Merhaba Güzelim

2.8K 156 27
                                    

Kafamı turuncu yastığa bastırdım. Annem nevresimleri yeni değiştirdiği için güzel kokuyordu.

Böyle sabuna benziyordu ama biraz da böğürtlen kokulu parfümleri andıran bir kokuydu. Sıkıntıyla telefonu yüzüme doğru kaldırıp beyaz ekranın gözlerimi kamaştırmasına izin verdim.

Ne yazsam, diye düşündüm yanağımın içinde çıkan yaraya ve kendime söverek. Sürekli orayı dişlediğim için her defasında daha çok kanatıyor ve sızlamasına sebep oluyordum.

Bir sitede yazılarımı yayımlamak için hesap açmıştım ancak hem sınavların stresi hem Kayra hoca stresi hem de aldığım antidepresan düşünmemi zorlaştırıyordu. İlham kuyum kurumuştu ve bu canımı sıkıyordu. Yatağımın yanındaki sehpamsı komidine bıraktım telefonu ve yastığa sarıldım. Ders çalışmam gerek, diye mırıldandım ama yatmaya devam ettim.

Tam uykuya dalmıştım ki telefonum Evanescence- Whisper ile çalmaya başladı.

Uykudan sıçramamın verdigi sinirle telefonu tabiri caizse avuçladım ve ekrana baktım.

Ekrandaki numarayı tanımıyordum. Telefonu merakla açtım.

Merhaba Gece, dedi karşıdaki ses ve hemen tanıdım.

Bir sorun mu var hocam, derken kafamdaki kezban numaramı nerden buldun slk .sss diye mırıldanıyordu. Kayranın kulağımın içine eden kalın kahkahası nedensizce sırıtmama sebep olurken odanın içinde amaçsızca turlamaya baslamıştım bile.

Hocan olarak aramıyorum seni, dedi.

Öyleyse neden arıyorsunuz, dedim resmiyeti bozmadan.

Biraz rahat olursan iyi olabilir aslında, diye mırıldandı.

Onunla resmi olmamdan gerçekten rahatsız olması biraz egomu okşamıştı. Pekala, diye cevap verdim yarım ağızla ve aynadaki dağılmış görüntüme kaçamak bir bakış attım.

Onu takip ettiğim (!) o geceden sonra benimle konuşmaya başlamıştı. Ilk bir hafta ısrarla onu neden takip ettiğim hakkında sorular sormuştu ama ben sürekli konuyu çözemediğim fizik sorularına getirince vazgeçmişi. Komik bir şekilde iyi anlaşıyorduk. Aramızdaki tam olarak bir öğrenci-ögretmen ilişkisi degildi ve bu beni rahatsız ediyordu ama çogunlukla onunlayken rahatsız hissetmiyordum. Genelde öğle arası çözemediğim soruları çözdürüyor ve anlamadığım konuları anlattırıyordum ve sohbet ediyorduk.

Sese dair olan şüphelerim yine de dinmemişti ancak olmuş bitmiş bir olayın üstünde durmak istemiyordum pek.

Duydun mu, dedi karşıdaki ses ve ben mahcup olmuş bir şekilde duyamadığımı söyledim. Karşıdan içimi gıdıklayan bir iç çekiş duyuldu. Bu Kayra'nın sen yine dalıp gittin değil mi, isimli iç çekişiydi çünkü bunu derslerde de duyuyordum.

Etüt yapacağım iki saat sonra B sınıfına. Optikte sorunum var diyordun ya, sen de gelir misin diyorum dedi. Tabii ki gelirim çok iyi olur , dedim hızlıca. Tamam görüşürüz, dedi ve telefonu kapattı.

Hızlıca üstümü degiştirirken anneee ben açığğm, diye bağırdım. O zaman gel yemek yaaap, diye karşılık verdi annem. Somurtarak gerçekten açım ve etüte gideceğim dedim mutfağa girerken. Etüt mü, dedi mutlu bir ifade ile. Etüt tabii, gezmeye vaktim mi var , dedim atarlıca. Yatmaya bol bol vaktin var galiba dedi annem iğneleyici bir şekilde ve buzdolabından biraz çorba biraz pilav çıkardı. Çorbayı ocağa koyarken sadece çorba yeter, diye mırıldandım. Tamam o zaman, kusura bakma yemeği yapmaya birkaç saat sonra başlarım diye düşünüyordum, dedi. Cidden üzülmüş görünüyordu. Ah şu kadın... diye düşünerek ona sarıldım ve ya zaten kilo aldım hayvan gibi oldum, dedim. Gülerek göbeğime vurdu.

Değişken ruh halim kesinlikle annemden geliyordu.

Ağzım burnum kıpkırmızı olmuş bir şekilde etüt sınıflarından birine girdim. Birkac kişi oturuyordu. Kayra hocanın sınıfı mı, dedim soğuktan kendinden geçmiş dudaklarıma aldırmadan.

Evet, dedi birkac kişi. Sıraya otururken yeni yeni ısınan bacaklarımda tatlı bir karıncalanma hissi vardı.

Kayra hoca içeri rüzgar gibi girdi ve baslıyoruz, diyerek direk derse geçti.

Yaklaşık 20 dakika sonra telefonu çaldı. Eline aldı ve numaraya baktıktan sonra mahcup olmuş bir şekilde pardon gençler, diyerek açtı.

Karşı taraf ne söyledi bilmiyorum ama gözleri bildiğin büyüdü ve yüzü heyecan mı sevinç mi telaş mı merak ettiğim bir ifadeye büründü.

Ben,ben geliyorum , o zaman dedi kekeleyerek.

Benim acil çıkmam lazım, çok özür dilerim arkadaşlar, dedi ve biz cevap bile veremeden montunu-çantasını alıp fırladı.

Merakıma engel olamayıp peşinden fırladım.

Arabaya binerken yetiştim ve seslendim.

Döndü ve yüzüme baktı. Kararsız olduğunu görebiliyordum.

İçini çekti ve gel bakalım, dedi. Bu, ne yaptığımı bilmiyorum ama hadi bakalım hayırlısı, anlamına gelen bir iç çekişti.

Arka koltuğa yerleştim ve gaza bastı.

Yolda konuşmadık ancak evine geldiğimizde yan gözle iki katlı , hoş görünümlü müstakil evi süzdüm. Öncelikle, dedi evin zilini çalarken.

Benim bir kardeşim var ve bir sağlık sorunu var, dedi. Nasıl yani , derken ben, kapıyı kıskanacağım kadar güzel sacları kızıla boyanmış yeşil gözlü bir kız kapıyı açtı.

İçeri geçerken Kayra, o uyanmıyor, diye devam etti.

Nasıl yani diye mırıldanırken girişteki koridordan ilerleyip üst kata çıktık. Duvarda hoş tablolar vardı.

Sagdan ikinci odaya girince gerçekten şaşırdım.

Bir yatak ve bazı makineler vardı. Bilirsiniz işte, serum , ritim ölçen alet falan...

Yatakta zayıf ve solgun görünümlü bir çocuk yatıyordu. Çocuk diyorum , çünkü Kayradan daha küçük görünüyordu. Benden en fazla 2 yaş büyüktü. Yüz hatları ve siyah saçları şaşırtıcı derecede Kayraya benziyordu. Ancak bu çocuğun ifadesi daha sert daha keskindi. Kayranın yumuşak ifadesinin tersine biraz daha kemikli olan yüzü onu daha sert gösteriyordu.

Cidden konuştu mu , dedi Kayra.

Ben duydum, diye kekeledi kız.

Beni duyuyor musun , Akad beni duyuyor musun, diye seslendi Kayra çocuğun elini tutarak. Hiçbir belirti yoktu. Kayranın gözlerine bir hüzün, kızın yüzüne ise bir mahcubiyet çökmüştü. Haydi, küçük salona gidelim , dedi Kayra yorgun bir sesle.

Elimde kahve fincanıyla , Kayra'yı dinliyordum.

Akad benim ikizim, dedi. Şaşırdım çünkü daha genç duruyordu.

Bir gün odasında onu baygın bulduk, hastanedekiler bir sorun bulamadılar ama o uyanmadı.

Gözlerini yerdeki kırmızı siyah halıya odakladı.

Bir senedir böyle, dedi. Sesi titriyordu.

Kızıl kız Kayra'nın elini tutunca sinirlerimin gerildiğini hissettim.

Ben onun konuştuğunu sandım, o dedi ki deyip durdu kız. S ile baslayan bir şey dedi o , diye devam etti.

Sorun değil, deyip gülümsemeye çalıştı Kayra.

Oooof,çok boğucuu, diye bir ses duyunca yerimden sıçradım. Daha sonra odanın kapısında dikilen onu gördüm. Kayra o orda , dedim kapıya parmağımı uzatıp. Kim orda deyip kapıya baktı Kayra.

Akad bir kahkaha attı. Kayra'dan daha ufak durmasına rağmen sesi biraz daha kalın ve güçlüydü. Ve en önemlisi kafamdaki ses kesinlikle oydu. Onu net göremesem de seçebiliyordum. Teni su gibi şeffaftı ve siyah uzun saçlarının dalgaları sezilebiliyordu.

Seni göremiyorlar, diye mırıldandım. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bayılacak mıyım acaba diye düşünürken cevap verdi: Merhaba Güzelim

Şizofrenin Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin