Selinle kurabiyeleri yaptıktan sonra film izlemiş , biraz da bana okulu anlatmasını istemiştim. Okul hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyordum bu yüzden Selinden anlatmasını istemiştim.
Okulda sözü geçenler Emir ve çetesiymiş. Bütün okul onlardan korktuğu için her dediklerini yapıyormuş. Seline göre aralarında en iyi kalplisi Barış en kötüsü de Emirmiş. Aslında Emir için bende aynı şeyleri düşünüyordum.
Dışarıdan bakıldığı zaman ne kadar sert bir insan olduğunu anlayabiliyordunuz. Bakışları insanın kanını donduracak şekilde soğuktu. Bal rengi gözleri sinirlendiği zaman koyulaşıyordu. Tarzı , saçları , bakışları her şeyiyle yakışıklıydı. Bunu kabul ediyorum.
Ama ben Emirin asıl içinde yaşadığı hayatını gördüğümden beri ona karşı olan düşüncelerim tamamen değişmişti.
Selin eve gittikten sonra bende annemler gelene kadar dizilerimin yeni bölümlerini izleyip kitap okumuştum. Annem ve babam gelincede yemek yiyip biraz sohbet etmiştik. Ben daha sonra odama çekilmiştim.
Odamı biraz topladıktan sonra açık camımının önündeki sandalyeye oturup dışarıya bakmaya başladım.
Saat dokuz olmuştu ama hala insanların çoğu dışarıdaydı. Dışarıyı sadece sokak lambaları aydınlatıyordu. İlk gün gittiğim kahveci tıka basa doluydu. Kahvesi gerçekten iyiydi.
Sokağın kalabalık olmasına karşın tek bir araba bile geçmiyordu.
Biraz daha dışarıyı izledikten sonra içeri girecekken saatler sonra gelen ilk araba dikkatimi çekmişti. Araba tanıdık geliyordu. Araba sokak lambasının altından geçerken ön camdan sürücüsüne baktım. Emir.
Emir tam kahvecinin önünde durdu ve arabadan inip geçen gün onu gördüğüm sokağa girdi. Merakıma yenik düştüm ve siyah hırkamı alıp aşağı indim.
" Anne ben şu karşıdaki kahveciden kahve alacağım "
" Kızım kahve bizdede var. Ne gerek var dışarı çıkmana "
" Yok , hem ordan tatlı alacağım hem de biraz hava almış olurum " dedim gülümseyerek.
" Tamam ama geç kalma "
" Kalmam " dedim ve ona öpücük atıp evden çıkıp.Önümü kapatıp ellerimi cebime soktum. Emirin girdiği sokağa girdim ve dikkatli bir şekilde yürümeye başladım. Geçen gün uyuşturucu veren adamla beraber aynı yerdeydi.
Bu sefer çöp kutusunun arkasına saklanmak yerine karşı duvarda duran büyük kolilerin arkasına geçtim. En azından çarparsam ses çıkmazdı.Emir yine adama para verip paketi aldı ve cebine soktu. Adam gitti ama Emir orda durmaya devam etti.
" Kolilerin arasından çıkabilirsin küçük casus " dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Benim burda olduğumu nerden görmüştü? İlk başta çıkıp çıkmamak arasında kaldım ama daha sonra önce kafamı uzatarak kolilerin arkasından çıktım.
" Benim orda olduğumu nerden gördün? "
" Meslek sırrı " dedi sırıtarak. Gözlerimi devirdim ve arkamı döndüm. Daha iki adım atmamıştım ki arkamdan seslendi.
" İnsanları gözetlemek çok mu hoşuna gidiyor? " diye sordu arkamdan.Gidiyor muydu? Küçüklüğümden beri çok meraklı bir insan olmuşumdur. Hala da öyle biriydim. Bazen fazla merakım yüzünden başımın belaya bile girdiği oluyordu. Birinci sınıftan beri okulda ne olursa olsun herkesten önce benim haberim olurdu. Selinden önce hiç kız arkadaşım olmadığı için öyle tuvalete iki kişi gitme işleride olmazdı. Hani kızlar teneffüslerde toplanıp tuvalete gider , saçlarını falan yapıp dedikodu yapar , bütün teneffüslerini orda bitirirlerdi ya işte ben o kategoride değildim. Hiç bir zaman da olmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Teen FictionO, uyuşturucu içerek kendini acılarından kurtardığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Yanıldığını o da biliyordu. O, uyuşturucu içerek kendini başka insanlardan soyutluyor, kendini karanlığın dibine çekiyordu. O, kendini kurtaracak, o derin kuyunun dibi...