TTSK:2

91.2K 2.8K 74
                                    


DİKKAT: HİKAYEYİ YAZMAYA AYIRDIĞIM VAKTİN KARŞILIĞI OLARAK OKUDUKTAN SONRA 'BEĞEN' BUTONUNA TIKLAMAYI LÜTFEN UNUTMAYIN.... 

'Ne yaparsın yoksa beni öldürür müsün?'

Sesinde ki acı bariz belliydi. Yine de güçlü durmak istiyordu. Hayatının bir çok deminde güçlü durmuştu. Kim olduğunu hiç bilmediği öz babasına rağmen, Taptığı annesi öldüğünde de, Ve son görevi olacak bu yere hapsolduğu gecede. Her zaman hep yaptığı gibi güçlü görünmek, güçlü olmak zorundaydı Aletta.

Adamın elleri Aletta'nın boğazından hızla ayrıldı

O ve Aletta'yı öldürmek mi? Tanrım ... O sadece Aletta'yı yaşamak istiyordu(!). Tam bir madde bağımlısı gibi. Onu herkesten, bir kendine saklamak istiyordu. Aletta onun eroiniydi, o ise bağımlı. Hem de en beterinden. Bu yüzden ne kadar küfretse de  sinirlense de her gece o yatağa dönüyordu.

'İmkansız şeylerden bahsetmeyelim güzelim, uyuşturucular onlar bağımlıları olduğu sürece varlığını sürdürürler.' dedi. Sesi alaydan uzak son derece ciddi çıkıyordu. Eğer bunu gündelik bir hayatta biri ona söylese evet iltifat olarak alıp gülebilirdi bile. Fakat bunu Matt söyleyince hiçte iltifat gibi gelmiyordu.Daha çok tehtit içerikli mesaj görmüş gibi oluyordu. Azılı bir katilden gelen tehtit mesajı nasıl bir etki yaparsa işte ona da öyle bir etkisi vardı. Üstelik azılı katil tam bir psikopattı.  Aletta üzerinde ki baskı yüzünden ne yapacağını bilemeden küvette put gibi duruyordu.  ' Ve sende ben seni istediğim sürece varsın' dedi Matt daha fazla infazı geciktirmeden.

Hançerle bir kalbi ne kadar acı çektirerek deşebilirdiniz? Ya da insanın midesini iki büklüm eden o acıyı nasıl yaratabilirdiniz? O kadar uğraşmasına gerek yoktu çünkü Matthew bunu kelimelerle bile başarabiliyordu.

'git, giyineceğim!'

Soğuk bir ruhsuz cevap almıştı karşılığında. Hiç kimse bu güne kadar ona tepkisiz kalamazdı. Kadını öylece küvette bırakıp ağır adımlarla odaya geçti. Odada ki devasa yatağa çökerken alnını ovuşturdu. Neden o herhangi bir hareketiyle onu bu kadar sarsa biliyorken kendisinin onun üzerinde hiç bir etkisi yoktu? Oysa Aletta en basit hareketiyle bile onu sarsmayı başarıyordu. kadın diğer kadınlarla aynı hareketi yapsa bile Matt'e farklı geliyordu.  Sanki o Aletta'yı değil de Aletta onu tekeline almıştı. 


'Tanrım!' diye inledi. Bu kadını sadece iki ay esir almıştı ve olanlara bir bak! Tam tamına seksen dört kaçma girişimi yirmi dört suikast ve on iki intihar eylemi.

Biraz fazla olmuştu. Kadın kadın değil bildiğin şeytandı. Onun aklına gelen şeylerin şeytanın bile aklına gelmeyeceğine karar verince zavallı iblise haksızlık ettiği kanısına vardı. Bu gidişle öldüğünde cehennem bile onu almayacak kadar gücenmiş olacaktı. 

Bir saati geçmesine rağmen kadının kendi gidene kadar banyodan çıkmayacağını fark edince homurdanarak yerinden kalkıp çıktığı odanın kapısını ardından sertçe çarptı. Eh gittiğine dair bir sinyal vermeliydi değil mi?

Tabi adamları hemen kapanan kapıyı kilitlemişlerdi. Matthew bar da özel yerini alırken Aletta da banyodan çıkmış giydiği siyah iç çamaşırlarıyla  bir duvarı boydan boya yapılmış pencereye yöneldi. içeriden dışarıyı gösteren dışarıdan ise simsiyah görünen özel yapım kurşun geçirmez camın önüne geçti.

Gözleri direk gecelerce bedenini esir alan adamı seçti. Daha ilk günkü gibi hatırlıyordu onu öldürmek için gelişini 'Macnair!' diye tısladı. Gözünde büyüttüğü o  Lanet adam şimdi onu ele vermiş olmasaydı Aletta özgürce geziyor olacaktı. Ve bu dallamayı bu kadar yakından tanımamış olacaktı. Tüm o benliğini ezen hakimiyetine girmeyecekti.

Yumruk yapmış adamı izliyor haldeyken sanki adam onun orada kendisini izlediğini biliyormuş gibi kafasını kaldırıp gözlerini kızın olduğu noktaya dikti. Aletta korkuyla bir iki adım geri kaçsa da sonrasında kendine kızarak eski yerini aldı.

Dışarıdan camın simsiyah göründüğünü biliyordu. Zaten o eski yerine geçerken Matthew'in de artık başka bir yöne baktığını fark etti. 

TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin