Seni İzliyordum

1K 81 19
                                    

Selam, selam. Bu bölüm tanrısal bakış açısıyla yazılmıştır. Sebebiyse iki tarafın duygularına da yer vermek istemem. İyi okumalar dilerim. Yorumlarınızı bekliyorum... Ve son olarak, bu bir ara bölümdür. Ancak bu bölümden itibaren geçmişten sahnelere sıkça yer vereceğime emin olabilirsiniz. Keyifli okumalar...

Selin başında uzun hırkasının kapüşonu, ince ince yağan yaz yağmurunun altında adımlarını sıklaştırarak marinaya yanaştırılmış duran yatın yanına ulaştı ve ardından yine aynı sık adımlarla yata uzanan köprüye çıkıp yata girdi.

"Hoş geldin." Dedi Ali onu gördüğünde gülümseyerek. Ardından yata uzanan köprüyü kapatmak için kaptan köşküne yönelirken, Selin de onu takip etti.

Başta Selin bir şeyleri nasıl götüreceğini bilmese de Ali'nin bu konuda çok fazla fikri vardı. Gözden uzak yerler bulmak için maddi kısıtlamalara uğramalarına gerek yoktu bir defa. Ayrıca, ailelerinin de her ne kadar görüşmelerini yasakladıklarını falan bilseler de, onların arkadaşlık ilişkileri ve yaptıkları etkinliklere tamamen hakim olan aileler olmadıklarını biliyorlardı ikisi de. O yüzden asıl tehlike Haluk Mertoğlu'ymuş gibi, ya da Yılmaz'larmış gibi gelmiyordu onlara. Asıl saklandıkları aileleri değildi yani. Güray'dan saklanıyorlardı.

Hani bazen bir hata yapardın, bin pişman olurdun ama o hata ömrün boyunca peşini bırakmazdı ya, öyle bir şeydi Ali'nin Güray konusunda yaşadığı da. Aslında yapmak istediğini yapmak niyetinde bile değildi Ali bunu yaparken. Bu yüzden de, bu bir hatadan fazlası değildi onun için. İnadına kurban gidip de geleceğini karartan kararlar vermemişti Ali. O, bunun kimseyi etkilemeyeceğini sanmıştı. Zaten bu şey, bir kelebeğin kanat çırpmasına benziyordu. Dünyanın her yerinde sürekli kelebekler uçuyordu. Ama bazen, bir kelebeğin kanat çırpması bir kaosun başlangıcı olabiliyordu.

Ali de çok kızın aklını çelmişti ve bu yüzden herhangi birinin buna sebep olabileceğini hiç düşünmemişti. Ancak o kız ki kızın adını bile hatırlamıyordu, Ali'nin kalan ömrünü etkilemişti işte bir şekilde. Ali kendisi için başına gelebilecek her şeyle cezalandırılmıştı Güray tarafından. Ancak Selin... İşte o konuda tedbirli olması gerekiyordu. Çünkü öyle yada böyle, Güray hiç Selin'e zarar vermemişti. Ancak her an, verebilirdi.

"Aç mısın?" diye sordu Ali, yat limanı terk ederken. Yatın içinde Ali ve Selin'den başka kimse yoktu o an. Ali, her ne kadar Haluk Mertoğlu'nun bunu öğrenmesinin öyle kolay olmadığını bilse de, riske edemezdi. Tüm o çalışanlar, Ali'den önce Haluk'un çalışanlarıydı. İşlerini kendileri görmeleri gerekecekti.

"Özledim." Dedi Selin ışıltılı bakışlarıyla adamı yakalarken. Ardından kollarını adamın boynuna dolarken burnunu adamın tenine gömüp kokusunu içine çekti. Selin, Ali'yi çok sevmişti. Çok uzun zaman sevmişti. Onun için çok çabalamıştı, sevgili olmaları için de öyle. Hepsi için uzun zamanlar tüketmesi gerekmişti. Ancak sevgili oldukları süreç, birkaç günü geçmemişti. Şans, asla yüzlerine gülmemişti. Ve şimdi, yeni yeni önceki sevgililik sürecinin son saatlerini dolduruyorlardı. İlk defa biraz olsun bir şeyleri uzatmaya fırsat buluyorlardı. Çünkü onlar ilk yıllarını, ilk aylarını, hatta ilk haftalarını bile kutlayamamışlardı. Ve şimdi bu kadar zaman bile uzundu.

Ne kadar garip diye düşünüyordu Selin. Önceki sefer Emre'ye söylemedi diye ortalığı birbirine katarken, şimdi herkesten gizlemeyi kız, kendisi istemişti. Çünkü öncekinin aksine hayata karşı daha tecrübeliydi. Çünkü artık biliyordu. İnsanlar kötüydü ve Ali bunun uğruna harcamaya değecek bir şey değildi. Zaten Ali'nin gizlemesinin nedeni Selin'le asla alakalı değildi. Öğrenmesi zaman almıştı, ama sonunda öğrenmişti Selin.

Ali, kızın beline doladığı kollarını çözüp geri çekildi.

"Tekrar soruyorum." Dedi gülümserken. "Aç mısın?"

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin