"Ah evet ne demezsin"
"Benden kaçamazsın" beni kendine çekti ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Gülümsedim ve saçlarını karıştırdım 3 aydır Toby ile çıkıyorduk komik ve tatlı biriydi sürekli olarak gülmemi sağlıyordu ve o yanımdayken mutlu hissediyordum.
"Tamam şimdi yatma zamanı evine git" dediğimde kaşlarını kaldırıp bana baktı
"Anne?"
"Toby! Uykum var ve uyuyacağım" merdivenlerden yukarı çıktım ve odaya girip yatağa yattım o sırada Toby de yanıma yattı
"Hey ne yapıyorsun"
"Bu gece burda kalsam?"
"Peki tamam" beni kolları arasına aldı. Toby 'burda kalsam?' Diye sorarken Justin tam tersine 'burda kalacağım' diyordu.
"Ne düşünüyorsun?"
"Iyi geceler Toby" alnıma bir öpücük bıraktığında gözlerimi kapattım ve başımı göğsüne yasladımSabah
Gözlerimi açtığımda Toby beni izliyordu
"Günaydın"
"Günaydın maviş" Gülümsedim ve telefonumu aldım
"Resim mi?"
"Evet" kamerayı açtım ve Toby ile ikimizin bir resmini çektim (medya)
"Güzel çıktı" başımı olumlu anlamda salladım ve resimi instagramda paylaştım. Tam telefonu kapatacakken ilk beğeni geldiJustin Bieber fotoğrafını beğendi
Justin mi? Bir an donup kaldığımda telefonu kapatıp masanın üzerine koydum.
"Ben acıktım"
"B-bende"
"Iyi misin sen?"
"Evet birazdan dönerim" yataktan kalktım ve giyinme odama girip kapıyı kilitledim. Midem bulanıyordu ve çok da iyi hissetmiyordum.
Üzerime çiçekli bir elbise giydikten sonra aşağı indim.
"Toby?" Sesi gelmediğinde mutfağa girdim burda da yoktu
"Toby!" Biri beni kucağına aldığında bağırdım
"Bil bakalım hangi süper erkek arkadaş sevgilisine kahvaltı hazırladı?"
"Imm sen olmadığı kesin" yüzünü astığında güldüm ve kollarımı boynuna sardım
"Tamam tamam bu kesinlikle sen olmalısın"
"Doğru tahmin" beni aşağı indirdi ve masanın önüne geçti bende yerime oturup tabağıma bir kaç şey aldım. Telefonun ışığı yandığında elime aldım resmimize 782 beğeni gelmişti.
"Noldu?"
"Hiç yemekten sonra sahile mi gitsek?"
"Tabi" başımı tamam anlamında salladım ve krebi bölüp ağzıma attım.
Doyduğumu hissettiğimde tabakları mutfağa bıraktım ve güneş gözlüğümü takıp Toby'nin elini tuttum
"Gidelim hadi"
"Olur" evden çıktık ve sahile doğru ilerledik.
"Rose'dan naber?"
"Ah sesi hala kötü geliyordu yanına uğrasam iyi olur"
"Bünyesi çok zayıfmış"
"O hasta değil fazla pinpirikli ve kendini biraz kötü hissetse hastayım diyor"
"Abartıyor" koluna vurdum
"O benim arkadaşım Toby!"
"Tamam bir şey demedim" gülümsedim ve ayakkabılarımı elime aldım ve yere oturdum
"Ah bugün hava çok sıcak"
"Aynen öyle" Toby'nin telefonu çaldığında ayağa kalktı
"Babam" babası ile sorunları vardı ve başka bir yerde konuşmaya başladı.
"Vivian?" Arkamı dönmemle Demi ile karşılaşmam bir oldu ve göz devirdim şöyle anlatayım. Demi Toby'nin eski sevgilisiydi ama Toby ile hala arkadaşlardı
"Demi naber?"
"Iyi canım sen?"
"Iyi" sahte bir gülümseme yapıp önüme döndüm
"Ah Toby da orda!"
"Toby şu an ciddi bir şey konuşuyor"
"Bir şey olmaz" tam gidecekken kolunu tuttum
"Demi lütfen"
"Ah tamam seni mi kıracağım sonra görüşürüz" umarım görüşmeyiz!
Toby gelip yanıma oturdu
"Baban ne diyor? "
"Klasik şeyler..soyismimizi zedeliyorsun falan"
"Çok Üzgünüm"
"Olma" gülümsedim ve elini tuttum. Nasıl bir baba oğlu özgürce hareket ettiği için ondan nefret ederdi? Toby tanıdığım en iyi insanlardan biri yani o komik tatlı iyi kalpli ve dürüst
"Seni Rose'a bırakayım mı?"
"Ah Hayır kendim giderim" yanağına bir öpücük bıraktım
"Seni seviyorum"
"Bende" Toby Üzgün olduğunda hep denizi seyretmeye gider ve yalnız olmanın ona daha iyi geldiğini denize bakınca annesinin mavi gözlerine bakıyormuş gibi hissettiğini söyler. Annesini 5 yaşında bir trafik kazasında kaybetmiş ve o öldükten sonra 2 hafta yataktan çıkmamış. En kötü tarafı ise bir üvey annesi olması.Arabama bindim ve Rose'un evine gittim zaten yakındı. Arabayı park ettikten sonra zile bastım
"Rose? "
"Iyiki geldin" bana sarıldığında içeri girdim ve kapıyı kapattım.
"Hala iyileşmedin mi?"
"Tabiki iyileştim senin buraya gelmen için yaptım"
"Neden?" Başını öne eğdi ve elleri ile oynamaya başladı
"John ile kavga ettik ve birden çıkıp gitti nereye olduğunu bilmiyorum"
"John'u tanımıyor musun Rose yine kulübedeki evine gitmiştir"
"Birincisi orası benim evim o yüzden oraya gitmez ikincisi ne olur ne olmaz diye gidip baktım ama orda yoktu. Toby'i arasan belki biliyordur"
"Rose Toby şu an pek konuşacak durumda değil"
"Ah o çirkin üvey annesi değil mi?"
"Hayır babası"
"Bu daha da kötü " başımı olumlu anlamda salladım
"John'a çok ağır şeyler söyledim ama sinirle söylenen şeylerdi çok ama çok pişmanım ondan özür dilemem gerek"
"Biliyor musun benim aklımda bir şey var" telefonumu aldım ve John'u aradım 4.çalışta açtı
"Hey John"
"Vivian..şu an Rose'u görmek istemiyorum görüşürüz"
"Dur dur kapatma"
"Ah noldu?"
"Rose ile kavga ettiğinizi bilmiyordum ama yardımına ihtiyacım var"
"Söyle"
"Toby, şu an babasıyla kavga etti ve iyi durumda değil onunla konuşabilir misin?"
"Yalnız kalmayı sevdiğini biliyorsun"
"Ama şey..sana çok güveniyor belki deneyebilirsin şu an sahilde"
"Ah tamam denerim" telefonu kapatıp Rose'a baktım.
"Yürü gidiyoruz" kolundan tuttum ve onu hızla arabaya bindirdim.
Sahil geldiğimizde Rose'a beklemesini söyledim ve Toby'nin yanına gittim
"Vivian" John geldiğinde Rose hızla yanına koştu ve kolunu tuttu
"Toby hadi seni eve bırakayım iyi gözükmüyorsun"
"Üvey annem Jacklin ve babam California'ya geliyor"
"Ne?!" Dişlerini sıktığında onu tutup ayağa kaldırdım
"Hadi gidelim" hızlı adımlarla arabaya bindik ve ordan uzaklaştık umarım John ve Rose barışır ama bay ve bayan Groin buraya neden geliyor ki? Bu işleri daha da kötüleştirecektir.
"Işte geldik" arabadan inip eve girdik
"Vivian seni yarın arasam olur mu biraz uzanacağım" başımı olumlu anlamda salladığımda alnıma bir öpücük bıraktı ve konuştu
"Seni seviyorum"
"Biliyorum. Bende" gülümsedim ve evden çıktım