Depresyon Süreçleri

1.6K 112 49
                                    

Sevgili okuyucularım. Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Umarım sizi tatmin eder ve yorumlarınızı esirgemezsiniz. Çok seviliyorsunuz. Yorumlarınızın hepsini okuyorum hepsi benim için çok değerli cevaplayamıyorsam kusura bakmayın ve lütfen yazmaya devam edin. İyi eğlenceler...

Ali

Ceketimi üzerime geçirdim ve kravatımın yakalarını düzeltirken aynada son defa kendime bakıyordum. Önceki gece olanlardan sonra evden çıkmayı reddetmiş ve Selin'in söylediklerini düşünüp durmuştum. Ne kadar haklıydı, ben ne kadar haklıydım? Kimin haklı olduğu fark eder miydi? Bana bu kadar kızması gerçekten gerekli miydi?

O gece o evden çıkıp gittikten sonra benim de hayatım hiç kolay olmamıştı. İngiltere'de kaldığım yer bir villa değildi sonuçta. Bir akıl hastanesiydi. Ancak orası İngiltere'ydi. Babam benim adımı magazin dergileri ve gazetelerinin sayfalarına bir deli olarak düşürmemek ve kendi forsunu da lekelememek adına beni ayakaltından temizlemek için biraz paraya kıymaya karar vermişti. Akıl hastanesini gözden uzak bir yerde seçmişti. Hem İngiltere, oraya gönderdiğini söylediğinde kimsenin aklına akıl hastanesini getiremeyeceği bir yerdi. Tabi bir fikri yoksa...

Gülerken buldum kendimi birden. Hâlbuki ortaçağ döneminde tüm Avrupa İngilizlere deli derdiler. Aslında şimdiki o sosyete ya da babam bunu bilse durum aynı olur mu diye düşünüyordum ancak tekrar bir gülme isteği geliyordu.

Derin bir nefes aldım. Kimin haklı ya da haksız olduğu fark etmezdi. İkimiz de zor günler geçirmiştik ve beni tüm o zor günlerden sağlıklı çıkaran şey oydu. Onun varlığına tutunmuş, döneceğim günün geleceğine inanmış ve çabuk gelmesi için çabalayıp durmuştum. Bana tüm motivasyonumu, yaşama sevincimi, dahası sebebimi o vermişti. Ve zamanında o benim içim çok savaşmıştı. Şimdi bununla pes etmeyecektim.

"Ali Bey."

Geri dönüp baktığımda babamın durmadan değiştirdiği yardımcılarımızdan sıradan değişime uğrayarak yeni gelen kızı gördüm. Hepsine bir yerinden kulp takıyor, önce azarlıyor sonra da işinden ediyordu.

"Evet?"

"Babanız efendim." Dedi kız, mahcupça. "Konukları geldiler. Bahçede sizi bekliyorlarmış."

"Peki." Dedim başımı sallayarak. "Hemen geliyorum."

Kızın odadan çıkmasıyla aynaya dönüp son bir kez daha duruşumu dikleştirdim. Bu gece Selin'le konuşabilmeyi umuyordum. Çünkü öğrendiğim kadarıyla Levent Yılmaz babamın yanında çalışmaya başlamıştı. Ve bu durum da, Selin'in bahçemizde beni bekliyor olduğunu söylüyordu. Buna hazır hissettiğimde gidip yapmam gerekeni yapmalıydım.

...

Bahçeye girdiğimde babamın gözleri beni buldu ve ayağa kalkarak yanıma doğru yürümeye başladı. Benimse gözlerim Selin'i arıyordu. Ancak benim gözlerim onu bulmadan babam beni durdurdu. Tek elini sırtıma yerleştirirken tabi ki en başına oturduğu o uzun ve ihtişamlı masanın hemen önünde durdu ve yanına gelen garson kızın tepsisinden bir kadeh aldı.

"Öncelikle, hepiniz hoş geldiniz." Gözleri misafirlere dönmüştü. Geldiğimden beri bana bu şekilde hitap etmemişti. Ancak bu bana artık önceki kadar dokunmuyordu. İhtiyaç duyduğum sevgiyi almak istediğim insan o değildi. O yüzden gözlerimle masada oturan insanları tek tek taramayı sürdürdüm.

"Bildiğiniz üzere oğlum Ali, dün İngiltere'den kesin dönüş yaptı. Bundan 2, 2.5 sene sonra şirketin yönetiminde bize eşlik edecek ve ben bu yaz da yanımda staj yapması için bizimle birlikte olmasını istiyorum. Bu gece de burada hem tanışmanız, hem de oğluma hoş geldin dediğim bu gecede hep beraber olmamızı istedim."

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin