" Peri yeter. Lütfen ama. Ağlama artık " dedi Güney sırtımı sıvazlarken. Elimde değildi ki. Her aklıma geldiğinde gözlerim doluyordu.
" Aynen ya. Yeter artık " dedi Uygar da Güneye katıldığını belli ederek.Şu an ben, Selin, Barış, Güney, Atakan ve Uygar bizim evin arka bahçesinde oturuyorduk. Mert Emirin yanında olduğu için burada değildi. Emirle de iki gündür görüşmüyorduk. Daha doğrusu bir buçuk gün. Çünkü bana attığı tokatın ertesi günü kapıma gelmişti ama onu daha kapıda ilk gördüğüm an kapıyı açmamla kapamam bir olmuştu. Yüzünü görmek istemiyordum onun. Kapıyı kapattıktan sonra da abartısız iki saat açmam için birçok söz, pişman olduğuna dair cümlelerini önüme sermişti ama onların hiçbiri benim için bir ifade etmiyordu.
" Gitmeyin kızın üstüne. Bakma sen onlara Peri. İstediğin gibi ağla " dedi Selin dizinin üstündeki saçlarımı okşarken.
" Ne demek istediğin gibi ağla? Kızım Emir için değer mi be? Emir de kimmiş? Onun için gözyaşlarının dökmeye bile değmez " dedi Uygar sinirle konuşurken.Yanağımda hala attığı tokattan dolayı kızarıklık vardı. Ama sadece yanağımda izi yoktu. Kalbimi de paramparça etmiş, ruhumda da bir iz bırakmıştı. Baştan aşağı paramparça olmuştum.
" Emir duysun da bu dediklerini de ondan sonra dersin Emir de kimmiş be diye " dedi Atakan Uygara.
" Elimde değil Uygar. Cidden çabalıyorum aklımdan silmek için ama çıkmıyor ki bir türlü aklımdan " dedim ağlamaktan kısılmış sesimle. Kimse bir şey demedi.Bir süre sessizce otururken kimseden ses çıkmıyordu. Sadece benim iç çekiş seslerim vardı bahçede.
Annemle babam da öğrenmişti büyük bir kavga ettiğimizi ama tabiki tokat kısmını bilmiyorlardı. Yoksa babam Emiri yaşatmazdı. Yalnızca tartıştığımızı zannediyorlardı. Her ne kadar annem ilk başta sana zorla uyuşturucu mu vermeye çalıştı diyerek başımın etini yesede onu öyle bir şeyin olmadığını ve olmayacağını söyleyerek zor da olsa ikna edebilmiştim.
" Kalkın hadi " dedi Barış ayaklanırken. Hepimiz ona dönmüş ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorduk.
" Nereye lan? " dedi Atakan.
" Emir sana tokat attığı için ömür boyu yas tutmayacaksın herhalde Peri. Gidip eğleneceğiz " dediğinde tekrar gözlerim doldu ve ardından tekrardan ağlamaya başladım. Zaten şu iki günde ağlayıp uyumak dışında bir şey yapmıyordum.
" Abicim niye hatırlatıyorsun ya? " dedi Güney beni kendine çekip sarılırken.
" Sence kızda eğlenecek hal var mı? " dedi Atakan gözleriyle beni gösterirken.Saatlerce orda oturmuş ve sohbet etmiştik. Aslında sadece onlar konuşmuş ben dinlemiştim. Arada bir sohbete dahil olmuştum, onda da beni zorla konuşturmuşlardı. Neredeyse hiçbir şey demeden geçirdiğim saatlerin ardından kapı çalmıştı. Uygar kapıya bakmak için ayağa kalkıp içeri girmişti.
Dakikalar sonra içeri Mert girmişti. Onu görmek tekrardan gözlerimin dolmasına neden olsada ağlamamayı başarabilmiştim.
" Hoşgeldin " dedi Selin Merte ayağa kalkmadan seslenirken.
" Hoşbuldum " dedi Mertte gelip benim görmediğimi zannedip Selinin başından öptü.Daha sonra yanıma gelip Güneyle benim arama oturdu. Ama üç kişilik koltukta dört kişi oturduğumuz için sıkıştığımızdan Güney kalkıp Atakanların yanına oturdu.
" Nasılsın? " dedi omzuma dokunurken. Omuz silktim.
" Bir kız sevgilisinden tokat yediğinde nasılsa bende öyleyim "
" Emir- "
" Mert eğer bana 'Emir pişman' adlı konuşmanı yapacaksan dinlemeyeceğim. Boşuna kendini yorma lütfen " dediğimde kafasını salladı.
" Öyle bir konuşma yapmayacaktım, yapmam da. Çünkü Emir sonuna kadar haksız. Ne olursa olsun sana vurmamalıydı "
" Ama sonuçta yaptı " dedim titreyen sesimle.
" Neyse ya kapatalım şu muhabbeti " dedi Barış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Teen FictionO, uyuşturucu içerek kendini acılarından kurtardığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Yanıldığını o da biliyordu. O, uyuşturucu içerek kendini başka insanlardan soyutluyor, kendini karanlığın dibine çekiyordu. O, kendini kurtaracak, o derin kuyunun dibi...