Aşağı indim ve Kahvaltı hazırladıktan sonra geri yukarı çıktım Justin yatakta uyuyordu Rose ise onun göğsünde uyuyordu. Telefonumu aldım ve bir resimlerini çektim
"Uyanın artık" Justin'i yavaşça dürttüm. Yüzünü buruşturdu ve gözlerini açtı
"Ne var?"
"Uyanın bir şeyler hazırladım"
"Sen ye"
"Justin! O kadar hazırladım ya o yataktan kalkarsın yada bir bardak suyu üstüne boşaltırım"
"Afiyet olsun sana şimdi beni rahat bırak" dişlerimi birbirine bastırdim. Alınmıştım, o kadar kahvaltı hazırlıyordum ve o umrumda değil diyordu. Sinirden gözlerim dolduğunda arkamı döndüm ve odadan çıktım. Merdivenlerden inmek üzereyken birden ayaklarım yerden kesildi ve istemsizce küçük bir çığlık attım
Justin'in beni kucağına aldığını anladığımda başımı çevirdim o ise güldü ve burnumu öptü
"İndir beni"
"Hayır" kollarımı bağladım ve derin bir nefes verdim. O ise beni kucağından indirdi ve ellerini omzuma koyup beni kendine yaklaştırdı
"Sabahları huysuz olduğumu biliyorsun"
"Çok kabasın"
"Sende fazla alıngansın ama sana karışmıyorum..sende beni değiştirmeye çalışma" gözlerimi yerden kaldırıp ona baktığımda tebessüm etti
"Gel Rose'u alalım"
"O uyuyor"
"Sen öyle san" odaya girdim ve yatakta yuvarlanan Rose'a baktım
"Kucağımdan indiğinde uyandı" gidip onu kucağıma aldım ve alnını öptüm
"Günaydın teyzecim!" Telefonum çaldığında onu Justin'e verdim
"Anne?"
"Günaydın tatlım"
"Günaydın"
"Rose nasıl? "
"Bugün gayet neşeli yeni uyandı"
"Çok iyi..ama Rose'u almayi düşünüyorum"
"Ne?"
"Sen daha gençsin evde bebek bakıcılığı yapmak yerine gezmelisin"
"Anne ona bakmaktan şikayet etmediğimi söylemiştim"
"Biliyorum ama ona burdan en iyi bakıcıyı tutacağım"
"Bakıcı mı? "
"Sasha..ona kötü davranılmasına asla izin vermem..Rose ablandan bize kalan tek şey" annemin gözlerinin dolduğunda yemin edebilirdim bu yüzden fazla üzerine gitmedim
"Emin misin anne?"
"Evet..sen daha 19 yaşındasın hayatın tadını çıkar"
"Sen nasıl dersen"
"Seni seviyorum tatlım Justin'e öpücüklerime ilet"
"Tamam anne bende seni seviyorum" telefonu kapattım ve Rose'u kucağıma alıp yatağa oturdum
"Noldu?"
"Rose..o gidiyor"
"Gidiyor mu?"
"Annem çocuk bakıcılığı yapmamı istemiyor"
"Ona ben bile alışmıştım"
"Bende öyle" Ona gerçekten alışmıştım. Her sabah kalkıp onu kucağıma almayı, ona yemek yedirmeyi, saçlarım ile oynadığında gülmesini her şeyi özleyecektim. Belki annesi değilim ama öz olmasa bile o benim yeğenim
"Sasha iyi misin? "
"Evet..evet iyiyim" ayağa kalktım ve aşağı indim.
"Gel bakalım Rose" gözünü avuşturdu ve başını omzuma koydu anlaşılan hala kendine gelememişti. Onu mama sandalyesine oturtmak yerine pozisyonunu bozmadan sandalyeye oturdum Justin ise çoktan yemeye başlamıştı. Aklıma takılan şey ise şuydu, bana beni değiştirmeye çalışma demişti ve bunu gayet ciddi söylemişti. Ama Hayır ben bu ilişki için fedakarlık yapıp kendimde değişiklikler yaratıyorsam onun da bir şeyler yapması lazımdı.
"Sasha yesene"
"Tamam" ben tabağımdakilerden yerken Justin Rose'u kucağına aldı ve tabakta duran mamasını yedirmeye başladı."Justin? "
"Evet"
"Teşekkür ederim"
"Ne için?" Gözlerimi yerden kaldırıp ona baktım ve yavaşça konusmaya başladım
"Bunların hiçbirini yapmak zorunda değildin..hala değilsin ama sen Rose ile çok ilgileniyorsun..ben teşekkür ederim" kaşlarını havaya kaldırdı ve işine geri döndü
"Ne yani sevgilime yardım etmesemiydim?" Bana sevgilim demesi hoşuma gidiyordu en azından beni sahiplenmesi..
Justin'in sert bir yapısı vardı ama bana karşı çoğu zaman hep iyi davrandı yani..kim tanımadığı birine karşılıksız yardım eder ki? O etti. Belki fazla kaprisliyim ama..ah yapmayın biz kızız!
"Benim çıkmam gerek"
"Peki" ayağa kalktım ve nefes verdim nereye gittiğini sormayacaktım onu sıkmak istemiyordum. Gördüğüm rüyada Justin beni terk ediyordu sanırım ondan biraz. Birazcık. Etkilenmiş olabilirim..
"Sen iyi misin? "
"Evet"
"Nereye gidecegimi sormadın" gülümsedim o ise karşıma dikilip saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdığında başımı kaldırıp ona baktım boyu benden biraz daha uzun olduğu için bunu yapmam gerekti.
"Seni seviyorum saf sarışın"
"Bende seni" alnıma bir öpücük kondurdu ve evden çıktı. Bende Rose'u kucağıma aldım ve yere oturttum. O oyuncakları ile oynarken ayağa kalktım ve Justin'in koltukta duran ceketini askıya asmak için elime aldım. Ceketin içinden bir resim düşünce elime aldım.
Lanet olsun ne? Justin bu resimi nerden buldu. Tanrım hayır hayır! Anlamamış olsun lütfenResmi cebime koydum ve koltuğa oturdum.
1 Saat sonra
Justin karşıma dikildi ve resimi bana gösterdi
"Sara kim?"
"Kimse" gözlerimi ondan kaçırdığımda yanıma oturdu
"Sasha bir Ikizin olduğunu biliyorum sen kaybolduktan snra bulmuştum bu resmi ama kargaşa arasında unuttun gitti..o yüzden şimdi anlatıyorsun"
"Beni bu konuda zorlama"
"Sasha sana anlat dedim..benimle birlikteysen her şeyi bilmem gerekiyor"
"Lanet olsun o benim ikizim işte!
5 yaşında annem onun deli olduğunu düşündü. Sara bebeklerinin saçlarını keser ve onları duvarına yapıştırırdı bebeklerinin kalemle gözlerini oyardı ne yaptığına anlam vermezdim ama o ikizimdi her saniyede o Yanımdaydı. Onu yaptıklarını yapmaya başladım. 12 yaşında da annem bizi dergileri yırtarken gördü. Annem beni öbür odaya götürürken babam Sara'yı aldi ve arabaya bindirdi"
"Sana bir şey söylemediler mi?"
"Hayır tek duyduğum Sara'nın çığlıkları ve adımı haykırışı fakat annem iki hafta sonra onu akıl hastanesine yatırdıklarını söyledi"
"Gerçekten sorunlu muydu sence?"
"Hayır..sadece."
"Anlatabilirsin" nefes aldım ve devam ettim
"Yeni doğan kuzenimizi suda boğmaya çalışmıştı. Bütün ilgi onun üzerindeydi..ondan kurtulmak istedi"
"Sara şu an nerde?"
"Bilmiyorum. Annem akıl hastanesinde olduğunu söylediğinde evden kaçtım tek bir akıl hastanesi vardı. Oraya gittim kadın arkasını döndüğü anda ordaki defteri aldım ve Sara'nın odasını buldum. Iceri girip ona kocaman sarıldım ağlıyordum
Bir süre sonra o geri çekildi ve yüzünü buruşturdu..annem gelmişti. Daha sonra onu yurt dışına gönderdiler"
"Sizin aile baya olaylıymış"
"Onu bulmak istiyorum" gözüm dolduğunda başımı eğdim. O sorunlu değildi o gün ilgi o bebekte olduğu için bende sinirlenmiştim. Sadece ben annemi gidelim diye çekiştirirken o başka bir yöntem buldu
Justin telefonunu eline aldı ve internete 'Sara Marin' yazdı bir sürü haber çıkmıştı tabi annemler tanındık kişilerdi. Gözlerimi devirdim ve ayağa kalkıp telefonumu elime aldım Emily 8 kez aramıştı. Geri onu aradım ve nefes verip konuştum
"Hey"
"Neden açmadın?!"
"Duymamışım"
"Bizim eve gelmen gerek hemen!"
"Sen iyi misin?" Sesi nefes nefese geldiğinde bağırdı
"Aa!"
"Em?!" Telefonu kapattım ve Justin'e döndüm
"Emily'nin başı dertte" telefonunu cebine sıkıştırdı ve ayağa kalktı
"Rose?!"
"Bırak hemen döneriz"
"Olmaz!" Onu kucağıma aldım ve evden çıkıp karşı komşumuzun ziline bastım
"Hemen döneceğim lütfen ona bakın" Rose'u ona verdiğimde koşarak Emily'nin evine doğru gittim. Zaten yakındıEvin önüne geldiğimizde bir çığlık yükseldi Justin beni arkasına alarak cebinden silahı çıkardı. Dur ne silahı!
"Justin sen silah mı taşıyorsun?!"
"Sessiz ol" yarı açık olan kapıyı açtı ve içeri girdi Emily'nin sesi yukardan geliyordu.
Justin'in önüne geçtim ve odaya girdim siyah saçlı bir adam yatakta Emily'i sıkıştırmıştı. Yandaki vazoyu onun kafasında kırdığımda yere düştü
"Emily!"
"Sash!" Justin geldiğinde bana baktı
"Ne yaptın sen?!" Emily ağlamaya başladığında Justin'e sarıldı. Justin de güven verircesine ona kollarını sardı. Neden demeyin. Bir erkek olduğu için ona güveniyordu.
Emily'nin yanına gittim
"Tanrım kimdi o?"
"Bilmiyorum. Birden kapıdan içeri girdi yukarı çıkıp saklandım seni aradığımda beni buldu işte!"
"Sana bir şey yaptı mı? " başını eğdiğinde kolu yırtılmış olan tişörtüne ve bileğindeki morluklara baktım
"Çok Üzgünüm canın yandı mı? "
"Sadece bir kaç morluk merak etme" ona sarıldım ve elini tuttum. Emily uzun boylu esmer gayet güzel bir kızdı
Genellikle dikkat çeken bir tipti