7-

55 4 0
                                    

Odanın kapısından hafifçe içeriye baktım Sasha yere oturmuş Zeo'nun resmine bakarak konuşuyordu
"Özür dilerim Zeo. Seni hep sevdim ama sen yoksun işte. Ben yalnızım ve birinin beni sevmesine benim de birini sevmeye ihtiyacım var. Sen beni tanıyorsun yalnızlığı sevmem ben korkarım çünkü. Belki de beni bırakmanın bana ileride yararı olur ha? Umarim öyledir. Seni çok sevdim Zeo eğer birine aşık olursam ne olur affet beni" Sasha'nın yanında olacaktım ve bunu atlatmasina yardım edeceğim.
Yavaşça odaya girdim ve yanına oturup konuştum
"Iki güçlü kolun seni sarmasına ihtiyacın var mı?"
"Ben ona *sarılmak* diyorum"
"Ne fark eder" omuz silktiğimde bana doğru yaklaştı ve başını göğsüme dayadı
"Onu unutmayacağım o hep kalbimin bir köşesinde olacak"
"Doğru yapıyorsun..bak eğer bir şey istersen veya ihtiyacın olursa yardım ederim olur mu?"
"Biliyor musun şu an bir şeye çok ihtiyacım var"
"Neymiş o"
"Bunu sana bakarak söyleyemem"
"Utanıyor musun? "
"Bilmiyorum"
"Hadi söyle"
"Birinin beni öpmesine ihtiyacım var.." hafifçe doğruldum ve Sasha'nın çenesinden tutup bana bakmasını sağladım
"Bu hoşuma gitmiş olabilir sarışın" birden dudaklarına yapıştığımda karşılık verdi. Artık küçük bir öpücükden öpüşmeye geçtiğimizde onu yatağa çıkardım. Şu an ben onun üstündeydim onun bir eli ensemdeyken öbürü yanağımda duruyordu. Benim ellerim ise onun sarı saçlarını sıkıyordu.
Belki de yanlış yapıyordum Sasha beni tanıyor ama hangi işler içinde olduğumu bilmiyor..

Sasha'nin Ağzından

Max sevgilisi ile bir tatile çıkmıştı ve bizde Justin ile 4 gündür aynı evde kalıyorduk.
Garip olan şey istediği zaman gelip beni öpebiliyordu ama sevgili falan değildik böyle garip bir şey işte. Bana sarılıyor beni öpüyor..sanırım bana yardım etmeye çalışıyor.
Kafamdaki düşünceleri boşverip soğanı doğramaya devam ettim bir yerden de yanan gözlerimden akan yaşı sildim.
O sırada Justin arkadan belime sarıldı ve beni yanağımdan öptü
"Hey"
"Ağlıyor musun sen?"
"Hayır soğan yüzünden"
"Becerikli arkadaşım benim"
"Ya ne demezsin" ellerimi yıkayıp ona doğru döndüm ve gülümsedim.
"Justin baksana benim bir arkadaşımın oğlu oldu onu ziyarete gitmem gerek"
"Gelmemi ister misin? "
"Bence iyi olur"
"Tamam hazırlan o zaman"
"Tamam" yukarı çıktım ve üzerime yüksek bel pantolon ile yarım bir bluz giydim ve aşağı indim
"Geldim"
"Gidelim" yolları karıştırsamda sonunda evi bulabildik. Zili çaldığımızda kapıyı Spencer açtı
"Sasha!"
"Merhaba"
"Ah geleceğinizi bilmiyordum içeri geçin" içeri geçtiğimizde Justin'e elini uzattı
"Memnun oldum ben Spencer"
"Justin memnun oldum" salondaki koltuklara oturduk ve bebek hakkında konuşmaya başladık
"O nasıl? "
"Iyi gayet iyi sağlıklı"
"Adı ne?"
"Jeremy..görmek ister misiniz?"
"Tabi"
"Tamam. Yukarıda soldan 2. Oda ben de size kahve yapayım"
"Saol Spencer" Justin ile yukarı çıktık ve soldan 2.odayi bulup içeri girdik oda tamamen masmaviydi ve camın kenarında koca bir beşik duruyordu. Yavaşça beşiğe yaklaştım ve Jeremy'i gördüm
"Ah Tanrım" onu dikkatli bir şekilde kucağıma aldım Justin de yanıma geldi
"Jeremy çok tatlı bir bebek"
"Fazla tatlı.." kokusunu içime çektim ve başından yavaşça öptüm. O sırada içeri Spencer girdi
"Kahveler hazır kusura bakmayın Toby evde değil..bir iş görüşmesinde"
"Ah Hayır önemli değil"
"Ah istersen Jeremy'i alayım"
"Hayır biz böyle iyiyiz"
"Peki sizi aşağıda bekliyorum" odadan çıktık ve geri salondaki siyah koltuklara oturduk Jeremy'i de kucağıma oturttum
"Bir sorun mu var Spencer fazla düşünüyor gibisin?"
"Ah..Toby'nin anlaştığı şirketin sahibi benimle de tanışmak istiyor. Maalesef Jeremy de benimle gelecek ama uçak onu rahatsız edecek diye korkuyorum"
"Bak ne diyeceğim Jeremy'i bana bırakabilirsin hem Justin de yardım eder"
"Sen ciddi misin? "
"Evet"
"Seni rahatsız etmeyelim bir bebeğin çok fazla sorunu olur"
"Önemi yok lütfen onu bize birakabilirsin ona iyi bakacağız"
"Tanrım gerçekten çok çok teşekkür ederim biliyorsun o çok küçük ve uçağa bindiremem"
"Anlıyorum"
"Yarın sabah Jeremy'i sana bıraksam uygun olur mu?"
"Tabi"
"Sana minnettarım"
"Ne demek biz arkadaşız sana yardımcı olmam gerek"
"Ee Sasha nasılsın Zeo'yu unutabildin mi?" Başımı öne eğdim
"Çalışıyorum desem?"
"Merak etmr ben yanındayım"
"Saol Spence" Jeremy'i kollarıma aldım ve havaya kaldırdım
"Sen çok mu tatlısın ha?" Başım ile karnını gıdıkladığımda kahkaha attı ve saçımı tuttu.
"Sen mutlusun değil mi?" Twkrar güldüğünde onu burnunda öptüm ve omzuma yatırdım
"Harika bir anneye sahipsin Jeremy emin ol" Spencer gelip elini omzuma koydu ve gülümsedi
"Ve harika bir teyzen var oğlum" dediğinde Jeremy'i ona verdim ve ayağa kalktım
"Sanırım artık gitsek iyi olur"
"Neden?"
"Hem bay Jeremy için hazırlık yaparız biraz" güldü ve bizi kapıya kadar karşıladı
"Geldiğiniz için teşekkür ederim Justin fazla konuşmasak da memnun oldum yine gelin"
"Bende öyle"

Sabah

Justin ile dün gece biraz tartışmıştık. Zeo'nun resimlerine bakarken Justin bana moral vermek için gelip elimi tutmuştu bende elimi gerip çekip sinirimi ondan çıkarmıştım
"Ben seni tanımıyorum neden yanımdasın? Bana dokunma" demiştim o da bir kaç şey söyledikten sonra çekip gitmişti. Iste böyle..
Zilin çalmasıyla hızla üzerime dar gri renk bir tayt ve bel kısmı açıkta kalan T-shirt geçirip saçımı yukardan bağladım ve hızla aşağı inip kapıyı açtım
"Spence hoşgeldin"
"Merhaba Sash"
"Gel bakalım Jeremy" Jeremy'i kucağıma alıp Spencer'ın elindeki çantayi alıp kenara bıraktım.
"Her şey bu çantanın içinde..ah bir dakika" arabadan elde taşınan arabasını getirdi ve kenara bıraktı
"Çok kalmam merak etme"
"Etmem" birbirimize sarıldıktan sonra Jeremy'i öpüp gitti

1 saat sonra

Justin'e Özür amaçlı ve buraya gelmesi gereken bir mesaj atmıştım büyük ihtimal gelecekti fakat şimdiden her yer her yerdeydi. Koltuğun üstünde Jeremy'in battaniyesi sehpanın üstünde arabası mutfakta biberonu odamda bezleri giysileri vb. şeyleri..
Peki Jeremy nerdeydi? Yerde emekliyordu ve hiç yerinde durmuyordu ama bundan kesinlikle şikayetçi değilim

Zil çaldığında gidip açtım Justin gelmişti
"Hoşgeldin..içeri gel" içeri geçtiğinde kapıyı kapattım o ise yerde emekleyen Jeremy'i gördüğünde kaşlarını havaya kaldırdı
"Ah" Jeremy'i yerden kucağıma aldım ve Justin'in karşısına oturdum.
"Bak konuşmamız gerek"
"Dinliyorum" Jeremy kucağımda durmadığı için sonunda bağırdı ve kendini sıktı ağlamasa iyi olacaktı.
Onu yere oturttum fakat o yine duvara tutunup ayağa kalkmaya çalıştı bende yerime oturdum
"Dün sana dediklerim içten değildi tamamen-" bir pat sesiyle arkama döndüm Jeremy düşmüştü hızla ayağa kalktım ve onu yerden kaldırıp kucağıma aldım
"Tanrım.." Jeremy dudağını aşağı doğru büktüğünde ağlayacağını anladım
"Tamam tamam lütfen ağlama bak" oyuncak arabayi eline verdiğimde sustu ve yeniden kucağımdan inmeye çalıştı.
Tekrar onu yere bıraktım ve o yine ayağa kalkmaya çalıştı.
"Acaba bugün konuşabilecek miyim?" Tekrar Jeremy düştüğünde ona baktım bu sefer tam tersine kendisi de kahkaha atıyordu
Justin de güldüğünde başımı sağa sola salladım ve sözümü tamamladım
"Gerçekten Üzgünüm sinirimi senden çıkardım. Dediklerimde haksızdım seni yeni de olsa tanıyorum ve yanımda olmandan çok mutluyum..sen yanimdayken kendimi huzurlu hissediyorum Justin"
"Tamam..sanırım kendini affettirdin" gülümsediğinde gidip ona sarıldım. O sırada arkama baktım ama Jeremy yoktu
"Jeremy!" Ayağa kalktım salonda yoktu
"Justin yok! "
"Sakin ol" Justin mutfağa gittiğinde diğer odalara baktım.
"Işte burda" Justin kucağında Jeremy ile geldiğinde kalbimi tuttum
"Ah aklım gitti"
Telefonuma baktığımda günlerden perşembe olduğunu fark ettim
"Justin..Bugün perşembe benim Lucas' ın yanına gitmem gerek"
"Gelmemi ister misin? "
"Hayır sakın. Senden nefret ediyor"
"Neden?"
"Yanımda olduğun için"
"Tamam o zaman ben bu cüceye bakarım sen git"
"Teşekkür ederim" kapıdan çıkarken seslendi
"Dikkat et!" Hızla arabama bindim ve Lucas' ın evine doğru sürdüm.

Zile bastım kapıyı hizmetçilerden biri açtı
"Buyrun?"
"Benim Lucas' ı görmem gerekiyor"
"Bay Lucas' ın nesi oluyorsunuz?"
"Ben arkadaşıyım"
"Üzgünüm Bay Lucas pek iyi değil doktor yanında.."

İhanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin