Şans(!) Bizden Yana

1.7K 106 6
                                    

En azından iz kalmayacak, dedim kendimi incelerken.

Akad yanımda dikiliyordu. Bandajlarım çıkmıştı, ince tırnaklarımın oluşturduğu kabuk bağlamıs yaralar, ben burdayım, diyordu.

Akad buruk bir şekilde gülümsedi. Tabii bunu görebilmek için ona dikkatlice bakmam gerekmişti çünkü gittikçe şeffaflaşıyordu.

Beni uyandırmayı denediğini ancak onu duymadığımı söylemişti eve geldiğim ilk gün. Sesindeki suçluluk ve merakla karışık o hoş tını, önemsendiğimi hissetirmiş hatta beni mutlu etmişti. Sorun olmadığını söyledim ancak bu olanların neden olduğu konusunda bir açıklama yapmadım. O da sormadı. İlaçlardan dolayı olduğunu düşünüyordu. Ben ise olanlar hakkında düşünmeyi bırakmıştım çünkü ne zaman düşünsem maddesel tarafımla enerjisel tarafım bu konunun gerçekliğiyle ilgili sıkı bir kavgaya tutuşuyordu. Ayrıca sahibini bulmamız gereken bir defter vardı ortada.

Yanaklarımı inceledikten sonra burnumun kenarında yeni yeni çıkmaya başlayan sivilceye baktım.

Kesinlikle sinir bozucu görünüyordu.

Şu sivilcelerden nefret ediyorum, diye mırıldandım.

Akad kıkırdadı. Onlarla bile hoş görünüyorsun, dedi omuz silkip.

Ona bakıp gülümsedim ve elimden geldiğince utangaç görünmemek adına, yalancı, diye cevap verdim.

Doğru söylüyorum, dedi sitemkar bir sesle.

Eh, sen de fena sayılmazsın şeffaf çocuk, diye cevap verdim.

Şeffaf mı, dedi eğlendiğini belli eden ses tonuyla. Sen beni insanken görecektin, deyip ıslık çaldı.

O yataktaki çelimsiz, zayıf çocuk değildim haliyle.

Eğer beni görseydin kesinlikle çok hoşlanırdın.

Sonuna doğru ses tonu nedensizce durulmuştu.

Seni görüyorum zaten, diye cevap verdim ona ve onu gördüğümü belli edercesine tam önünde durup gözlerimi gözlerine diktim.

Akad'ın dudakları hafifce yukarı doğru kıvrılır gibi oldu.

O sırada annem üst kattan bana seslendi.

Yukarı çıktığımda annem, hocan arıyor, diye telefonu bana verdi. İmalı bir şekilde sırıtıyor oluşu gözümden kaçmadı.

Alo, dedim meraklı bir şekilde.

Nasılsın bakalım kaçak, dedi karşıdaki ses keyifli bir biçimde.

Kaçtığımı kim söylemiş, diye cevap verdim.

Arayan Kayra'ydı ve bundan hoşnut olmamıştım. Akad ile Kayra'nın arasında geçen olayı öğrendiğimden beri ona yakın davranamıyordum. Elimden geldiğince fark ettirmemeye çalışıyordum. Zaten Akad bilse bundan hoşlanmazdı. Büyük ihtimalle anasınıfında olmadığımızı, olmuş bitmiş bir olay yüzünden Kayra'ya soğuk davranmamamı söylerdi.

Kuşlarım, diye cevap verdi.

Ahh o zaman kanatlarını olmam gerekecek, diye cevap verdim.

Daha sonra kısa bir duraksamadan sonra sordum.

Peki neden evde olduğumu biliyor musun?

Biliyorum, diye cevap verdi.

Nasıl, demişti ki sözünü kesip konuştum.

Nasil olduğumu soruyorsan iyiyim endişelenme.

Ben nasil göründüğünü soracaktım, dedi hafif bozulmuş bir sesle.

Şizofrenin Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin