Benliğinin İçinden Korku Duvarları Geçirmek

5.3K 310 44
                                    


"Selam!"

Karanlıkta ve gürültüde Emre'yi kaybetmemeye çalışarak ilerliyordum. Kapalı ve gürültülü mekanda sigara kokusundan zor nefes alıyordum. Adım attığım yerde birinin ayağı olmasın diye de özellikle dikkat etmem gerekiyordu. Hayatımda bu mekanlar insanların eğlence anlayışının karşılığı değildi eskiden. Gündüzleri takılır, geceleri alışveriş merkezlerinde gezip sinemaya giderdik. Şimdiyse bu 2 haftadır içine girmeye çalıştığım gürültücülerden biri olmak üzereyim ve yeni çevrem bunu gerektiriyor.

Hayatımda her zaman üst tabaka olmaya yetecek bazı gereklilikler vardı ama hiçbir zaman istediğim bu değildi. Ve ailemin de beni bu seçimde özgür bıraktığını biliyordum. Güvenli sınırın ötesine geçmek pek bana göre değildi. Geçmişim arkadaş güvensizlikleriyle doluydu. Lise hayatım ve öncesinde o kadar çok kazık yemiştim ki başımı ailem yanımda olmadan belaya sokabilecek her şeyden uzak durmaya çalışıyordum.

Geçmişimde yediğim kazıklar bir nevi geçmişimi tertemiz yapıyorlardı. Malum, geçmişte yediğim kazıklar bana geçmişte temizlik yapma ihtiyacını getirmişti. Ama dünya küçük, çevremdeki insanların geçmişimde kaldığını umduğum insanlarla ilişkileri yüzünden geçmişimdeki insanlar sosyal medyada da olsa hep karşıma çıkıyorlardı. İşin garip tarafı, bana karşı olan kıskanç ve sinsi yanlarından diğer kimse nasiplenmemiş gibi sürekli sıkı fıkıydılar. Sanki onlardan biri değilmişim gibi, sanki bunu sadece ama sadece bana yapmalıymışlar gibi yapıyorlardı. Ve işte, belki de şimdi ait olduğum yerdeydim.

Açıkçası bir yere ait olmak çok da umurumda değildi. Yanlış arkadaş seçimleri beni bireysel olarak güçlü yapmıştı. Çok fazla insana ihtiyacım yoktu. Çevremde güvenmediğim insanlardan bir ordu oluşturmanın anlamı da. Eğer güvenmeyeceksem insanlara, eğer onlar tarafından kırılacaksam ve eğer buna kalbimi açacaksam bu bir şey uğruna olmalıydı. Birisi uğruna. Ve şimdi, sebebimi bulmuştum. Ali'yi bulmuştum...

Zaten bir süredir sosyal medyada geçirdiğim zamanı geride bırakmam gereken insanları stalklamak yerine, Aliş'i stalklıyordum. Onu göremediğim zamanlarda bile, onu görebilmek beni yatıştırıyordu. Sanki onun için susamış doğmuştum ve onu bulana kadar tüm bu sancımın nereden geldiğini anlayamamıştım. Şimdi de ona yakın olmak için bu karanlık, gürültülü pubda, gürültücülerle buluşuyordum.

"Selam!" diye bağıran Tuğçe'yi gördüm. Ardından onunla selamlaştım. Diğer kızlarla da sırayla selamlaşıp yerime döndüm. Çok fazla ayakaltında dolanmak istemiyordum. Bu tarz yerler benim için fazlasıyla yeniydi ve açıkçası çekindiğimi gizleyebileceğimi sanmıyordum. Ama gruptaki kızlarla aramda yabancı sıfatını aşan bir yakınlaşma kurulmuştu. Nazlı bana Fıstık diye seslenmeye başlamış, Tuğçe buna bozulmuştu. Ama sonunda hepsi için eğlenceli, yeni ve uzun süre sonra onlara uyum sağlayabilecek biriydim. Peşimden orta tabaka insanları ya da alışkanlıkları sürüklemek yerine sanki başka bir okuldan, başka bir üst tabakadan transfer edilmiş gibiydim. Onlar da beni aralarına almakta zorlanmadılar. Önemli olan oldukları kişiye ve yaptıklarına katlanmak değil, bununla eğlenebilmekti. Zayıf ahlaki değerlerine şaşırmayacak kadar uzun zamandır onları tanıyordum ve bu işin içine girdiysem, tam yapacaktım. Beni yargılayacak her şeye kulağım tıkalıydı.

Ateşten incecik bir ipin üzerinde yürüyordum ama görebildiğim tek şey o mavi gözlerdi. Ve o mavi gözlerde bu süre içinde hep daha fazla endişe görmüştüm. Benden adeta kaçıyordu. Aslında onun için buradaydım. Emre'nin annemle iyi anlaşması, Tuğçe ve Melisa'nın makyaj muhabbetini dinlemek yada Nazlı'nın Savaş'la ilgili şikayetlerini yatıştırmak için değil. Savaş bile benimle onda fazla konuşuyordu. Yani aslında benden başka gruba onun için girdiğimi bilen olmadığı için Savaş'la bile daha fazla konuşuyor olmak çok da tuhaf görünmüyordu dışarıdan belki ama aslında tuhaftı işte. Ali benden bu kadar kaçmamalıydı. Tüm bu şeyler onun içindi ve ben, ona yakın olmak istiyordum.

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin