22-

27 2 2
                                    

Üzerime kot bir şort ve üzerine de yarım dantel desenli beyaz bir bluz giyip saçlarımı düzleştirdim siyah saçlarıma kaç ay olmasına rağmen hala alışamamıştım.
Güneş gözlüğümü taktım ve topuklu ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Telefonumu çıkarıp Toby'i aradım
"Toby"
"Nasılsın hayatım? "
"Gayet iyi buluşalım mı?"
"Tabi.. 5 dakikaya Starbucks'dayım" gülümsedim ve telefonu kapatıp arka cebime koydum bu çocuğu cidden seviyordum ben!
"Hey Toby" gidip ona sarıldım ve gülümsedim
"Naber güzelim? "
"Iyiyim sen?"
"Düne göre iyiyim" gülümsedi

Hava kararmıştı ve gökyüzü siyaha boyanmıştı sahil kenarında otururken Toby'nin telefonu çalmaya başladı. Sessize aldı ve konuştu
"Artık gidelim mi?"
"Olur zaten yağmur başladı" yağmur yağıyordu ve ben ıslanmak istemiyordum.
"Seni eve bırakayım"
"Hayır kendim gidebilirim seni ararım" başını olumlu anlamda salladı ve gözden kayboldu ben ise ıslak saçlarım ile ayağa kalktım ve yola koştum. Yağmurun yüzüme vurması hoşuma gidiyordu yürümeye başladığım anda aniden durdum. Justin tam karşımda duruyordu..ne işi vardı burda? Donup kaldığımda kendime gelmeye çalıştım ve hızla Starbucks'a girip tezgaha yaslandım içerde kimse yoktu heralde kapanmak üzereydi
"Merhaba b-ben bir karamelli mocha alabilir miyim "
"Tabi hemen" o sırada yanıma Justin geldi tam yanımdaydı! Saçlarım ile yüzümü kapattım
"Çikolatalı mocha" dediğinde gelen kahvemi elime aldım ve ordan çıktım Justin de peşimden kahvesini alıp çıkmıştı. Tam giderken onun sesini duydum
"Karamelli mocha..eski sevgilim de çok severdi" sesimi değistirmeye çalıştım
"Öyle mi?" Yürümeye devam ettiğimde söylediği şey ile yerime çakıldım
"Gerçi sen bunu daha iyi bilirsin..Vivian(!)" Yutkundum ne yapacaktım?
"Gitmem gerek" iki adım atmışken beni sertce kolumdan tuttu ve kendisine döndürdü. Başına siyah bir kapson geçirmişti ve saçları ıslanmıstı

Başımdaki peruğu alıp yere attı ve resmen kükredi"Seni bulamayacağımı sandın değil mi? Neden ha neden!" Kolumu çekmeye çalıştım sesim fısıltı gibi çıkıyordu"Bırak""Neden yaptın Sasha neden!" Göz yaşlarım akmak için beklerken gözlerimi sımsıkı kapa...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Başımdaki peruğu alıp yere attı ve resmen kükredi
"Seni bulamayacağımı sandın değil mi? Neden ha neden!" Kolumu çekmeye çalıştım sesim fısıltı gibi çıkıyordu
"Bırak"
"Neden yaptın Sasha neden!" Göz yaşlarım akmak için beklerken gözlerimi sımsıkı kapattım ağlayamazdım. Kendine gel Sasha
"Haftalarca seni aradım lanet olası ikizini aradım"
"O artık yok"
"Umrumda değil umrumda olan sensin!" Yutkundum ne diyecektim? Ne yapacaktım?
"Neden yaptın Sasha neden hayatını Vivian gibi devam ettirdin neden bizi bırakıp gittin!"
"Yorulmuştum" sesim onunkinin yaninda çok kısık çıkıyordu o ise benden nefret edercesine bağırıyordu
"Sana kadınlara güvenmediğimi söylemiştim. Sana güvenerek de hayatımın en büyük hatasını yapmışım" kolumu sertce bırakıp arkasına döndüğünde göz yaşlarım akmaya başladı. Gitmesini istemiyordum
"Justin lütfen" gidip kolunu tuttum
"Lütfen dinle"
"Neyi dinleyeyim yine uyduracağın yalanlarını mı? Beni bırakıp sürtük gibi bir başka adama koşmanı mı? Ah pardon adı Toby değil mi"
"Bana sürtük damgası vurarak beni yıkamazsın Justin çünkü artık senin bu suçlamalarına alıştım anlıyor musun? Bu yüzden buraya kaçtım seninle ne zaman kavga etsek bana söylememen gereken şeyler söyleyip her seferinde benim sürtük olduğumu söylüyorsun! "
"Evet sen de beni bu halimle sevdin"
"Hayır ben her zaman yanımda olan, ağladığımda beni susturan, kafasına göre gelip beni öpen, ona baktığımda gülmemi sağlayan adamı sevdim. Bir pislik gibi davranan Justin'i değil!" Dişlerini sıkıyordu. Sırılsıklam olmuştuk ve üzerimde hiçbir şey olmadığı için donuyordum ama umrumda değildi.
"Anlamıyor musun ben böyleyim Sasha!" Arkamı döndüğümde Toby'i' gördüm
"Vivian?"
"T-toby" tanrım lanet olsun
"Sen..saçların" Justin'in bana Sasha dediğini duymuş olmalıydı!
"Neler oluyor Vivian!"
"Toby bak açıklayabilirim-"
"Yoksa Sasha mı demeliyim? Sana güvenmiştim" Başını sağa sola salladıktan sonra cebindeki telefonumu yere bıraktı ve arabasına binip burdan ayrıldı
"Toby! " herkesi kaybediyordum. Herkesi.
Yere oturduğümda başımı ellerim arasına aldım ve ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Gökyüzü ile birlikte ağlıyordum. Sanki yağmur o yüzden yağıyor gibiydi. Omuzlarım üstünde bir ağırlık hissettiğimde Justin'in siyah hırkasını bana verdiğini anladım
"Ayağa kalk" onu dinlemeyip göz yaşlarımı serbest bıraktım.
"Sasha ayağa kalk dedim"
"Git burdan" göz devirdi ve koluma girdi. Beni ayağa kaldırıp kucağına aldı. Ellerim ile beni görmemesi için yüzümü kapattım. Zavallı gibiydim.
Yağmuru artık hissetmediğimde eve geldiğimizi anladım. Beni kucağından indirdi ve koltuğa oturttu. Kapıyı kapattığında elimdeki peruğu yere attım ve hızla yukarı çıktım. Lavaboya girdim ve yere oturup ağlamama devam ettim. Bugün yapmak istediğim tek şey yaptıklarımın cezasını çekerek ağlamaktı..kimse tarafından sevilmiyordum. Toby, Justin hepsi benden nefret ediyordu. Eminim ki Rose da benim Vivian olmadığımı bilse benden nefret edecektir. Kim bir yalancıyı severki?

Iceri Justin girdi ve ellerini cebine sokup kapıya yaslandı. Kaşlarını çatmış beni izliyordu ben ise gözlerimi kapattım ve başımı duvara yasladım.
"Ağlama" dediğinde zorlukla yutkundum. Arkasından bir seyelindeki çıkardı.Bu benim odamdaki çerçeveydi.

Bu resmi eskiden çok severdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu resmi eskiden çok severdim. Bu yüzden çerçeveletmiştim buraya da yanımda getirmiştim.
Resime bakıp dişlerini sıkıyordu. Kendimi tutamadım ve ayağa kalkıp hızla boynuna sarıldım. Çok sıkı sarılıyordum çünkü onu özlemiştim. Bunun aşık olmakla ilgisi yok yaşanan o kadar çok şey varken nasıl unutulur ki?
"Çok üzgünüm" diye fısıldadığımda kollarını belime sardı. Başımı omzuna gömdüm.
"Üzgün olman bir şeyi değiştirmiyor Sasha" gözümden bir damla yaş daha Justin'in tişörtüyle buluştuğunda geri çekildim ve başımı sağa sola sallayıp yine yere oturdum
"Yorulmuştum Justin her kavga edişimizde beni olmadığım bir şey ile suçlamandan sıkılmıştım. Hastaneye kendi isteğim ile girdim iyileşmek için ama daha kötü oldum. Hakkımda deli raporu verildi. Herkes deli olduğumu düşünüyordu herkes! Bana verdikleri ilaçlar yüzünden hicbir şey hatırlamıyordum, ölü gibiydim bir şey hissedemiyordum" kendimi tutamadım ve ağlayarak devam ettim
"Gece boyu karanlıkta tek başıma durdum. Yalnızdım korkuyordum sanki derin bir mezarda gibiydim kimse sesimi duymuyordu korktuğum için bağırıyordum ama onlar deli olduğum için bağırdığımı düşündüler..seni görmek istiyordum ama buna asla izin vermiyorlardı"
"Ne?" Devam ettim
"O gün bana gelip konuşma yaptığında uyumuyordum Justin. Bana uyuşturucu bir ilaç vermişlerdi. Her şeyi duyuyordum ama hareket edemiyordum, bağırmak istiyordum çığlık atmak istiyordum. Sesimi duymuyor musun! Eğer canli canli mezara gömülseydim ancak bu kadar olabilirdi. Sana cevap vermek istedim ama..ama olmuyordu. Her ziyaretçi geldiğinde beni uyuşturuyorlardı ben kimseye zarar vermek istemedim. Bunu asla yapmam" endişeli bir şekilde bana bakıyordu ben ise hatırladıkça daha kötü oluyordum
"O şehirde daha fazla kalamazdım daha fazla o hastanenin önünden geçemezdim. Size veya sana olanları asla anlatamadım senden kaçtım çünkü benim iyileşmediģimi ve sorunlu bir sevgilin olduğunu düşünecektin. Ama ben hasta değildim"
"Bunu biliyordum sana inandığımı söylemiştin"
"Inan bana gün geçtikçe sende deli olduğumu düşünecektin. Ben artık bunlarla yaşamak istemiyorum. Ama bir türlü peşimi bırakmıyorlar. Ileride çocuklarım olduğunda bu olanların pençesinde olmak istemiyorum. Artık çocuk değilim geleceğimi kurmam lazım geçmişin beni boğmasını istemiyorum"
"Biliyorum" gözlerimi kapattım. O sırada Justin geldi ve kollarını vücuduma sardı bende boynuna sarıldım. Kendimi acındırmak için yapmıyordum, yaşadıklarımı bilmesini ve beni anlamasını istiyordum o kadar.
"Toby'i seviyor musun? "
"Tabiki de evet! Ama bizimki aşk değil"
"O nasıl oluyor?"
"Bizim birbirimize ihtiyacımız vardı. Annesi öldükten sonra kendine gelememiş, babası başka biriyle evlendi ve o iğrenç bir kadın. Babası onu sürekli aşağlıyor" gülümsedim ve devam ettim
"Benim gözlerime baktığında annesini hatırladığını söylüyor, Toby çok yalnız bende ilk geldiğimde öyleydim. Ve birbirimize iyi gelmeye başladık gülmemi sağlıyordu ama onun gerçekten ağır problemleri var sürekli denizi seyrediyor"
"Bunun ona ne yararı var?"
"Denize baktığında annesini gördüğünü söyler hep" başını anlamışcasına salladı
"Yaptıklarım için Üzgünüm Justin"
"Artık üzülme ben yanındayım olur mu?"
"Justin...Toby'nin bana ihtiyacı var" sinirle yutkundu
"Ona yalan söyledin seni Vivian biliyor"
"Ne yapacağımı bilmiyorum onu yüz üstü bırakamam"

İhanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin