5-BAŞ BELASI

2.5K 300 20
                                    

İyi akşamlar. 😊 Yarın yeni bir eğitim yılımız daha başlıyor. Okula giden, gidecek olan herkese kolay gelsin ve başarılar. Sevgiyle kalın, keyifle okuyun. ❤😊

🌸BÖLÜM 5🌸

Arabaya binip kapıyı sertçe kapattı. Bir bu eksikti!

İşine karışılması yetmediği gibi bir de o kıza bakıcılık yapma görevi kendisine yüklenmişti ve sinirden patlamak üzereydi.

Parmakları, arabanın direksiyonunda isyankâr bir ritim tutturdu. Başını çevirip camdan dışarı baktığında baş belasının arabaya doğru yürüdüğünü gördü.

O da sinirliydi. Bunu görebiliyordu.

Adımlarının yeri dövercesine sert oluşundan ve yüzündeki ifadeden tüm duyguları açıkça okunuyordu.

Duygularını gizlemek konusunda başarısız mıydı yoksa özellikle gizlememeyi mi seçiyordu?

Eğer bu bir seçimse vermeye çalıştığı mesajı iletmede gayet başarılıydı. Çünkü durumdan en az kendisi kadar rahatsız olduğunu beden diliyle haykırıyordu.

Gözleri, genç kızın taşımaya çalıştığı çanta ve bavula kaydı ve biraz o noktada duraksadı. O ikisi ağır mıydı bilmiyordu ama rahat taşıyor gibi görünüyordu. Zaten pek fazla eşyası da yoktu. Olabildiğince kısa sürede geri dönmeyi planlıyor olmalıydı.

Güney, aracın yanına gelip arka kapıyı sertçe açarak çantalarını hışımla içeri fırlatıp aynı öfkeyle bedenini de içeri atana kadar onu izlemeye devam etti.

Genç kız, arkasına yaslanıp meydan okuyan bakışlarla Kuzey'e baktığında genç adam, kaşları çoktan çatılmış vaziyetteydi.

Güney, "Gidelim!" dediğinde kaşları daha da çatıldı.

"Burada özel şoförün yok senin!"

Kuzey'in sert sözlerini duymazlıktan gelerek başını pencereye çevirdi ve dışarıyı izlemeye başladı. Onunla fazla muhatap olmamanın en doğru seçenek olduğunu düşünüyordu.

Araba, aynı sahibi gibi homurtuyla çalışana kadar da tepkisiz kalmaya devam etti. Bir müddet sonra boynu ağrımaya başlayınca yan dönüp başını koltuğa yasladı ve pencereden o şekilde bakmaya devam etti.

Film şeridi gibi gözünün önünden kayıp giden binaları, sokak lambalarını, araçları izliyordu ama aslında hiçbir şey görmüyordu. Kendi düşünce deryasına dalmış, orada bir yerlerde debelenip duruyordu.

Şimdi gözlerini kapatsa ve bir süre uyusa uyandığı zaman acaba bu kâbus biter miydi?

Tanımadığı bir memlekette, tanımadığı insanların içindeydi. Ve o yabancıların kendisine karşı misafirperver olduğu pek söylenemezdi.

Son yirmi dört saatte yaşadıklarını unutmak istermiş gibi gözlerini kapattı. Amacı, göz kapaklarını biraz dinlendirmekti. Fakat hem fiziksel hem de zihinsel olarak çift taraftan saldırıya geçen yorgunluğa karşı direnemedi. Bedeni, birazcık gevşer gevşemez hemen uykuya teslim oldu.

Trafiğin tam sıkışık olduğu saatlerdi. Güney arabanın sarsıntılarını bile fark edemeyecek noktadayken Kuzey, bir an önce evine gidip öfkesini kum torbasında hafifletme isteğinin derdindeydi. Ama lanet olasıca trafik bir türlü ilerlemiyordu.

Resmen delirmek üzereydi. Bünyesinde sabır namına bir şeyin kalmadığını hissediyordu. Allah'tan arkadaki konuşmayı tercih etmiyordu da öfkesini daha fazla katlamıyordu.

Bela Çiçeği (YENİ HİKAYE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin