15. Bölüm "Gece seninle uyuduğum için mi?"

660 45 18
                                    


Multimedia: Masal :)

Destan'dan

Kollarımın arasında titreyen kadına baktım, korkmuştum. Hem de hayatımda ilk kez bu denli çok korkmuştum. Ölümle ilk kez bu kadar burun buruna gelmiştim. Birini kaybetme korkusu bambaşkaydı, onun sesini bir daha duyamayacak olmak. Gülüşlerini bakışlarını görememe korkusu iğrenç bir şeydi.

"İyi misin?"

Soluk soluğa sorduğum sorunun cevabı elbetteki hayırdı ama yine de bir cevap bekledim. Sesini duymak istedim, tek kelime etmiyordu. Ondan duyduğum tek ses dişlerinin kırılacakmış gibi birbirine çarpmasıydı. Kollarımın arasına alıp bu lanet yerden uzaklaşmak istiyordum. O kadar bitkin gözüküyordu ki tutsam kırılacakmış gibi yada ellerimin arasından kayıp gidecekmiş gibi. Yavaşça yerden kaldırıp seri adımlarla kendi arabama yöneldim. Simay'ı usulca arka koltuğa yerleştirip, üstümdeki ceketi çıkarıp üzerine örttüm, kapıyı kapattım. Fatih'in arabasının yanına gidip anahtarı aldım, kapıyı kilitleyip arabayı burada bırakacaktım. Yarın birilerine aldırabilirdim ama şu an Simay'ın bana ihtiyacı vardı.

Tekrar arabaya gelip hemen çalıştırdım, gaza basıp hızla eve doğru sürdüm. Yolda giderken ablama mesaj atıp hemen eve gelmesini söyledim. Simay'ın kendisini yalnız hissetmesini istemiyordum. Ablamla iyi anlaşıyorlardı belki onun bir faydası olur diye düşünmüştüm. Arada aynadan bir değişiklik var mı diye bakıyordum. Ama bir değişiklik yoktu Simay bıraktığım gibi duruyordu, arabanın sallaması dışında yerinden kıpırdamıyordu. O kayalıklardan düşüp ölmemişti ama orada bir şeyleri kaybetmişti. Belki ruhunu, belki de cesaretini ama kesinlikle bir şey olmuştu orada yoksa bu halinin bir açıklaması olamazdı.

Uzun geçen bir yolculuğun ardından eve gelebilmiştik, arabayı kapıya yakın bir yere durdurup indim. Arka koltuktan yavaşça Simay'ı da aldım, kucağıma alır almaz başını göğsüme yaslayıp gözlerini kapattı. Bir garip olmuştum, tamam kucağımda ilk kez kız taşımıyorum ama bu tuhaftı. Tuhaf hissetmiştim.

Kapıyı ablam telaşlı bir şekilde açmıştı,

"Ne oldu Destan iyi mi o?"

"Bilmiyorum abla"

"Ne oldu?"

"Sonra anlatırım şimdi dinlenmemiz lazım. Sen Simay'ın üzerini değiştirmesine yardım eder misin?"

"Tabi, sen onu odasına götür ben geliyorum"

"Tamam hadi bekliyorum"

Hızlı ama temkinli adımlarla merdivenleri çıkıp Simay'ın odasına gelmeyi başarmıştım. Simay gözlerini hâlâ açmamıştı, bu her ne kadar sinir bozucu olsa da sakin olmalıydım. Simay ı yavaşça yatağa yatırdım, yanına oturup elini tuttum.

"Güvendesin küçük hanım, hadi artık inat etmeyi bırak da aç şu gözlerini. "

Hâlâ gözlerini açmıyordu,

"Tamam ben şimdi çıkıyorum "

Yataktan yavaşça kalkıp odadan çıktım, kapıda merakla bekleyen ablama döndüm.

"Abla, şu an pek iyi değil, elini yüzünü filan yıkasın belki biraz rahatlar. "

"Tamam ben ilgilenirim hadi git sende bir üstünü filan değiştir, her tarafın toz toprak"

Üstüme baktığım da gerçektende ablamın haklı olduğunu görmüştüm, yanından ayrılıp odama geçtim. Kısa bir duş alıp çıktım. Dolaptan aldığım eşofmanı ve t shirt ü giydim. Saçlarımı kurutmamıştım, bir de onunla uğraşmak istemiyordum.

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin