30. Bölüm "belki de..."

470 34 3
                                    

Gecikmeden dolayı özür dilerim :) Bu arada değer verip yorum yapan ve beğenen arkadaşlara çok teşekkür ederim umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Keyifli okumalar :)

Simay'dan

Hayat bazen insana kaldırabileceğinden daha ağır şeyler yaşatır bazense hiç beklemediği anda daha doğrusu hiç olmayacak dediği anda mucizeler verir. İşte şu an o mucizelerden birisini yaşıyorum. Yanıma uzanmış, vücuduyla ve ruhuyla beni sarıp sarmalayan bu adam hayatımın bir mucizesi. Her haliyle her yaptığıyla tam anlamıyla bir mucize.

"Ne düşünüyorsun böyle küçük hanım?"

diyen Destan 'ın sesiyle irkilsem de hemen toparlanıp, gözlerimi esir alan o kahvelere baktım. Yüzümde sinsi bir gülüşle dudaklarına yaklaşıp küçük bir öpücük bıraktım. Geri çekilip yine aynı sinsi gülüşle

"Bilmem belki de ..."

dedim, bu hareketim onu şaşırtmış olacak ki gözlerini sonuna kadar açmıştı. Kısa bir süre sonra kararan gözlerinden aklına gelen düşünceleri tahmin etmek çok da zor olmamıştı. Benim yaptığımın aynısını yapıp kışkırtıcı bir öpücük bıraktıktan sonra hafifçe geri çekilip

"Belki de ne küçük hanım?" dedi.

Öpüşü gerçekten kışkırtmaya yetse de onu biraz çileden çıkarmak istiyordum. Yanımda duran geceliği alıp üzerime giyerken Destan 'ın şaşkın bakışlarını görmezden gelmeye çalışıyordum.

Yataktan çıkıp banyoya doğru yürürken hafifçe geriye dönüp Destan 'ın şaşkın yüzüne bakıp

"Belki de bir duş almalıyız" dedim.

Gözleri şaşkınlıktan sevince dönüşürken ben de gülümseyip banyoya girip kapıyı kilitledim.

"Önceliği bana verdiğin için çok teşekkür ederim hayatım, merak etme hemen çıkarım. "

dedikten sonra kapıya yaslanıp ne söylediğini duymaya çalıştım.

"Merak etme karıcığım ben beklemeye alıştım artık. "

Yüzümde zafer kazanmış bir edayla üzerimdeki geceliği çıkarıp duş kabinine girdim. Sıcak su vücudumdan akıp giderken az önceki yaşadıklarımız aklıma geliyordu. Destan 'ın büyüleyici öpücükleri, beni sarıp sarmalayan kolları.

Kapının çalma sesiyle gözlerimi açıp anılardan uzaklaşırken suyu kapatıp kapıda ısrarla bekleyen Destan a cevap verdim.

"Efendim?"

"Aceleci olmak istemem ama şirketten aradılar, yarım saate çıkmam gerekiyor. "

Bu saatte nereye gidecekti ki? Şirkette ne işi vardı bu saatte. Kıskanç tarafım ağır basmış hemen bornozumu giyip kapıyı açmıştım.

"Bu saatte nereye gidi.."

Cümlemi tamamlayamadan hızla çekilip duvarla Destan arasında kalmıştım.

"Bana oyun oynamak öyle mi küçük hanım! Ben bu gece dersinizi aldığınızı düşünmüştüm. "

Tuzağa düştüğümü anlamam la kendime içimden bildiğim küfürleri sayarken bir yandan da bundan kurtulmanın yollarını düşünüyordum.

"Ben oyun oynamadım ki " dedim en masum bakışımla.

"az önce ki o küçük şov bir oyun değildi öyle mi küçük hanım?"

ısrarla biraz daha yaklaşıp bana acı çektirmek istermiş gibi kulağıma fısıldıyordu. Bu durum içimi eritirken ne diyebilirdim ki.

"pekala cezam neyse çekmeye razıyım."

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin