Bunlar da ne, dedim defterin sayfalarına korkarak dokunurken. Bir bilim kurgu ya da gerilim dizisinin/filminin setinden fırlamış gibiydi bu defterler.
Korkunç şekiller, anlamını bilmediğim semboller ve tarihler, aralara okunaklı bir yazı ile yazılmış olan büyüler, sözler, bilmediğim dillerde birtakım yazılar...
Akad,diye fısıldadım.
Efendim, dedi.
Akad sen ne yaptın, dedim şok olmuş bir şekilde.
Ne yapmışım, dedi. Sesinde tuhaf bir tını vardı.
Tek bildiğim şu ki, hoş olmayan şeyler yapmışsın, dedim.
Büyü gibi diye fısıldadım zorlukla.
Peki kötü olduğunu nereden çıkardın, dedi.
Sesinde merakla beraber tanımlayamadığım bir duygu daha vardı.
Bilmiyorum ama büyünün her türlüsüne karşıyım. Ak büyü, kara büyü, kızıl büyü hiç fark etmez. Satanist ya da pagan olman hatta wiccan olman bile fark etmez, diye cevap verdim.
Sesli bir şekilde nefes verdi.
Sence ne yapmışım, dedi. Bilmiyorum dedim parmağımın yanındaki dokuyu kemirmeme engel olamayarak.
Belki de sadece basit bir büyüyü yanlış yapmışımdır, dedi soru sorar gibi.
Bilmiyorum, olabilir çünkü burda hem tehlikeli büyüler hem de aşk büyüsü, güzellik büyüsü gibi basit büyüler var. Hatta bedenindeki kusurları görünmez kılmak için bile büyüler var, dedim.
Peki ya tehlikeli büyüler dedikten sonra duraksadı. O da korkuyordu. Bunu hissedebiliyordum.
Kader bağlamak, sağlık bozmak, akıl kaçırtmak, cin musallat etmek gibi şeyler de var, dedim inanamayarak.
Sence ben öyle bir şey mi yaptım, dedi. Sesi fısıltıya dönüşmüştü.
Aslına bakarsan emin değilim, dedim umut veren bir tonla.
Tehlikeli büyülerin ve birtakım sembollerin, pentagramların başına işaretler koymuşsun. Tehlikeli diye notlar düşmüşsün. Hatta birine aklından bile geçirme dahi yazmışsın, dedim.
Yani basit bir büyünün yanlış gün yanlış saat yapılmış olmasından kaynaklanabilir, dedim cıvıl cıvıl bir şekilde.
Onun da gerginliği azalmış olmalıydı ki, belki de kusurlarımdan kurtulma büyüsünü yaptığım için bedenimden kurtulmuşumdur , o yüzden öylece yatıyorumdur ne dersin, dedi.
Gülümsedim. Bedeninde kusur mu var salak, diye cevap verdim.
Yakından baktın mı ki, dedi.
Ettiğim iltifat onu değil beni utandırmışa benziyordu. Bakmadım tabii, ama sonuçta sağlık sorunun yok yani daha ne istiyorsun, türü bir laf söyledim.
Alt tarafı ruhu yok işte bedenimin bir bu eksik, diye cevap verdi.
Kendi durumunla dalga geçme, diye cevap verdim sırıtarak.
Annemin sesini duymamla defterleri yorganın altına tıktım.
Bunları bulursa önce yakardı, sonra beni azarlardı, sonra okutur üfletirdi. Babam ise direk akıl hastanesine gitmem gerektiğini düşünüp üzülürdü.
Daha sonra da izlediğim supernatural, hemlock grove tarzı dizilere küfür ederdi.
Annem, Tarık arıyor, dedi düz bir tonla ve telefonumu bana verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofrenin Not Defteri
ParanormalGece sadece basit bir kızdı. Değil mi? Hikayenin kapağına mı inanacaksın yoksa hikayede anlatılana mı?