Bir Kibrit Gibi Yanmak

2.9K 223 77
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                Dudaklarıma dokunuşu tedirgin, kalbime hissi yumuşacık dudaklar dokunduğunda, korkularım, endişelerim ve diğer tüm düşüncelerim omuzlarımın üzerinden asfalta saçıldılar. Artık hiçbiri canımı yakacak şekilde sırtıma binmiyordu sanki. Sanki hepsi nefesimi kesiyordu ve şimdi gitmişti. Belki de hayatımda, başım suyun altındaymışçasına somut bir şekilde nefes alamadığım bir anda, gerçekten soluduğumu, yaşadığımı ve çok uzun süredir oksijensiz kaldığımı hissediyordum. Ve sonra hepsi gitmiş, uyuşup karıncalanmaya başlamış ve yavaş yavaş ölen kalbime onu iyileştirecek tüm temiz kan, tüm iyilik bir anda doluyordu.

Bu bir öpüşme miydi, yoksa başka bir şey mi ayırt edemiyordum. Çünkü dudaklarımız birbirimizinkilerin arasındaydı, ancak sadece ve öylece duruyordum. Duruyorduk. Sanki minicik bir hareket diğerimizi kaçırıverecekmiş gibi tedirgindik ikimiz de belki.

Dudaklarını yavaşça çektiğinde benimkilerden, göz kapaklarımı yavaşça araladım yeni dünyama. Sanki uzun zamandır yaşayıp durduğum ve savaştığım o dünyayla bu bir değilmiş gibiydi. İçimde her zerremi saran bir mutluluk vardı ve bu hiç bitmeyecekmiş gibiydi. Ve hala onun yüzünü, gece olduğunda koyulaşan mavi gözlerini kirpiklerimin arkasında bırakıyordum. Onu gördüğümde, öleceğimi düşünüyordum.

"Ali..."

Sesim titrek, gittikçe incelerek ve heyecanlı çıkmıştı dudaklarımdan. Tüm varlığım başka bir boyuta geçmiş gibiydi sanki. Ayaklarımın yere bastığına bile emin değildim. Ciğerlerimde hala kokusunu, hemen içimde sıcaklığını hissedebiliyordum.

Kirpiklerimin oluşturduğu perdeyi yavaşça kaldırarak, gözlerimi gözleriyle bütünleştirdim. Bu kadar yakın, bu kadar fazla yakın, onun gözlerinin bunca içindeyken ve dış dünya yokmuş gibi hissederken düşünmek ve konuşmak önce zorlaştı. Sonra da bir anda imkansızlaştı. Ne olmuştuk biz şimdi? Neydik?

"Konuşalım mı?" dedi Ali, sesi derin, çok derin ve aynı zamanda merhametliydi.

Başımı salladım sakince.

"Konuşalım."

...

Gecenin karanlığında yan yana yürüyorduk. Emindim ki o gece çok fazla sokakta kahkaha ve gürültü vardı. Ancak bizim yürüdüğümüz sokaklar, karanlık çok daha sessiz ve sakindi. Yan yana yürümek, böyle... Bilmiyordum. Telefonum bile evdeydi. Gerçi o gece beni merak ederler miydi, onu da bilmiyordum ya.

Aklıma geldiklerinde birden içimdeki neşe dağıldı. Zaten Ali de susup durarak bir garip davranıyordu bütün gecedir. İçimde bir korku oluşacaktı neredeyse ki, aklıma beni öpüş şekli geliyordu. Ama böyle yürürken ve biraz üşürken, elini tutmak istiyordum. Ellerimi ellerinin içinde ısıtmak... Çünkü her şey önce tepe taklak olmuştu ve sonra tekrar tepe taklak olmuştu ki aslında düzelmiş demekti. Şimdi, öncelerinde hayal edemeyeceğim bir öpücüğü, fazlasıyla duygu yüklü bir anı yaşamıştım ve Ali'yle bunu hayal etme imkanını kendime vermezken, bunu yaşama şansını bulmuştum.

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin