Bugüne kadar yazdığım en öküz karaktere hazır mısınız? 😊
&&&
🌸 BÖLÜM 2 🌸
Saçlarına hafif kırlar düşmüş daha ellilerinin başında olan ve iyice sertleşen çehresiyle ortalıkta terör estirecek gibi bir hava yaratan adam elindeki dosyayı sinirlice masasının üzerine fırlattı.
Bu kaçıncıydı?
Lanet olsun her seferinde kıl payı ellerinden kaçırıyorlardı adamı. Resmen suç makinesiydi ve elini kolunu sallaya sallaya ortalıklarda dolaşıyor, çok rahat bir biçimde suç işlemeye devam edebiliyordu.
Daha kaç kişinin canı yanacaktı? Daha kaç ocak bu şereften yoksun kirli eller yüzünden sönecekti?
Bu durum iyice içinden çıkılmaz bir hal almıştı ve artık can sıkıcı olmaya başlamıştı.
Karşısında duran ve ayakta dikilen iki adama öfkeyle baktı. Onların da bir suçu olmadığını, o adamı yakalamak için ellerinden geleni yaptıklarını biliyordu ama sinirini çıkaracak birilerini arıyordu ve onlar bunun için biçilmiş kaftandı.
“Yine bir operasyonu elinize yüzünüze bulaştırmayı başardınız aferin size! Beceriksiz herifler!” diye homurdandı.
Onları çocuk gibi azarlamanın kimseye bir fayda sağlamayacağını da çok iyi biliyordu lakin yine de kendine engel olamıyordu.
“Ama baş komiserim siz de gördünüz adam çakal gibi biz onun bir sonraki adımını kestiremeden o bizimkini kestirmiş oluyor,” diye safça savunmaya geçen kişi, yanındaki arkadaşına göre biraz daha kısa boylu olan genç adamdı.
Sırf bir şey yapmış olmak için koyu kahve saçlarını elleriyle kenara itti ve bir bardak sımsıcak çikolatayı andıran gözlerini karşıya doğru kenetledi. Bilemezdi ki savunma yapmak için söylediği her söz Sami baş komiserin daha çok canını sıkıyordu ve aleyhine işliyordu.
Nitekim adamın kararan bakışlarıyla karşılaştığı zaman gözbebekleri büyüdü ve gürültülü bir sesle yutkundu. Tam bir şeyler daha söylemek için ağzını açmıştı ki arkadaşının, kaburgasına indirdiği sert dirsek darbesi ve dişlerinin arasından “Yağız sus artık!” diyen uyarı dolu tıslamasıyla söyleyeceklerini yuttu.
“Baş komiserim bu iş en az sizin kadar bizim de canımızı sıkıyor. Tam yakaladık diyoruz elimizden kaçırıyoruz. Nerede yanlış yapıyoruz bilmiyorum ama bazı şüphelerim var,” diyerek arkadaşının savunmasını unutturmak için sözü devraldı, uzun boylu ve atletik vücutlu olan diğer adam.
Otuz yaşına yeni girmişti ama pek yaşını gösterdiği söylemezdi. Ellerini beline dayadığı için sıkı kaslarla bezenmiş üçgen vücudu daha belirgin şekilde ortaya çıkmıştı. Modellere taş çıkaracak vücut hatlarına sahipti. Bu haliyle kesinlikle genç kızların rüyalarını süsleyenler familyasındandı. Bakınca ne düşündüğünü anlamasına olanak vermeyen kobalt mavisi gözleri kısılmış, ifadesiz yüzüyle korkusuzca karşısına bakıyordu.
“Ne gibi şüpheler? Bildiğin bir şey mi var Kuzey?”
“Bildiğim bir şey yok ama şüphelendiğim şeyler var!”
“Ne mesela?” Bu mesele ilgisini çekmiş gibiydi. Kuzey’in söyleyeceklerini merakla bekledi.
“Sizce de bu tuhaf değil mi? Yani her operasyon öncesi adamın bir şekilde haberi oluyor ve kıl payı kurtulmayı başarıyor!”
Kendinden emin tavırlarla karşısına bakmaya devam etti. Kuzey genelllikle rahat bir adamdı. Kimseden korkmazdı. Yağız’ın aksine az ama mantıklı konuşur, mantıklı davranır ve asla boşa sallamazdı. İki kere düşünür bir defa konuşurdu. Boş konuşmayı sevmezdi. Boş konuşanları ise hiç sevmezdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/62457113-288-k944834.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Çiçeği (YENİ HİKAYE)
Romance"Sen tüm belaların arasında inadına açan bir çiçeksin. Bela çiçeğisin..." Tüm hakları saklıdır. İznim olmadan çoğaltılması halinde yasal işlemlere başvurulacaktır!