Kolumun sertçe dürtülmesiyle kafamı sıradan kaldırdım. Dün gece geç yattığım için uykusuzdum. Bu yüzden okula geldiğimizden beri kafamı sıradan kaldırmıyordum.
'' Peri iyi misin? '' Selin'in sorusuyla kafamı ona çevirdim.
'' İyiyim iyiyim. Sadece dünden uykusuzum '' diye açıkladığımda Selin'in yüzündeki endişeli ifade yavaş yavaş kayboldu.
'' Hadi o zaman dışarı çıkalım. Sen dört derstir uyuyorsun diye dışarı çıkmadım ''
'' Dört derstir uyuyor muyum? '' dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek.
'' Aslında uyandıracaktım ama...'' cümlesini bitiremeden arkamda bir yere iki saniyeliğine baktı. Gözlerini geri bana çevirdiğinde yüzünde ne söyleyeceğini bilmeyen bir ifade vardı.
'' Ama ne? ''
'' Kıyamadım '' dediğinde kaşlarımı kaldırdım. O ise bana gülümseyerek karşılık verdi.
'' Sağol '' dediğimde sınıfta neredeyse kimsenin kalmadığını fark ettim. Öğle arası olduğu için büyük ihtimalle çoğu kişi ya kantinde ya da dışarıdaydı.Bakışlarımı sınıfın içinde kim var kim yok diye gezdirirken yanı sıramda kafasını sıraya koymuş Emir'i görmem geç olmuştu. Büyük ihtimalle uyuyordu.
İçimden her ne kadar gidip iyi olup olmadığını sormak gelse de kendimi tuttum.
'' Peri gidiyor muyuz? '' dedi Selin. Kafamı ona bakmadan salladım ve onun gibi bende ayağa kalktım. Ayağa kalkınca Emir'in kolunun arasından yüzünü gördüm. Gözlerini altındaki morluklardan dün geceden benim gibi uykusuz olduğunu anladım. Daha fazla başında dikilmedim ve Selin'in peşinden bende sınıftan çıktım.
'' Pek bir meraklı gördüm seni '' dedi Selin koluma girip aynı zamanda gülerken.
'' Dediğin gibi sadece merak '' diye cevap verdim.Seline ağaç evi olayını baştan sona anlatmıştım. Daha doğrusu bana zorla antlattırmıştı. Anlatmam bitince de her zamanki gibi ona boş olmadığımı, küçük bir şey olsada bir şeyler hissettiğimi söylemişti. Bende ona her böyle dediğinde dediğim gibi Emire karşı bir şey hissetmediğimi söylemiştim. Tamam belki mini minnacık bir şey hissediyor olabilirdim ama bu öyle abartılacak kadar büyük bir hoşlantı değildi. Aşk hiç değildi. Bunu henüz Seline söylemeyecektim.
İkimizde kantinden tost ve ayranlarımızı alıp bahçedeki her zaman oturduğumuz banka gittik. Öğle arası çoğu kişi yemeğini kantinin içindeki masalarda yemeyi tercih ediyordu. Bu yüzden herkes yemeğini yiyene kadar bahçe bomboş oluyordu. Tabi bu da biz bahçede oturmayı sevenlerin de işine geliyordu.
Karşımızdaki bankta yine Emir'in arkadaşları oturuyordu. Emir hala sınıfta uyuyor olmalıydı ki aralarında yoktu. Emir yerine beş tane kız oturuyordu Emre, Mert, Güney, Atakan ve Barış'ın yanında. Bakışlarımı onlardan alıp bahçeye çevirdiğimde Emir'in de diğerlerinin yanına gittiğini gördüm. Beni görünce sırıttı ve göz kırptı. Bundan yararlanan Selin hemen kolumu dürtüp güldü.
Emir arkadaşlarının yanına oturup birkaç şey söyledi ve kızların gitmesine sebep oldu. İçimden buna gülümserken bunu dışarıya yansıtmamaya da çalıştım. Arkadaşları Emire tahminimce söylenirken Emir de sinirle birkaç şey söyledikten sonra eliyle giden kızları gösterdi.
'' O kızlar kimdi? '' sorumun üzerine Selin bakışlarını Emirlerin masasından alıp bana döndü. Büyük ihtimalle o da Mert'e bakıyordu.
'' Okulun sürtükleri diyebilirim. Aslında altı kişiler. Bir de bunların başı var. Toprak diye bir kız. Toprak lisenin başından beri Emire yavşıyor. Yani bildiğin yavşıyor. İki senedir amacı Emirle yatmak. Ama Emir ona şu ana kadar hiç pas vermedi merak etme '' dedi gülümseyerek.
'' Niye demin aralarında yoktu? ''
'' Emirlerin yanına sadece Emir olduğu zaman gider. Onun dışında da o kızlarla takılır zaten '' dediğinde 'anladım' anlamında kafamı salladım. O an aklıma bugün Emirle basketbol oynamaya gideceğimizi Seline söylemediğim geldi. Basketbol oynayacağımızı biliyordu ama ne zaman oynayacağımızı söylememiştim.
'' Akşam Emirle basketbol oynamaya gideceğiz '' dediğimde gözlerini büyüterek gülümsedi.
'' Harika. Saat kaçta? ''
'' Yedi de beni alacakmış. Sen sormadan söyleyeyim. Saat kaçta geleceğimi bilmiyorum '' dediğimde sesli bir şekilde kahkaha attı. Bir kaç kişi bize dönerken bende Selin'in gülmesine güldüm.
'' Annen'in haberi var mı? '' sorduğu soruyla gözlerimi büyüttüm. Bunu unutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Roman pour AdolescentsO, uyuşturucu içerek kendini acılarından kurtardığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Yanıldığını o da biliyordu. O, uyuşturucu içerek kendini başka insanlardan soyutluyor, kendini karanlığın dibine çekiyordu. O, kendini kurtaracak, o derin kuyunun dibi...