SELİN ERKAN
(Mertle Selinin buluşacağı gün)" Peri sence bu mu yoksa bu mu? Ay bak bu da güzelmiş " dedim heyecanla. Mertle buluşacağım için baya bir heyecanlıydım ve elim ayağıma dolanmıştı. Aslında neden bu kadar heyecanlı olduğumu bende bilmiyordum. Ne de olsa Peri benim fikrimi sormadan Merte müsait olduğumu söylemişti.
" Selin biraz sakin olur musun? Bir de buluşmak istemiyordun. Eğer isteyseydin nasıl olacağını tahmin edemiyorum "
" Ne yapayım? Biraz heyecanlıyım "
" Neyse, tamam. Bence bu kırmızı çiçekli olan gayet güzel ve şık " dedi yatağından parmağıyla işaret ederek.Evdeki bütün elbiselerimi getirmiştim. Ayriyeten Peri de kendi elbiselerinden seçebileceğimi söylemişti. Yani sonuç olarak bir sürü seçeneğim vardı.
Perinin gösterdiği elbise ince askılı, siyah üstüne küçük kırmızı güllerin olduğu bir yaz elbiseydi. Kısalığı abartılacak kadar değildi. Bende beğenmiştim.
Askısıyla beraber aldım ve boy aynasının karşısında üstüme tuttum.
" Öyle anlaşılmaz. Git giyin " Perinin dediğini yapıp elbiseyle beraber odadan çıktım ve lavaboya gittim.
Üstümdekileri çıkarıp elbiseyi bir çırpıda giydim. Daha sonra kenara çıkarttığım kıyafetlerimle beraber geri odaya döndüm.
Peri beni görünce gülümsedi ve beğeniyle baş parmağını havaya kaldırdı.
" Süper. Saç ve makyajın bende " dedi ve ayağa kalktı.
Yanda duran kısa sandalyeyi oturmam için önüme koydu. Ona sırtımı dönecek şekilde oturdum ve kendimi Periye bıraktım.
***
Yaklaşık bir saatin sonunda hem saçım hem de makyajım bitmişti.
Saçlarıma maşa yapmıştı. Makyajı çok da kalın olmayan eyeliner bolca rimel ve bordo bir rujla da bitirmişti. Gayet hoş ve şık olmuştum.
" Ayağına da şunları giy " dedi kendi siyah stilettolarını uzatarak.
" Peri gerçekten her şey için teşekkür ederim. Sen olsan nasıl bu kadar hızlı ve güzel hazırlanırdım bilmiyorum " dedim ona sarılarak. O da sarılmama kısaca karşılık verdikten sonra benden ayrıldı.
" Ya hadi sen saçmalamadan aşağı inelim de seninkini bekletmeyelim " dedikten sonra kenarda duran çantamla beraber aşağı indik.O sırada telefonum çaldığında çantamdan telefonumu çıkardım ve arayan kişiye baktım.
Mert arıyordu.
" Alo? " diyerek aramayı cevapladım.
" Selin'im ben geldim. Haberin olsun " dediğinde kendi kendime gülümsedim. Bana 'Selin'im' demesi hoşuma gidiyordu.
" Tamam bende şimdi aşağı iniyorum "
" Peki. Öptüm " dediğinde cevap vermeden kapattım.
" Mert gelmiş "
" Tamam " diyerek kafasını salladı.Kapının önüne gelince elimdeki ayakkabıları yere bıraktım ve ayağıma geçirdim. Nereye gideceğimizi bilmediğim için yanıma ince bir hırka almıştım. Onu da Perinin elinden alıp çantamın kenarına astım.
Peri kapıyı açtı ve kenarda duran anahtarını da alıp benimle beraber evden çıktı.
" O Emirin arabası mı? " dedi Peri kendi kendine. Emiri çok özlediğini biliyordum.
Mert geldiğimizi görmüş olacak ki yaslandığı arabadan doğruldu ve bize doğru bir iki adım attı.
" Çok güzel olmuşsun " dedi ve yanağımla dudağım arasına küçük bir buse koydu.
" Teşekkür ederim "
" Naber kız? " dedi Mert gülüp Perinin saçlarını karıştırırken.
" Yani bildiğin gibi "
" Seninki evde kıçını devirmiş yatıyor " dediğinde Peri hafifçe tebessüm etti.
" Bende hazır o yatıyorken arabasını araklayayım dedim " dediği sırada telefonu çalmaya başladı. Mert elini cebine atıp telefonunu çıkardı.
" Onun hakkında konuştuğumuzu hisseti ya, arıyor "
" Emir mi arıyor? " dedi Peri heyecanlanarak.
" Evet. Açayım konuşucan mı? " Peri heyecanlı halinden sıyrılıp kollarını göğsünde birleştirdi.
" Hayır tabikide "
" Sen bilirisin " dedi ve aramayı cevaplayıp hoparlöre aldı.
" Pezevenk arabam nerde? " diye bağırdığında Peri kendini tutamayıp güldü. Daha sonra hemen eliyle ağzını kapattı.
" O Perinin sesi miydi? " Yok artık! Sadece kısa bir gülme sesinden nasıl da anlamıştı Peri olduğunu.
" Hee "
" Senin Perinin yanında ne işin var lan? "
" Selini alamaya geldim "
" Selin mi? O ne arıyor orda? "
" Kusura bakma Emir. Bir dahaki sefere Perinin yanına geleceğimiz zaman sana haber veririz " dediğimde Peri gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
أدب المراهقينO, uyuşturucu içerek kendini acılarından kurtardığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Yanıldığını o da biliyordu. O, uyuşturucu içerek kendini başka insanlardan soyutluyor, kendini karanlığın dibine çekiyordu. O, kendini kurtaracak, o derin kuyunun dibi...