ANGELOS (Final Part 1)

1.3K 70 70
                                    

Son derece gergindim.
Beni neden geçmişe yollamak istiyorsunuz, diye sordum çatallaşan sesimle.
Onların Akad'ı almasını engellemek için ekstra güce ihtiyacımız var, diye yanıtladı Orion.
Ne olduğunu hatırlarsan güçlerini de geri kazanırsın, sen güçlüsün Gece, diye devam etti.
Beyaz tenimdeki mor desenleri, su yeşili tırnaklarımı ve rengi sürekli değişen gözlerimi hatırlayınca ürperdim.
Kendimi uzaktan izlemek kolay olmayacaktı.
Başlayalım, dedi Akad çatallaşmış sesiyle.
Şu evlilik olayı kafamızı karıştırmıştı ancak Valor geçmişe gidersem her şeyi öğreneceğimi, olayların anlatmak için fazla karışık olduğunu ve hatta onun bile her şeyi tam olarak bilmediğini söylemişti.
Gizemli biriydin doğrusu ve beni ne olarak gördüğünü asla çözemedim, demişti.

Evet başlayalım, dedim kafamın içindeki karışıklıktan kurtulup.
Sesim güçlü çıksın diye çabalasam da ses tellerimin beni umursamadığı açıktı.

Pekala, dedi Orion. Herkes odadan çıksın lütfen, diye devam etti.
Akad,Kayra ve Valor istemeye istemeye odadan çıktılar.
Orionla baş başa kalmıştık. Sakince ışıkları söndürdü. İçerisi loştu.

Olay basit, dedi anlayışlı bir sesle.
Sesi ne Akad'ın sesi kadar kalındı ne de Valor'un sesi kadar yumuşak.

"Uzanacaksın ve gözlerini kapatacaksın. Sadece kokulara ve boşluğa odaklamacaksın. Sesim dikkatini dağıtabilir ama o çok büyük mesele değil. Kendini rahat bırakman yeterli olacaktır."

Kafamı salladım. Basitmiş evet, diye fısıldasam da içimdeki ses yahu sen dersi dinleyemiyorsun daha ne kokusu ne odaklanması gece diye bağırıyordu. Kendi sesim olmasaydı onu kesinlikle Akad sanardım çünkü benimle dalga geçmek onun işiydi.

Şu ritüel ve tüm bu tuhaf olaylar bitince ona sımsıkı sarılacaktım ve bana söz vermiş olduğu şeyleri yapacaktık. Ben insan değilim, ben erkek değilim diye söylendiği tüm zamanların acısını kahkahalarımızla çıkartacaktık. Sonunda uzun saçlarını bozabilecektim. Tüm siyahlığıyla dans eden buklelerini açıkça izleyebilecektim.
Onu seviyordum evet. Hem de çok seviyordum.

Orion'un sanki çok hafifmiş gibi rahatça kaldırıp yere koyduğu geniş yuvarlak mermer zemine uzandım.

Üstümdekilere rağmen bedenim mermerin soğuğu ile hafifçe ürperdi.
İçimdeki keko, bunun üstüne bir battaniye şal falan atamaz mıyız, diye sormamak için direndi. Bunun sırası olmadığını o da biliyordu.
Orion tütsüleri yaktı.
Titriyorsun çok mu gerginsin, dedi yüzüme bakarak.
Tebrikler Einstein, şuraya beş dakika uzan da seni de izleyelim, dedim aksi şekilde.
Dua et de çıplak değilsin diye sırıttı.
İç güdüsel olarak elimi bedenime atıp gözlerimi devirdim.

Loş ışıkta etrafımda güzel kokan tütsülerle bir mermerde uzanıyordum. Yanımda insan gibi görünen ancak kendi görüntüsü şeytana benzeyen bir varlık vardı ve onların dünyasına gidecektim. Hatta ve hatta ben de insan değildim.
Bozulan sinirim nedeniyle hafifçe kıkırdadım.

Orion gözlerini bana dikti ve başlıyorum, dedi.
Bekle, bir sorum var, olanları dışarıdan mı izleyeceğim Angelos beni görebilecek mi, dedim.
Angelos sensin zaten. O nedenle olanları onun gözünden izleyeceksin. Angelos biraz huzursuz hissetse de o bile anlamayacak, dedi.
Tamamdır diyerek gözlerimi kapattım.
Orion bir şeyler okumaya başladı. Latinceye benziyordu ama odaklanamazdım. Kendimi karanlığa ve kokulara bıraktım.

Tam, yapamıyorum diye çemkirip doğrulacakken hafifçe sarsılıyor gibi oldum. Sonra sarsılma hissi arttı ve karanlık, ayaklarımın altında duran bir kaykayın ileri doğru kayması misali ileri kaydı.
Kendimi yeşillikler arasında yürürken buldum.
Renk renk çeşit çeşit canlılar vardı.
O an Angelos'un içinde olduğumu anladım.
Durup sağa sola bakmak, kendime gelmek istesem de Angelos emin adımlarla yürüyordu ve bedenin kontrolü de bende değildi. Yaptıklarına ve olanlara dikkat kesilmeye çalıştım.
Temkinli ama emin adımlarla ilerleyerek kalabalıktan sıyrıldı.
Orman diyebileceğim ama navi yeşil kayalarla bezeli bir yere geldi.
İleride tuhaf kahverengi taşlarla yapılmış bir klübe duruyordu.
Girmeden önce etrafı kolaçan edip klübeye girdi.
Klübenin zeminindeki taşları kaldırdı ve kaldırması ile bir şaşkınlık dalgası bedenimi sardı.

Bunlar defterlerdi! Akad ile benim sahibini bulmaya çalıştığımız defterlerdi! Ayrıca muhtemelen Akad'ın amcasına ait olan ve "onların" aradıkları defterlerdi.

Peri kızı gibi görünen narin hareketlerine rağmen defteri panikle ve ilkel bir şekilde elbisesinin içine soktu.
Aklıma defterleri Kayra'dan gizli aşırdığım gün ve onları sweatimden içeri soktuğum zaman gelince hafifçe duygulandım.
Angelos sakin şekilde klübeden çıktı. Kalabalığın olduğu yöne doğru ilerlemeye başladı.
Biraz ilerledikten sonra keskin şekilde döndü ve ben ne olduğunu anlayamadan onun elinde bir ok tuttuğunu gördüm.
Ucu siyahtı ve parlıyordu.
Karşıdan bir kahkaha duydum ve Valor'un sesini tanıdım.
Angelos da benim gibi rahatlamıştı.
Hey Angel, diyerek yaklaştı Valor.
Angelos sesindeki iğneleyici tonu saklamadan, beni şakasına öldürmene çalışmana bayılıyorum hayatım, dedi.
Valor'un gülümsemesi genişlemişti.
O an Valor'un Angelos'u gerçekten sevdiğini anladım ve onun için üzüldüm.
Beni neredeyse öldürüyor oluşu ve Akad'a aşık olduğumu görmek onun için fazlasıyla zor olmalıydı.
Aslına bakarsam bu benim görevim, diye cevap verdi Angelos'a.
Sonra devam etti.
"Bak Angel ben bir saray muhafızıyım sen ise saraydakilerin hain olup olmadığını çözmek için ajanlar tuttuğu eski bir saray büyücüsüsün. Bu tenha yerlerde gezinip kendini riske atma lütfen."
Angelos sinirli ve kırgın bir sesle cevap verdi.
"Ah, hatırlattığın için teşekkür ederim sevgilim. Ama ben hain değilim. Hain olan o lanet soluncan herif. Kralın güçleneceğini söyleyerek bizi savaştan kurtaracağını söyleyerek bana o masum adamın ruhunu çaldırdı! Ama bu tam bir yalan!"

Valor Angelos'a yaklaştı. Sen sadece zor bir görevin travmalarını yaşıyorsun benim zavallı büyücüm, dedi ve sarılmak için hamle yaptı.
Angelos öfke ile geri çekildi.
O defteri Mustaya ben verdim, diye bağırdı.
Zavallıya ben verdim, diye fısıldadı tekrar ve devam etti.
"Onları savaş için eğitecektik ancak bir anda Mortem onların ruhunu almaya geldi. Neden sence? Savaş için mi? Savaş içinse lanet olası Sırlar Defterini ve kopyalarını o insanlara neden verdirdi?! Kendilerini eğitip bizim yanımızda savaşacaklardı anlaşmıştık Valor sen de biliyorsun. Ama kralı manipüle etmekte usta olan Mortem yaratığı onların ruhunu kendi çıkarı için aldı!"
Bunu ülkemiz için yaptı, diye cevap verdi Valor.
"Hayır zaten istediği an o aptal savaşı durdurabilirdi çünkü karşı krallıkla anlaşmalılar. Bana inanmalısın Valor her şeyi duydum ama o ve adamları Kralı kandırıp beni deli ilan etti."
Tanrım Angel, kes şu deli saçması komploları diye kükredi bu sefer.

Boşversene, diye omuz silkip tekrar kalabalık yönüne yürümeye başladı Angelos.
Özür dilerim diye bağırsa da Valor, Angelos arkasına bakmadı.

Şehir merkezi ya da her neresiyse o kalabalık yere döndü. Bir taşın üzerine oturdu ve elleri birbirine kenetli oturmaya devam etti.
O otururken ben de yaşadıklarımın şokunu atlatmaya çalışıyordum.

Mortem anladığım kadarıyla ölüm kokulu adamdı. Öyleyse Angelos yakalanacaktı. Eğer Angelos yakalanıp dünyaya ben olarak gönderiliyorsa defterler nasıl Akad'a ulaşmıştı? Ayrıca konuşmalardan anladığım üzere Mustafa'nın ruhu daha yeni alınmıştı.
Yani Akad'ın doğup büyümesine, defterleri almasına daha zaman vardı.
En azından artık Akad'ın amcasının ruhunu neden alındı, bunu biliyordum. Mortem denen adamın karşı krallıkla anlaşıp sahte bir savaş çıkarttığını, aldığı ruhların gücünden yararlanıp Kralı yok edip karşı krallıkla birleşeceğini de biliyordum.
Ama neyi bekliyordu bunu anlamamıştım.
Ruhlar ondaydı. Neyi bekliyordu?
Ve madem yeterli ruhu vardı, bunca sene sonra Akad'ın ruhunun peşine niye düşecekti?
Benim kafamda milyonlarca soru varken Angelos hızla kalktı ve ben cevap bulmak umudu ile ona odaklandım.

Yazar notu: duyuru önce görünüyordu nedense bölümü yayınladığım halde. Öteki bölüm de boş görünüyordu. İkisini de silmek zorunda kaldım düzeltmeyi bilmediğim ve telefondan girdiğim için @_@
Herkese iyi okumalar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şizofrenin Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin