11. Bölüm "Hazır mısın?"

705 48 7
                                    


Yorumlarınızı bekliyorum ne kadar çok yorum alırsam o kadar hızlı yazarım çünkü beni yazmaya teşvik eden şey sizin güzel yorumlarınız :)

Simay ' dan

Sessiz geçen bir yolculuğun ardından eve gelmiştik, onu beklemeden arabadan inip evin girişine doğru hızla ilerledim. Madem o beni umursamıyor ben de onu umursamayacağım. Sadece 1 yıl, bu kadar zor olmasa gerek. Kapının ziline bir kaç kez ısrarla basınca açılmıştı artık. Kimseye bir şey söylemeden odama çıktım. Benim bir evim yok muydu da burada kalıyordum ki! Tabi ya Destan bey öyle emretti, bir haftanın sonunda evli olacağımız için taşınmanın da bir anlamı yoktu. Masal bu duruma biraz tuhaf yanaşsa da mutlu olmuştu Destan için. Benimle mutlu olacağını düşünüyordu ama kesinlikle yanılıyor. Bu evlilik kesinlikle yıkıcı olacak her iki taraf içinde. Destan la bi uyum içinde olduğumuzu düşünemiyorum.

Odama girdikten sonra kapıyı kapatıp kilitledim, şimdi kimseyle konuşmak istemiyordum. Dolaptan aldığım pijamalarla banyoya geçip üzerimi değiştirdim. Gözümdeki makyajı silip yüzümü yıkadım. Biraz olsun kendime gelebilmiştim, kendime sinir oluyordum. İlk zamanlar daha güçlüydüm ne olmuştu bana neden kırılgan zavallı bir yaratığa dönüşmüştüm. İlk zamanlar olsa Destan 'ın söylediği bir şey beni bu denli etkilemezdi ama şimdi ufacık bir şey de ağlama isteği ile dolup taşıyordum. Beni ne değiştiriyordu, kendi suçlu mu hissediyordum? Evet, evet tabiki öyle, başka neden bu kadar üzüleyim ki.

Aynadaki yansımadan gözlerimi çekip banyodan çıktım, az önce farkına bile varmadığım bir kutu yatağımın üzerinde duruyordu. Yanına hızla yaklaşıp kutunun kapağını açtım. Beyaz bir elbiseydi, kutudan çıkarıp baktığımda bunun bir elbiseden fazlası olduğunu anlamıştım.

Bu bir gelinlikti, bembeyaz harika ötesi bir gelinlik. Bel kısmına kadar dar oradan sonra yavaş yavaş açılıyordu. Ne uçuş uçuş bir şeydi ne de üzerine tam oturacak cinstendi. Sanırım eskiden bir hayal kurduysam böyle bir şey hayal etmişimdir. Kafamı elimde duran gelinlikten çevirip yere düşen kağıt parçasına baktım. Sanırım gelinliğin arasından düşmüştü, elime alıp okumaya başladım.

'Umarım üzerine olur bir de bununla uğraşmanı istemedim :) olmazsa da üzülme değiştiririz :)
Masal...'

Tabi ya başka kim böyle bir incelik yapabilirdi ki? Az önceki mutluluğum uçup giderken yerini alev alev yanan sinir dalgaları almıştı. İç sesimin bana söylenmesiyle daha da bozulmuştu sinirlerim

'Neden sinirleniyorsun ki? Ne olmuş bu gelinliği o hödük almadıysa?'

Acaba bir insan nasıl bu kadar farklı olabiliyordu? Ablası melek gibiyken kendisi nasıl bu kadar odun olabiliyordu? İkisini de aynı anne baba dünyaya getirmedi mi?

Aklımdaki düşünceler birbirini izlerken kapının sesiyle kendime geldim

"Tatlım gelebilir miyim?"

"Gelebilirsin "

Kapının kulpu bir kaç kez aşağı yukarı gidip gelmişti ama açılmamıştı, gözlerimi kapatıp kendime küfür ettim. Kapıyı az önce kilitlemiştim

"Bir saniye Masal açıyorum"

Dedim, meraklandırmamak için hemen açtım

"Üzerimi değistiriyordum da "

Yaptığım açıklama üzerine anlayışla kafasını salladı. Gözlerini benden ayırıp arkama baktığında az önce yatağın üzerine bırakmış olduğum gelinliğe baktığını anladım

"Denedin mi?"

"Hayır, az önce gördüm"

dedim hevesli gözükmeye çalışarak.

Ateşle Dans (-18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin