İkinci Konuşma

2.5K 203 37
                                    

Çekingen bir şekilde okul kapısının önünde duran köpeğe bakıyordum. Meraklı gözlerle bana bakıyordu. Servistekiler de Gece hadiiiieğ türü şeyler söylüyordu.

Yan gözle kolumdaki siyah-deri kordonlu ve çivili saate baktım. 8 buçuk.

Okuldan 10 tane öğrenci seçilmişti derece için. Ben ise 3. Sıradaydım. Akşam sekiz buçuğa kadar ders görüyorduk ve günün sonunda servis demeye bin şahit gereken beyaz renkli döküntü bir hyundai bizi eve bırakıyordu.

Koltuklar sonradan eklenmişti. Hatta tam oturtmadıkları için en ufak kaviste ve frende koltuklar öne çıkıyor, bazen kafa kısmı elimizde kalıyordu. Ayrıca arabanın camları açılmadığı için havasızlıktan ölüyorduk.

Gerçi tüm bu rezalet bir komediye dönüşüyor ve 40 dakikalık yol boyunca gülmekten karnıma defalarca kez kramp giriyordu. Alışmıştım sınıfıma. Her ne kadar babam aradığı zaman ,Gecee canım, ya da hayatım arayan kiiiğm, gibisinden bağırarak 3. Sınıf çocuğu gibi davransalar da seviyordum.

Ya ben geçemem ki köpekten, dedim acıklı bir şekilde bakarak. Faruk sırıtarak, ben geçireyim o zaman, diye inecekti ki omzumda hissettiğim el beni dondurdu.

"Ben geçiririm Faruk"

Yavaşça benden 30 cm daha yukarıda olan kafaya baktım ve kısa olan boyuma ufak bir hakaret ettim.

Daha sona da Kayra'nın uzun olan boyuna tabii ki...

Gerek yok, diye mırıldandığımda Kayra hoca koluma girmişti ve beni arkasına alarak köpekten geçirdi. Sabun gibi kokuyordu ya da paltosu yeni yıkanmıştı.

Teşekkurler,dedim kekeleyerek. Servistekilerin gülüşmeleri duyuluyordu.

Köpekten korktuğunu bilmiyordum, dedi.

Bu doğal, dedim ukala olmamaya çalışarak.

Akad'ın sesini hala duyamıyordum ve Kayra'nın evine gitmek için de bir bahanem yoktu. Bu işe canım sıkılıyordu. Ders çalışırken kafam ona takılıyor, Tarık'la konuşurken bir cümleyi ona üç defa tekrarlatmak zorunda kalıyordum aklıma Akad geldiginde.

Üstelik sesi duymam, sonra tuhaf bir tesadüfle Kayra'nın buraya gelmesi, benim okul değiştirmem gibi ilginç raslantılar bunların beynimin bir oyunu olup olmadığını sorgulamama da sebep oluyordu. Ha birde antidepresan dediğin doktor kontrolünde bırakılır öyle pat diye lavabo deliğinden yuvarlanmazdı ama ben öyle yapmıştım.

Haklısın ama yavaş yavaş öğreneceğim, derken o, ben servise binmiş ve Sena'nın yanına yerleşmiştim.

Servisçi abi -ki adı Burhandır- emniyet kemerlerinizi takın gençler deyince gülmeye başladık.

Suriyeli mülteci gibiyiz abi valla bak diye mırıldandı Fatih ancak alan dar olduğu için hepimiz duymuştuk. Abinin gaza basmasıyla yola koyulduk.

Eve gelince çok açıım konulu cümlelerimi sıralamaya başladım. Annem somurttu ve ama daha yemek hazır değil ki, dedi. Elimi alnıma koyup ooo noooo derken duygularımda samimiydim. Annem hafifçe gülümseyerek , şebeklik yapacağına yardım et Gece, dedi.

Aa benim yarına 500 soru ödevim var, şimdi aklıma geldi, yemek hazır olunca çağırırsın anne, diyerek odama kaçtım.

Annemin, ne zaman iş yapman, yardımcı olman gerekse ödevin oluyor, dersin oluyor Gece Hanım, aynı babası, bu kız nolacak , türü laflarını duyuyordum.

Sırıtmama engel olamayarak 30'lu kimya ygs denememi masanın üstüne bıraktım. Kronometremi baslattım. Bugün ilk beş denemeyi çözecektim.

Şizofrenin Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin