TTSK:9

39.1K 1.1K 25
                                    

NOT:bölüm düzenlenmiş olup ufak değişiklikler yapılmıştır yorumlarınızı bekliyorum. Sabırla yeni bölümü bekleyen arkadaşlara teşekkür ederm :)


Aletta Midesinde ki bulantıya ve üşümesine inat hala güçlü durmaya çalışıyordu. Şimdiye kadar ağlamamış veya yardım isteyip yalvarmamıştı. Bunları ölse de yapmazdı zaten. Arkasında gelen çıtırtıyla kulaklarını kabartı.

Fare! Fare olamazdı değil mi? Her ne kadar uyanık asi ve hırçın olsa da o da bir kadındı. Ve her kadın gibi farelerden korkuyordu.

Kırmızı gözlü şeytanlar! Pis sıçanlar... Üşümeden farklı bir ürperti aldı bedenini. Ardından kulağına gelen ince inleme sesiyle. Fare olmadığını düşünerek kendini rahatlattı.
'Kim var orada!'

Tekrar bir inlemeyle karşılık alınca bütün korku filmlerin seneryoları beynini doldurdu.

'Ki-Kim var!' dedi başta korkuyla kekelemişti.

Lanet inleme yüzünden tam şuanda düşük yapabilirdi (!) Tanrım şimdi hamilelerin ayrıcalıklarından yararlanmayı nede çok isterdi.

Aniden GÜM! Diye gelen sesle çığlığı bastı. Kim vardı burada ? bir fare olmadığına emindi.

****

Yorgunluk ve sinirlerimin yıpranması beni öldürüyordu. Ne zaman bu kadar zayıf ve acınacak hale gelmiştim ben(!)

Aletta kendine gel kızım!
Bu pislik soğuk depoda ölmeyeceksin, senin ölümün ancak o lanet adam olacak Matt'in elinden olabilir.
Şimdi bu fikre de nerden kapıldığımı bilmiyordum ama Matt'in ellerinde ölmek bana burda bu soğuk depoda yavaş yavaş ölmekten daha onurlu geliyordu.
Evet Matt sapık egoist kendini beğenmiş bencil bir pislik olabilirdi. Hatta ve hatta zorba da ama o asla bir çocuk taciri olamazdı. O süpyancılara çocuk satan masumiyeti şeytanın ayaklarının altına atan iblis oyuncaklarından değildi.
Acaba ne yapıyordu. Şu siptirizci kızla eğlenceli dakikalar mı geçiriyordu o burada ölecekken.
Lanet adam(!)

'Onun yanında olmaktansa belki de burada ölmeliyim!' diye bağırdı.
Ah bana ne oluyordu böyle! 'Lanet girsin kıçına Matt nerede kaldın gel artık üşüdüm... Üşüdük'
Gözlerinden yaşlar süzülürken Deponun arkasından yine o büyük bir gürültü koptu ardından küçük bir inleme kaçtı.
Aletta korkuyla yerinden sıçrarken ipleri de çözmek için uğraşıyordu. Neyse ki yeteri kadar sıkı bağlamamışlardı. Ellerimi çözmem korkuma rağmen bir asırcık kadar sürmüştü. Titreyerek yerimden kalktım.
Deponun arka kısmına doğru ürkek adımlar atarken. 'Ki-kim var orda?' sorusuyla mükemmel bir cesaret örneği gösteriyordum.
Yerde boylu boyunca uzanmış kadın cesediyle kalan soğukkanlılık ve cesaret kırıntılarım da son bulmuştu.

Çığlığı basarak yere dizlerimin üzerine düştüm. Böyle kaçamayacağımı bende biliyordum ama titreyen bacaklarımdan daha ne beklenirdi ki?
Cesedi izlerken nefes alıp verdiğini fark ettim. İnleme sesinden sonra ayağıyla diğer tenekeye vurup devirince bütün sesi onun çıkardığını anlamam güç olmamıştım. Neyse ki fareler değilmiş diyerekten kadının ellerini sonrada ağızını çözüp üzerimde ki ince hırkayı çıkarıp onun üzerine örttüm. Bedenimi sarsan titreme geri dönmüştü.
'İ-İyi mi-misin-niz bayan?'
Kadının siyah saçlarını geriye atıp yüzünü ortaya çıkardığımda o sıcacık ela gözlerini bana dikti. Yaşına rağmen mükemmel yüzü ve fiziği vardı.
Bakışlarının yumuşaklığı ve sıcaklığına o kadar dalmıştım ki öksürdüğünde ancak kendime gelebilmiştim.
'Git buradan.' Dedi o bakışlara rağmen buz gibi bir ses tonuyla.
Şaşkınlıktan bir tepki verememiş o ise benim tepkisizliğime daha çok sinirlenerek itti beni.
'Deponun arka tarafında bir geçit var git!'
Sonunda neden bu kadar kabaca kovulduğumu anlamıştım beni kurtarmak istiyordu. Gülümseyip teşekkür ettikten sonra onu da kaldırmaya çalıştım o ise inatla beni itti.
'Ben gelemem yorgunum ve güçsüzüm. Hızlı ol... kaç' dedikten sonra öksürmeye devam etti.
'Ya burada ki küçük kızlar?'

TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin