Gördüm ki konuşup durmam oldukça anlamsız. Bölüm yazma konusunda her hafta biraz daha isteksizleşirken ben de konuşmak yerine harekete geçmeye karar verdim. Ve bunun önüne geçmek için şu önlemi almaya artık mecburum: +100 oy ve ayrı ayrı kişilerce yapılmış +25 yorum olmadan yeni bölüm gelmeyecek. 6 gün çalışıyorum, 1 gün tatilim var ama bölüm yazabilmek için tatilimi hiçe sayıyorum. Üstelik ağır bir grip geçiriyorum ve bunu bile bahane etmiyorum. Bu kadarına da hakkım olduğunu düşünüyorum.
🌸BÖLÜM 9 🌸Sami baş komiser toplantı odasına girer girmez elindeki dosyayı geniş masanın üzerine fırlattı. Adam resmen burnunda soluyordu ve az sonra odanın içinde yıkım gücü epeyce büyük bir fırtına çıkacağı tahmin ediliyordu.
Kimse çıtını çıkarmaya cesaret bile edemiyordu. Sözünü sakınmanın ne demek olduğunu bilmeyen Güney bile bu duruma çarçabuk adapte olmuş gibi görünüyordu.
Fırtınanın habercisi bulutlar biraz daha karardı ve Sami baş komiserin “Adam altıncı cinayetini işledi ve hâlâ elini kolunu sallaya sallaya ortalıklarda dolaşıyor. Artık o kıçınızı kaldırıp bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?” diye kükremesiyle nihayet beklenen fırtına koptu.
“Bu kadar yıllık meslek hayatımda böyle bir şey görmedim! Bu resmen geçmişimize ve geleceğimize çalınan kara bir leke! Nasıl oluyor da bunu engelleyemiyoruz?”
Baş komiser esip gürlerken herkes birbiriyle göz teması kuruyordu lâkin kimse konuşmaya cesaret edemiyordu. Birkaç dakika daha bu böyle devam etti ama sonsuza kadar aynı tantana devam edemezdi. Birinin cesaretli davranıp bir şeyler yapması, Sami baş komiseri yatıştırması gerekiyordu.
Ekibe yeni katıldığı ve diğerleri için altıncı olsa da teorik olarak kendisi için ilk vaka olduğu bahanesiyle kendi kendini avutan Güney, bu görevi üstlenmeye karar verdi. Neticede bu kadar süre suskun kalması bile bir mucizeydi. Kendini aşmış, rekora doğru koşmuş sayılırdı.
Bütün cesaretini toplayıp “Baş komiserim ekip arkadaşlarım ve ben bir şeyler bulmak için çabalıyoruz lâkin yine de altıncı cinayetin işlenmesine engel olamadık. Bunun için çok üzgünüz. Bundan sonra daha da dikkatli olup tek bir kişinin daha hayattan koparılmasına fırsat tanımayacağız,” demeyi başardığında ya ne söylediğinin farkında değildi ya da kafayı yemişti.
O sözleri öyle bir öz güvenle sarf etmişti ki baş komiser de dahil olmak üzere herkes şaşkındı.
Ama Kuzey hem şaşkın hem de kızgındı.
Bu kız nasıl bu kadar aptal olabilirdi? Gerçekten engelleyemeyeceği bir şey için nasıl bu kadar kolayca garanti verir, içi boş kahramanlıklara soyunurdu?
Aklı almıyordu!
Kendini tutamadı. “Sen bunun garantisini verebilecek konumda değilsin! Hiçbirimiz değiliz!” diye homurdanırken oturduğu yerde sabit kalmak için yumruklarını sıkmak zorunda kaldı. Sami baş komiserin kavurucu öfkesi, şimdi ona bulaşmıştı.
Genç adamın sözleriyle Güney’e yöneltilmiş şaşkın bakışlar bir anda yön değiştirdi. Ama bu değişiklik çok uzun sürmedi. Çünkü Güney’in, Kuzey’e nasıl bir karşılık vereceğini merak eden topluluk gözlerini yeniden genç kıza çevirmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/62457113-288-k944834.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Çiçeği (YENİ HİKAYE)
Romance"Sen tüm belaların arasında inadına açan bir çiçeksin. Bela çiçeğisin..." Tüm hakları saklıdır. İznim olmadan çoğaltılması halinde yasal işlemlere başvurulacaktır!