Yeni Kız Klişesi

2.7K 151 13
                                    

Ağzımda hap, elimde bir bardak su ile bekliyordum. Hapı çoktan yutmuş olmam gerekiyordu ancak dilimde çevirmeyi daha cazip buluyordum.

Annemi aradığım o korkunç günden bu yana değişmişti her şey. Öncelikle o korkunç ses kaybolmuştu. Psikoloğum bunun stresten ve içimdeki yalnızlık hissinden dolayı olduğunu söylemiş ve hafif bir antidepresan yazmıştı. Uyuşukluk dışında bir yan etkisi de yoktu zaten. Ha birde başarımdaki düşüş nedeniyle okul değiştirmek zorunda kalmıştım ve bugün yeni okulumdaki ilk günüm olacaktı.

Dilimi yukarı ittirdim ve hapın yemek borumdan aşağı düşmesine izin verdim.  Daha sonra ise elimdeki bugs bunnyli bardaktan su içerek ilerlemesini kolaylaştırdım.

Mutfaktan çıktım ve montumu giydim. Servisin gelmesine beş dakika vardı. İçinde pek bir şey olmayan çantam tek kolumda sarkarken ağır ağır aşağı indim. Her yürüyüşümde savruluyordu ayakkabımın kahverengi bağcıkları.

Yüzüme vuran soğuk rüzgara ve kızaran burnuma hafifçe küfür ederek servisi beklemeye başladım.

Vee işte... Beyaz kirli servis tam önümde durdu ve şoför dikkatlice yüzümü incelemeye başladı.

Kendimi servise attım. Biraz heyecanlı bir şekilde yerleştim koltuğa. Günaydın, demeyi de ihmal etmedim tabii.

Sonuçta yeni kız olarak sevecen birisi olmalıydım, değil mi?

Günaydın diye cevap verdi esmer, kilolu servis şoförü. Yan koltukta oturan kız ise yandan yandan beni kesmeye başladı.

Yol boyunca pencereden dışarıyı seyrettim ve arkadaş bulup bulamayacağımı düşündüm. Gerçi o kadar önemsemiyordum, sonuçta son sınıf öğrencisiydim ve bu okula başarılı olmak için geçmiştim, sosyal olmak için değil.

Servis, duvarları mavi-beyaz olan okulun önünde durunca herkesin inmesini bekleyip en sona indim. Kolay gelsin demeyi de ihmal etmedim.

Heyecanımı maskeleyerek iceri geçtim.

Çamaşır suyu kokan koridorlardan ilerleyerek sınıfımı aradım. 12/A - sayısal sınıfı...

Bulmam pek zor olmadı.

Sınıfa girince üzerimde meraklı gözlerin dolaşacagını düşünüyordum ancak öyle olmadı.

Yeni kız merakı ancak romanlarda oluyormuş galiba, diye geçirdim içimden.

En arkanın iki önündeki sırada kimse oturmuyordum ben de oraya geçtim. Birkaç kişi dönüp baktı ama kikse bir şey demedi.

Kalemlerimi ve defterimi çıkardım. Utangaç bakışlarla etrafı kesmeye başladım.

Pencere kenarındaki erkek topluluğu hararetli bir şekilde bir şeyler konusuyordu. Kızlar ise sınıfa tek tük bir şekilde dağılmıştı ve sayıca erkeklerden azlardı.

Ben ortamı keserken tanıdık bir yüz içeri daldı.

Geçen sene dershaneden arkadaşım Sena beni görünce gözlerini sonuna kadar açtı ve gelen kişi sen miydinm diyerek yanıma oturdu.

Evet, dedim kocaman gülümseyerek. Çok rahatlamıştım. Hoşgeldin ya, iyi oldu, kafama göre kimseyi bulamamıştım, fok balığı kaynıyor burası dedi ve yüzünü buruşturdu. Hafifçe kıkırdadım. Yanıma gelsene, dedi. Biri oturmuyor mu diye sordum çekinerek. Hayır ya diyerek çantamı aldı ve orta sıranın en önüne koydu. Daha sonra ise haydi biraz yürüyelim diyerek dışarı sürükledi.

Ders ne, diye sordum kibarca. Fizik, dedi. Aa, öyle mi m diye mırıldandım. Yeni bir fizik hocası geldi dün biliyor musun, diye lafına devam etti ben etrafı seyrederken. Hadi ya, diye mırıldandım ilgili görünmeye çalışarak. Beni bilirsin, erkeklerle asla işim olmaz ama çocuk taş, dedi. Çocuk mu, dedim şaşkın bir şekilde. Evet, taş çatlasın 20 yaşında, dedi. O zaman nasıl fizik hocası olarak gelmiş buraya, dedim. Çok zekiymiş , o nedenle sınıf atlatmışlar buna zamanında, dedi Sena.

Her şeyi de biliyorsun dedim imalı bir şekilde. Tabii ki, benim kuşlarım var, dedi. Kıkırdadık

Çalan zil ile sınıfa girdik ve yerimize oturduk. Şimdiden alışmış gibiydim ve bu bana tuhaf geliyordu.

Sınıfa spor bir takım elbise giymiş bir öğretmen girdi. Gözlerim sonuna kadar açılmıştı.

Simsiyah gözler, beyaz bir ten, gür siyah kirpikler ve hafifce dalgalanmış siyah saçlar...

Cidden öğretmen misin sen, diye mırıldandım. Göz göze geldik. Gülümsedi. Boğazını temizledi.

Sena, beni, bak ben sana demiştim, anlamında dürterken hoca günaydın gençler, dedi.

Günaydın gençler...

Keşke hiç konuşmasaydı...

Çünkü her şey o zaman başladı.

Şizofrenin Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin