Ruhunu Yırtmak

3.6K 214 31
                                    


                Herkesin hayatında illaki bir tutkusu vardır. Biz her ne kadar inkar etsek de, tutkularımız ve arzularımız bedenimizi ele geçirmek için gözlerimizi kapatmamız için bilincimizin içinde pusuya yatıp bekler. Bazen öyle yoğunlaşır ki bu tutku hatta, göz kırpmalar bile içimizden dışarı taşmak isteyen okyanuslara fırtına üfler. Biz onu kontrol ediyoruz sansak da, o bizi kontrol eder.

Tutkuları kaybetmiyor muyuz hiç? Ediyoruz tabi. Ama bu bizim depresif ve hayattan tat alamayan sonumuza gebe bir durum. Sonuçlarımız hep durağan ve bıkkın bir ruh zarı, yırtıp içinden çıkamadığımız, ardına geçip nefes alamadığımız.

Benim de hayatımdaki en büyük tutku, bir zamanlar inkar ettiysem de sevgi. Bunu artık inkar etmenin bir anlamı yok. Artık içindeki havayı soluduğum balonu havayı Ali üflüyor. Ve yalnızca o. Çünkü hiç kimseyi sevmediğim, sevemeyeceğim kadar çok seviyorum onu. Ve artık birçok korkumu sıyırıp attı üzerimden. Biliyorum. Onun da en gizli fantezilerinde beni tüm bu karmaşadan kaçırmak, tek gürültünün nefes alış verişlerimiz olduğu bir balona kapatmak var. Yapamayacağımız şeyler bir yana, artık paylaştığımız bir koyu, bir deli cesaret var.

Gece karanlığında evin önünde ve karanlıkta öylece durduğumuzda da gözlerinin karanlık mavisi bana her şeyden daha ışıltılı geliyordu ve artık iyice üşüyen bedenime rağmen bir yere gidesim yoktu. Bir saat boyunca başka bir şeyi düşünmeden onunla dans etmiştim ve artık mutluluk beni öldürüyordu. Ellerimle ellerini sıkıca tutuyordum ve buradan onu bırakıp bir yere gidesim yoktu.

"Hadi." Dedi bana kısık bir sesle. "Git ve dinlen. Çok yoruldun."

Başımı sakince salladım onu onaylarca. İstediği ve özellikle beni düşünerek istediği bir şeye hayır demek içimden hiç gelmiyordu. Onu öyle çok seviyordum ki, sevgi üstüne sevgi koydukça bu bir sevgi olmaktan çıkıyordu sanki. Bir tuğla üstüne bir tane daha koya koya, sonunda tuğlaların değil bir evin oluyordu. Bir damla üstüne bir damla koyarak, denizin oluyordu. Benimki de oydu. Ona olan öyle çok sevgi vardı ki içimde, artık sanki başka bir şeymiş gibi geliyordu.

"Teşekkür ederim." Dedim gülümseyerek. "Bu geceki tüm fedakarlıkların ve her şeyin için."

Yüzünde o garip, yoğun ve çok gülmediğim gülümsemeyi gördüm bir defa daha. Ardından ellerimi karanlıkta onunkilerin arasından çekerek sessizce eve girdim. Yine sessizce odamı bulduktan sonra kapımı kapatıp telefonuma baktım. Ne bir cevapsız arama, ne de başka bir şey vardı. Kimse gittiğimin farkına varmamıştı anlaşılan. Bu iyiydi.

Üzerimi değiştirip yatağımın içine girdim. Ve gözlerimi kapattığımda hemen uyuyabilmeyi, onunla süslediğim rüyalardan sonra sabah uyanıp onu görebilmeyi diledim. Ama sadece saatlerce dönüp durdum. Sonunda uyuduğumdaysa sanırım gün ışıyordu.

...

Ali

"Baba."

Babamı salonda dikilmiş bekler bulunca, benim için beklediğini anladım.

"Neredeydin?" dedi. Sesi katı ve duygusuzdu. Ama kızgın hissettirmiyordu.

"Kafamı dağıtmak için dolandım biraz." Dedim başımı iki yana sallarken. "Sana ne bundan?"

Babam artık camdan dışarı bakarak benimle konuşmaktansa, sonunda bana yüzünü döndü. Gözleri, düşündüğümün aksine kan gibi kırmızıydı. Katil gibi kırmızıydı...

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin