Bölüm 26

11.2K 347 15
                                    

PERİ YILMAZ

Gözlerimi araladığımda yavaşça etrafa göz gezdirdim. Yabancı bir yerde olduğumu fark etmemle de gözlerimi sonunda kadar açıp doğrulmam bir oldu.

Küçük bir odanın içinde çift kişilik yatağın üstündeydim. Hızla ayağa kalktım ama başımın dönmesiyle geri oturmak zorunda kalmıştım. Başım feci şekilde ağrıyordu ve dönüyordu. Nerde olduğumu bilmiyordum. Aynı zamanda buraya nasıl geldiğimi de bilmiyordum.

Kapıdan kilit sesi gelince korkuyla baş ucunda duran komidinden içinde mum olan şamdanı elime aldım. Birden aldığım için içindeki mum yere düşmüştü.

Kapı açıldığında karşımda tanımadığım birini görmek hem korkmama hem de şamdanı daha sıkı tutmama sebep olmuştu.

" Sert kız, sakin ol " dedi elindeki tepsiyle içeri giren kişi. Yemek dolu tepsiyi duvara dayanmış olan masaya koyup bana döndü. Aslında siması yabancı gelmiyordu.
" Sen kimsin? Benim ne işim var burda? " dedim ona yavaş yavaş yaklaşırken.
" O elindekini önce indir bakalım sert kız "
" Bana sert kız demeyi kes "
" Peki, Peri "
" Adımı nerden biliyorsun? "
" Bir önemi var mı? " dedikten sonra telefonu çaldı. Elini cebine atıp telefonunu çıkartırken gözlerini bir an olsun benden ayırmadı.

Aramayı cevaplamak için bakışlarını telefonuna indirdiğinde bir iki adım daha attım ve şamdanı kafasına vurmak için kaldırdım ama o benden önce davranıp kolumu güçlü eliyle kavradı. Sırtım onun göğsüne yaslı bir şekilde dururken eli de boynuma dolanmıştı. Elimdeki şamdanı da alıp masaya koydu.

" Alo?...Evet burda...Biraz yaramazlık yapıyor...Sen ne zaman geleceksin?...Tamam, görüşürüz " dedikten sonra telefonu kapattı.

" Şimdi seni bırakacağım ve uslu bir kız olacaksın tamam mı? " dedikten sonra beni yavaşça kendinden uzaklaştırdı. Hemen ona doğru döndüm ve o an kafama dank eden şeyle gözlerimi kıstım.

" Seni tanıyorum " dediğim şeye karşılık kaşlarını kaldırarak bana baktı.
" Okulda görmüştüm seni. Kaanın yanında takılıyordun sürekli "

Kaan...

Tabi ya. Beni kaçıran Kaandan başkası olamazdı.

" Dur bir dakika. Evime gizlice girip beni kaçıran Kaandı. Sizi pislikler. Beni ne diye kaçırdınız? Ben bir şey yapmadım ki "
" Sandığımdan daha zeki çıktın ama seni kaçıran Kaan değil, bendim " dedi gülerek.
" Beni, onun değil de senin kaçırman benim için pek bir şey fark etmiyor açıkcası. Bana beni neden kaçırdığını söyle "
" Bunu ben değil birazdan Kaan gelip anlatacak zaten " dedi ve kapıya yöneldi. Fırsattan yararlanıp hızla şamdanı aldım ve kafasına vurdum.

Acıyla inledikten sonra ateş saçan gözleriyle bana döndü.

" Seni küçük fahişe " dedikten sonra sert bir tokadı yüzüme indirdi. Yüzüm yana doğru düşerken gözlerimin belirgin bir şekilde dolmaması için dudaklarımı dişledim.

Canım yanmıştı.

Elini kafasını götürüp vurduğum yere dokunduktan sonra eline baktı. Kanıyordu. Bana bakmadığı için gülümsedim. Ama bana dönüp öfke dolu bir bakış attıktan sonra gülümsemem yüzümden silindi. Kapıyı açtı ve odadan çıkıp sertçe kapıyı kapattı. Kilitlemeyi de unutmadı.

Gözlerimde biriken gözyaşlarım teker teker yanaklarımdan akarken aklıma Emir geldi. Acaba şu an ne yapıyordu? Ne haldeydi?

Duvarda olan saatin yelkovanla akrebinin durduğu yere bakınca gözlerimi büyüttüm. Saat akşam dokuza geliyordu. Tahminimce on sekiz saattir uyuyordum.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin