma giderken saatin daha sabahın 7 si olduğunu gördüğümde rahatlamıştım. Bu halime şaşkın gözlerle bakan Destan'ın yanağına küçük bir öpücük bırakıp yataktan kalktım.

Şaşkınlıktan açılan gözleriyle beni izliyordu. Sanırım hâlâ ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

"Şirkete gidiyorum bugün. Uzun zamandır çok aksattım. "

dedim, bu söylediğime hafifçe gülümserken bir yandan da gözüyle yatağı gösteriyordu.

"Bence bir gün daha gitmesen bir şey olmaz. Telefonlarımızı kapatıp uyumaya devam etsek. "

Teklifi oldukça cazip gelsede şu an o şirkete gitmem gerekiyordu. Erteledikçe daha da erteliyor ve gitmek istemiyordum.

"Olmaz Destan, zaten yeterince erteledim. En azından bir sorun var mı diye bir bakmak istiyorum. "

"Eminim bir sorun olsa haber verirlerdi"

"Biliyorum ama yine de içim rahat değil. "

"Tamam, öyle olsun ama en azından bir kahvaltı yapalım sonra seni şirkete ben bırakayım olur mu?"

Dolabın önünden elime aldığım kıyafetlerle banyoya doğru giderken bir yandan da ona gülümseyip cevap yetiştirmeye çalışıyordum.

"Kahvaltıyı sen hazırlarsan neden olmasın!"

"Sen iyi alıştın küçük hanım ama sen merak etme bir gün benim için çok güzel kahvaltılar hazırlayacaksın. "

Sesindeki bu alaycı ve iğneleyici tını beni biraz korkutsada bu halimden hiç ödün vermeden banyoya girip kapıyı kapattım.
Ardından hızla elimi yüzümü yıkayıp üzerimi degiştirdim. Hazırlanıp odaya çıktığımda Destan odada yoktu. Yatak toplanmıştı.
Çantama ihtiyacım olan şeyleri katıp odadan çıktım. Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Çantamı kapının kenarına bırakıp mutfağa girdiğimde mutfak önlüğünün içinde harika gözüken adama sadece hayran kalabilmiştim. Her haliyle mükemmel olan bu adam benim için bir şeyler yaparken daha da bir güzelleşiyordu.

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin