17. Bölüm "tıpkı senin gibi"

577 42 4
                                    


Multimedia: Masal

Simay'dan

Eskiden nasıl biriydim, ne yerdim ne içerdim? Kimler arkadaşımdı kimler düşmanım? Ne olmak istiyordum? Kim olmak istiyordum? Bunların hiçbirisinin cevabını bilmiyorum. Artık merakta etmiyorum, şu an tek merak ettiğim şey annemin bana bıraktığı mektubun ne olduğu. Bir yanım küçücük bir çocuğa ne yazmış olabilir ki diyor? Diğer yanımsa bunun hayatımla ilgili büyük bir ip ucu olduğunu söylüyor. Lanet olası mektubu daha önce almış olabilirim, beni en çok ta endişelendiren şey o. Ya daha önce o mektubu aldıysam! Ya artık hatırlamadığım başka bir yerdeyse!

Hızla yanımda duran telefondan saate baktım, 20.13. Acaba bu saatte Destan beni mezarlığa götürür mü? Sanmıyorum! Düşününce gece gece oranın nasıl ürpertici bir yer olabileceği aklıma geldi. Yok ya en iyisi sabah gitmekti, gece gece aksiyona hiç gerek yok.

Yataktan kalkıp salona geçtim, Destan kanepeye uzanmış gözlerini tavana dikmiş bir şeyler düşünüyordu.

"Ne düşünüyorsun?"

"Hayatımı"

"Düşünecek bir hayatının olması güzel "

"Bu kadar dramatik olma Simay senin de bir hayatın var. Benimle, bizimle bir hayatın var "

Söylediği şeye sadece bir yıl demek istesemde buruk bir gülümsemeyle yanıt verdim.

Dolap biz gelmeden çoktan doldurulmuştu, yemek işlerinden çok fazla anlamadığımdan o işi Destan devralmıştı. Ne kadar inkar etsem de bu adamın elinde büyük bir lezzet vardı. Güzel bir akşam yemeğinin ardından küçük bir yürüyüş için dışarı çıkmıştık. Havalar artık ısınmaya başlıyordu yavaş yavaş. Bilmediğim sokaklarda Destan la yan yana gezmek tuhaf hissettirse de mutluydum.

Bir kaç saat süren sessiz yürüyüşün ardından tekrar eve geldik. Salona geçip kendimi koltuklardan birine attım.

"Kahve içer misin?"

diye soran Destan a büyük bir minnetle bakıp gülümsedim

"Harika olur"

cevabımı alır almaz mutfağın yolunu tuttu. Beş dakikanın ardından sıcacık kahvelerle gelmişti. Kahvemi elime verip karşıma oturdu.

"Anlat bakalım, seni dinliyorum"

"Neyi?" Neyi anlatacaktım ki!?

"Hadi ama Simay salak yok karşın da! Geldikten sonra sana bir şey oldu, sürekli düşünüyorsun? Seni bu kadar düşündüren şey ne?"

Madem sordu anlatacaktım, yoksa beni hayatta istediğim yere götürmez ya da göndermezdi.

"Bir şeyler hatırladım"

"Seni korkutan bir şey mi?"

"Hayır, küçüklüğüme dair bir şey. "

"Yıllar önceki bir şey seni neden bu kadar düşündürüyor peki?"

"Annem ölmeden önce bana bir mektup bırakmış hatırladığım kadarıyla ben o mektubu okumamışım."

"Nerede olduğunu biliyor musun?"

"Sanırım! Annemin mezarında "

"Veee orayı hatırlamıyorsun"

"Hayır, ama mezarlığın girişini hatırlıyorum ve mezarlık burada Nevşehir de "

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun"

"Mezarlığın girişinde kabartmalar gördüm. Nevşehir yazıyordu. Sence burada kaç tane mezarlık vardır?"

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin