Matt elindeki viski bardağını şöminenin içine fırlattı. Alkolünde etkisiyle harlanan alevler daha çok ışık yansıttı karanlık odaya.
Aletta...
Onu sahiden de bırakacak mıydı? Kendi acizliğine kahkahalarla gülerken telefonu çaldı.
'Alo?'
Lupe'nin endişeli sesi çıktı telefonun diğer ucundan.
'Matt sakın kıza bir şey yapma yalan söylemiş olsa bile onu korkutuyorsun seni sevmesini nasıl beklersin elbette evlenmek ve çocuğunu doğurmak isteme ...'
Telefonda söylenenleri daha fazla dinlemeye dayanamayarak kapattı. Ne kadar kasvetli bir gelecekti onsuzluk. Onu kollarına almış halde dudaklarından kendisini sevdiğini söylerken ufak defek bir kız çocuğu koşuşturarak yatağa atlarken kahkahaların yeri göğü inletmesi ne kadarda güzel olurdu...
Olmayacak duaya amin demek gibi bir şeydi Aletta'yla yaşamak. Ya o zaman ne yapacaktı şimdi. Elinde tek kalan şey bebeğiydi. Aletta'dan bir bebek. Kadınına sahip çıkamayan bir erkekten ne beklenirdi ki?
Elleriyle yüzünü kapatıp parmaklarıyla başını ovdu ardından. Bir şeyler yapmalıydı. Yada bir karara varmalıydı... Bir süre böyle düşünceleri arasında dalmış halde ateşe bakarken kulağına gelen tıkırtıyla başını o yöne çevirdi.
Aletta kollarını birbirine dolamış halde suçlu bir çocuk gibi kafası eğik Matt'e doğru yaklaştı.
'Şe-şey ben...'
Kekelemesi bir şey ifade etmiyordu bu adam ne ara bu kadar korkutucu olmuştu böyle? Küçük adımlarla Matt'e yaklaşırken bir yandan da söyleyeceği şeyleri toparlamaya çalışıyordu.
'bebek' dedi aniden kafasını kaldırıp o karanlık korkutucu gözlerin kısılmasıyla hemen geri kaçırdı bakışlarını neden söylemek bu kadar zordu? 'Üzgünüm seni kırmak istememiştim ama bir bebek beni çok korkutuyor henüz anne olmaya hazır değilim. Anla beni deli gibi korkuyorum doğurmaktan!' demeyi nede çok isterdi. Ah bi çıksa sözcükler ağzından.
'Be-ben bebek severim.' Bu söylediği kelimeyle Matt'in gözleri büyümüş ama aynı zamanda kafası karışmıştı. 'Bebek severim' bunla ne demek istiyordu ki şimdi bu kadın.
'Ben şey bebek bakamam' evet kızım Aletta iyi gidiyorsun hadi bir de korkuyorum onu doğurmaktan kelimesini çıkar yeterli.
Ağzını açmışken Matt elini kaldırıp susmasını işaret etti. 'Merak etme bebeğe bakıcı tutarım doğurur doğurmaz gidersin bakman gerekmez.'
Ah! Lanet olsun! Şu adam öldürecek beni şimdi ne kanıya varmıştı. 'Doğurup gitmek mi?!' diye bağırdım birden. 'Sana onu vereceğimi de nereden çıkardın!' O kadar korkuya rağmen doğurduğum çocuğu bu piskopat adama emanet edip bebeğimi terk edemezdim herhalde! Ne saçmalıyordu bu!
Matt durduk yere kahkaha atmaya başlayınca Aletta onu daha da korkutucu bulmaya başlamıştı.
'Babasından nefret ettiğin bebeği mi sahipleniyorsun? Sen ne biçim bir kadınsın Aletta?'
Aletta ne için gelmiş ne bulmuştu öfkeyle yumruğunu sıkıp bağırmaya başladı.
'Evet babasından nefret etsem bile ama o benden de bir parça onu kurtların önüne atamam korunmasız...'
Matt bir anda koltuktan ayağa kalkıp devasa vücuduyla dikilirken Aletta onun boyunun kaç metre olduğunu düşünmeden edemedi.
'Ah Matt sormasayıp görüşmeyeli boyun mu uzadı?' gibi saçma bir sorunun ne yeri ne de zamanıydı.
Ama o kadar şeyi söyleyeme gel bunu sor al işte Aletta bütün vücudunun ona tuzak kurduğuna emindi dudaklarının bile!
'Boyun kaç?'
Matt, Aletta'ya bağırmaya hazırlanırken saçma sorusuyla öylece kaldı bir ara suratında ki şaşkın ifadeyle 'Bir doksan yedi' diye cevaplarken buldu kendini. yaptığı şeyi fark edince 'Sen ne saçmalıyorsun?İyi olduğuna emin misin?' kendi verdiği cevabı görmezden gelerek.
Bunu öyle bir gariplikle sormuştu ki Aletta bir an kendisinden bile şüphe duymuştu. Gerçekten Matt'in dediği gibi akıl sağlığı yerinde olmayabilirdi aksi takdirde bu saçma soru ve sinir bozucu tartışma yerine kaçış planları yapmalıydı.
Vücudunu bir ürperti kaplayınca kollarıyla bedenini sarıp kolunu sıvazladı bakışlarını şömineye çevirip 'Bunların hepsi senin suçun' diye mırıldandı. Evet uyuyamamasının nedeni Matt'in suçuydu.
'Şimdi ne için suçluyorsun? Boyum uzun diye mi?' Matt'in dalgalı gelen sesine inat Aletta büyük bir ciddiyetle yanıtladı sorusunu 'Madem akşamları yanımda uyumayacaktın o zaman ne diye o büyük yatağı aldın! Senin yüzünden yatağı dolduramadığım için üşüyorum uyuyamıyorum!'
İşte tek söyleyebildiği cümle yalan duygulardan ibaretti doğru 'Sen yokken uyuyamıyorum yatakta boşluktaymışım gibi üşüyorum ellerim senin bedenini arıyor tutunmak için vücudumda ısınmak için senin varlığına ihtiyaç duyuyor.' demektense kısaca özetlemişti durumu onu suçlayarak.
Matt ayakta durmuş yüzü şömineye dönük halde başını ovarken Aletta onun yandan profilini izledi.
Yüzü köşeli ve sert hatlara sahipti. Kirpikleri şöminenin aleviyle parlıyor kıvrımı ve uzunluğu daha da göze çarpıyordu. Ve o kalın dudaklar onlara ulaşamayalı ne kadar olmuştu? Şu halde zeus'un en yakışıklı oğluna o kadar çok benziyordu ki... Yunan heykelleri kıskançlığından un ufak oluyordur kim bilir? Mükemmelliği yanında kusurlarıyla da gelmez miydi insanoğlu? Matt'in omuzları geniş ve sadece kaslardan oluşan mükemmel bir fiziği cesur gözü kara ifadesi ve harika karizması vardı; fakat bunun yanında öfkesinin kontrolünü yitirmiş kalbi olmayan bir makineden farksızdı. Tabi bir zamanlar ben onda ki tek insani duyguyu kendince sevdiği yönü yok ettikten sonra...
'Pekala yarın yeni yatağın gelir.'
Aletta kararlı bir şekilde bir adım daha ilerledi. 'Ya bu akşam? Bir haftadır uyuyamıyorum!'
Matt öfkeyle kaşlarını çatıp bağırdı. 'Ne yapmamı istiyorsun Aletta?!'
Aletta çocuklar gibi ağlamaklı bir hal almış gözlerini Matt'e dikti. 'Bu gün benim yanımda yatabilirsin mesela. Vebalı değilim!'
Matt duyduklarıyla şaşkın halde gözlerini açtı. Sinirli ifadesi çoktan kaybolmuştu. 'ta-tamam' dedi gerisinden geriye koltuğuna çökerken. Bir haftadır bu kadından ayrı kokusunu bile almadan işkence dolu geceler geçirmişti. Aslında huysuzluğu onu özlemesinden dolayı. Şimdi kalkmış bu kadın gelmiş o kadar gece kendinin soramadığı şeyi istemişti ondan. Oysa kendisi birlikte uyumak istemediğini düşünmüştü Aletta'nın.
Aletta istediğini elde etmenin sevinciyle hızla yanından ayrılırken Matt de kendi odasına doğru yol almıştı bile. Önce bir duş alması gerekirdi. 'Abartma oğlum senin hatan o büyük yatakta tek yatamıyor sadece o yüzden istedi seni' diye düşündü. Bütün mutluluğu kaybolmasa da elde tutulur bir kısım sevinci kaybolmuştu.
Daha ne bekliyordu ki Aletta ona aşık değildi.
Sadece eşofman altını alıp odadan çıktı. Aletta'nın odasına yaklaştıkca heyecan dalgası kaplamaya başladı içini. Sanki ilk defa uyuyacaktı onunla. Kendi kendine gülerken tam kapının önünde yüz ifadesini ciddileştirip kapıyı tıklattı.
'Gir' dedi Aletta hüsranla. Yaklaşık iki saattir odaya gelmesini bekliyordu. Gelecek olsa şimdiye gelirdi. Galiba hizmetci kadını yollamıştı gelmeyeceğini bildirmek için yoksa Matt'in huyu değildi kapıyı tıklatmak.
Matt kapıyı terettütle açarken Aletta'nın heyecanla gülümseyen yüzünü görünce bir kez daha şaşırdı.
'Gelmeyeceksin sanmıştım' derken kadını Matt'in şaşkınlığı daha da büyümüştü ne olmuştu bu kadına?
Cevap vermeye yeltenirken ağzından saçma bir şey çıkma ihtimaline karşı susmayı tercih etti. Üzerindekileri çıkarıp eşofman altını giydi. Aletta'nın gözleri üzerinde giyinmeyeli ne kadar olmuştu. Lanet olsun bu ayrılık kaç yıl önce meydana gelmişti yada kaç asır?
Yavaşça yatağa girip üzerini örttükten sonra tavanı izlemeye başladı. 'Işığı söndürebilir miyim?' sorusuna başını sallayarak yanıt verdi. Tabi bunun sonucu aletta'nın üzerine eğilip kendi tarafında ki gece lambasını kapatmaya yeltenmesi sonucu heyecanlanmasıyla bitmişti. Kalbi güm güm atarken bu kadının bu kadar yakınlığı bile ona ne kadar etki ettiğine şaşırmıştı.
Söz konusu Aletta olunca şaşkınlık normal karşılanmalıydı. Aletta'nın üzerinden doğrulup kendi tarafında ki lambanın da ışığını söndürdükten sonra yerini aldı. Oda heyecanlanmış hemde kendi kendine şaşıracak derece de mutlu hissediyordu.
Ne oluyor yahu alt üstü adam yanında uyuyordu. Yatağın soğukluğundan şikayeti aklına gelen dehaca fikriyle son buldu. Gözlerini yumup bir süre bekledikten sonra ilk Matt'den yana dönerek kolunu adamın üzerine attı. Matt nefesini tutmuş halde Aletta'nı gecede ayın verdiği ışıkla yüzünü inceliyordu bu ani hareketle irkilsede suratında tatlı bir tebessüm oluştu. Uykusunda bile rahat durmuyordu derken kısa bir süre sonra Aletta'nın bacağı da Matt'in üzerinde yerini almıştı.
'Rahat durmalısın'dedi Matt boğuk bir sesle. Aletta'nın umrunda mıydı? Özlemişti onun sıcaklığını bir kere fırsat eline geçmişken tepmek pek akıllıca bir hareket olmasa gerek...
İçinden atmışa kadar sayıp daha yakınlaştı kafasını sonunda Matt'in göğüsüne koymayı başarmıştı
Matt 'Lanet olsun...' diye fısıldarken boğuk sesiyle Aletta zaferini sıcacık bedene kavuşmakla kutluyordu. Sonunda istediğini elde etmişti. Gerçekten rahat bir uykuya kucaklarını açarken Matt için rahatsız bir geceye merhaba devriydi
***
Sabah'ın köründe ince bir sesle çığırılan şarkıyla uyandı Aletta yeni güne. Oysa hiç kalkmak istemiyordu yataktan Matt gergin bir şekilde sırtını dayamış yatağın başına aniden açılan kapıya baktı ikiside. Saçlarına ara ara pembe boyalar atılmış üzerinde tek parça sıtraplez beyaz elbisesi ayağında uçuk pembe babetleriyle bu barbi bebekte neyin nesiydi. Hiç utanma sıkılma olmadan yatağa doğru koşup hop Matt'in üzerine atılarak kollarını boynuna doladı.
'Ahh börtü böceğim benim günaydın!'
Matt başını ovarken bir yandan da söylenmeye başladı. 'Lütfen bağırmayı kes kafam çatlayacak bütün gece uyuyamadım zaten!'
Neyin ne olduğu belirsiz kız yataktan toparlanıp kalkmak bir yana daha çok yerleşip Aletta'yla aralarına yattı.
'Ahhh sana o kadar diyorum uykusuz gecelerinin ilacı benim diye' dedi sanki daha önce görmemiş gibi yeni fark etmişcesine tekrar cıvıldadı. 'Bu kızda kim?'
Aletta hışımla yataktan kalkarken içinden 'Senin deminden beri üzerine atladığın erkeğin sahibi!' diye söylense de dışından 'Ben banyoya giriyorum!' diye söylenip çıktı odadan.
Matt'in 'Onu boşver de sen nereden çıktın böyle güzellik?' yanıtını duymuştu bile. Banyonun kapısını sertçe çarpıp suyu açtı.
'Onu boşver sen nereden çıktın Güzellik ha! Götümün kıyısı!' Üzerindeki geceliği yırtarcasına çıkarırken bir yandan da söylenmeye devam etti. 'Lanet olası uçkurun kalktı dimi iki meme bir kıç görünce!' sütyenini koparıp attığının bile parkında değildi küvete doldurduğu ılık duya daldı.
'Güzellikmiş hıh plastiktir her tarafı onun! O memeleri de silikon tutsan patlar!' Yumruğunu suya indirirken bir yandan da içini kaplayan huzursuzluğu atmaya çalışıyordu. Ya artık Matt o kadınla birlikte olur kendi yüzüne bakmazsa?
Daha fazla onları baş başa bırakmamak adına küvetten çıkıp havluyla kurulandı. Zaten dün akşam yıkanmıştı bunun hiçbir manası yoktu sadece o odadan bir an önce çıkmak istemişti. Odaya geçip saçlarını alel acele kuruladı. Üzerine açık yeşil mini bir kot etek beyaz bir badi giyinip ayağına beyaz babetlerini giydi. Aşağıya indiğinde Matt mutfakta kendine kahve yaparken kız meyve suyunu içiyordu.
'Söylesene bana ne zaman haber verecektin!' diye bağırdı kız.
Aletta sinir kırizine doğru yol alırken acı gerçeğinde farkına varmıştı. Daha önce kendisinden başka hiç kimse Matt'e öyle hesap sorar bir şekilde bağırmamıştı. Eğer kız bunu yapabiliyorsa Matt için önemli biri olmalıydı.
'Sana haber vermeyecektim Elizabeth tıpkı babam olacak adama da veremeyeceğim gibi...'
Elizabeth elindeki meyve suyu dolu bardağı sertçe tezgaha çarpınca Matt'in cümlesi yarıda kalmıştı.
'Hayır beni o adamla denk tutma!'
Aletta gözlerini irice açmış bu ikiye bakarken tablonun güzelliği ve uyumu içini acıtmıştı. Bu kızın boyu neredeyse bir yetmiş beşti. Ve kabul etmek istemese de fiziği halikuladeydi. Yenilginin tadına yeni yeni varıyordu. Moral bozukluğuyla onlara doğru yaklaşırken Matt gözlerini dikmiş Aletta'yı izliyordu.
Kadınının giydiği kıyafete gözünü dikmiş incelerken 'Hiçbirşey giymeseydin!' diye gürlemek geçti içinden sonrasında sadece evin içinde olduğu için tek kendi görebileceği gerçeğini algılayınca keyiflense de dışarı çıkmak için hazırlandığını düşününce huzursuzca yudumladığı kahve bardağını mermer tezgaha çarptı. Ehh zavallı bardak parçalara ayrılıp kahve dökülse de umrunda değildi. İki kadında korkuyla yerinden sıçrayıp avval aval baktılar Matt'e.Hava da var olmayan sorunun yanıtı gelmişti
'Dışarı çıkamazsın!'
NOT:Sevgili okurlarım biliyorum daha çok bölüm istiyorsunuz fakat neden yb yorum atmayın lütfen diye rica ettiğimde yenilik getirerek yeni bölüm istiyorum yazıyorsunuz? :D ben bölüm için yorum istiyorum duygu düşüncelerinizi istiyorum :(( iyi okumalar ....
MlsSmy:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK!
Chick-Lit\\+18 Lütfen hikayeyi uyarıyı dikkate alarak okuyun// Tanıtım: Kaybolmak istedim, yok olmak. O adamın tenime elleri her dokunduğunda hissettiğim şey tam da buydu. Bedenimden iğreniyordum. Kendimden ve bu karnımda her geçen gün büyümeye başla...