TTSK:19

20.5K 584 5
                                    


Her şey rayından çıkmıştı... Ya da her şeyin mutlaka normal bir düzene oturması mı lazımdı? Bunun için fırtınanın kendisi bir kez de olsa gerekli miydi?
Macnair koltuğuna kurulmuş halde şöminede ki alevleri izlerken bunları düşünüyordu. Eğer bu sefer planı başarılı olursa bu alışa gelmiş taraflarca düzen zannedilen bu kaosa bir son verecek o özlemini duyduğu huzura kavuşacaktı.
Bu sefer kötüyü oynaması gerektiğini biliyordu. 'Bu hikaye gereğinden fazla uzadı' dedi alaycı gülüşüyle. Kadehinde son kalan yudumunu da iştikten sonra telefonuna ulaştı.
'Jake?'
Karşıdan cevap gelince suratına yayılan tatlı bir gülümsemeyle sözlerine devam etti. 'Daha önce de kaçırdığın kızı hatırlıyorsun değil mi?'
'Şu türk kızını mı? Adı boncuk gibi bir şey olmalıydı.'
Alaycı sesten hoşnut bir şekilde kahkaha attı. 'O kedi ismi. Aslında boşver dostum Misket'te bir kedi ismi sayılır. Gerçek adı Aletta. Onu bir daha kaçırmanı istiyorum, bu sefer Ester'i işe karıştırma haberi olmasın.'
Telefonun diğer ucundan gelen kahakaha ve müzik seslerinin ardından 'Yine ne haltlar karıştıryorsun yaşlı kurt' diyerek yanıtladı arkadaşını.
Macnair de kahkahasına eşlik ederek 'Ölmeden önce son oynumu oynuyorum Tilki. Benim gibileri maskara olmaktansa onurlu bir ölümü yeğler...'
Adımın sözleri telefonda ki kişinin kahkahasını kesmiş dahası uzun bir küfür savurmasına neden olmuştu.
'Hey dostum saçmalamayı keser misin! Hayır kesermisin değil KES! Fazla sözlerime aldırış etmeye başlamadın mı sen?'
Macnair'in kırık gülüşü doldurdu kulağını. 'Senden tek ricam bana oyun oynamadan son emrimi yerine getirmen tilki. Hoşcakal dostum.'
'Bu veda konuşması sana arabana maal olacak ahbab' Kapatmadan önce duyduğu cümleyle kahkahayı bastı. Bu adam arabasını istemekten asla vazeçmeyecekti.
Evet şimdi oyunu kurmak kalmıştı.
Telefonuyla asistanını aradı. 'Sally Azat'ı ara beni Aletta'yı kaçırmakla tehtit ettiklerini söyle ilk uçakla gelsin. '
'Tamam efendim.' Diyen ince kadın sesiyle telefonu kapattı.
Şimdilik iki taşı öne sürmüştü. Matt'in filini Aletta'nın yanından çekmeliydi. Telefonuyla tekrar bir arama yaptı.
'Alo Elizabeth?'
'Ne var?'
'Senin için güzel bir hediye Matt'in ihale rakamlarının yazdığı dosya kasasının şifresi : 324721'
'Bana neden yardım ediyorsun?'
Kısa çapta kahkaha dan sonra Macnairin soğuk sesi duyuldu. 'Matt'in çöküşünü görmek için. Gece ikiden sonra şifre değişiyor haberin olsun yani yaklaşık üç saat'in kaldı.'
'...'
Telefon çoktan kapanmıştı.

Macnair'in planı işlerse her şey olması gerektiği gibi olacak ve bu romanda ki kötü adam kendisi olacaktı. her şeyde bir kötü adam gerekliydi. 'Bekle aşkım Marry bende geleceğim yakında yanına çok uzadı bu ayrılık'diye mırıldandı. gözleri dolmuş anlamlandıramadığı bir ağırlık yerleşmişti kalbine. Marry Elizabeth'i bir başka adamdan doğururken onu hiç umursamamış olsa da 'sana bir oğul verdim sense onun insanlığını öldürdün' demişti. kalbi sızlamaya devam etti.

'Şimdi Marry görüyorsun ya ona yaşaması için bir neden bir kalp verdim ellerimle affedecek misin melek karım beni.' dedi. gözleri istemsizce tavana kaymış onun suretinin hayaline odaklanmıştı.

Matt'e Aletta'yı vermişti. Matt için bir kurtuluş armağan etmişti. Ve Alette planladığından fazla asi çıkmıştı. Gülşah'ın yandan sinsi gülüşü canlandığında önünde ona Aletta'yı emanet ederken söylediği sözler geldi aklına.

'Planlarını kur ve oyna Macnair ama o benim kanımdan onun gücünün piyon  olamayacak kadar büyük olduğunu göreceksin.' ve gitmeden önce ufak bir kahkaha atmıştı.

'Kızım için korumana ihtiyacım yok fakat bir süre yanında kalmalı.'

***
Aletta, Elizabeth'in aceleyle yanından ayrılmasıyla tek başına kaldı. Bundan sonra ne yapabilirdi ki. O macnair denilen yalancıyı öldürmek! Evet bunu şuan her şeyden çok istiyordu. Canını nasıl yakabilirdi bir baba evladının açığını nasıl arayabilirdi?
Matt'in böyle olmasına şaşmamak gerekirdi. Gülşah'ı bile kandıran bu adam ne demeye evladına yalanlar söyleyip onu böyle yalnız bırakmasın ki?
Öfkesi düşündükçe arttı da arttı. Eline geçirdiği telefonuyla ezbere olduğu o numarayı çevirdi.
'Azrailin ben olacağım Macnair ölüm fermanın benim tarafımdan imzalandı'
Yazıp yolladı. Gelen cevap şaka olabilecek bir ironiydi.
'Saat gece bir de saat kulesinde. Ölümü ay ışığında keman eşliğinde olsun isterim.'
Aletta elinde ki telefon mesaj bölümüne bakarak sırıttı.
'Pekala...'
Üzerini değiştirmek için yataktan kalkıp siyah deri taytını giydi. Üzerine salaş beyaz uzun tişörtünü giyip deri montunu da aldı. 'Umarım bebeğim hala yerli yerindesindir' dedi odasından çıkarken saçlarını ardından at kuyruğu yaptı.
Evin alt garajından çıkış yaparak sokağın köşesinde çevirdiği taksiye bindi. Adresi verdikten sonra bir an aklına Matt geldi. Apar topar yanından ayrıldıktan sonra nereye gitmişti acaba?
Lanet olası adam o siptirizci kızlara gitmediyse iyi dedi . Yoksa küçük Matt'e hiç acımayacak  
 kendi elleriyle kurşunlayacaktı. Madem tek kendisine ait olmayacaktı yok ta olabilirdi.
Canice düşüncelerine kıkırdarken arabanın durmasıyla gerçek dünyaya iniş yaptı, parayı ödedi. Evinin altında ki garajın yolunu tuttu.
Ahh...tamda beklediği gibi güzeller güzeli siyah panteri bebeği göz nuru motosikleti orada öylece asil bir şekilde duruyordu.
Bu gece özlem giderme zamanıydı.
***
Matt odaya daldığında Ester'in güleç yüzünün bir anlına olsa da korkuya büründüğüne yemin edebilirdi. Daha beş yıl öncesine kadar bu kadın diye birisi yoktu. Ester! Beş yıldır adımlarını tek tek takip etmiş kara bir gölge gibi yapışmıştı ona. Son aylarda ise sorun olmaya başlamıştı. Her şeyde karşına çıkıyordu. Şimdi bu haşereden kurtulma vaktiydi.

'Ah ben öyle zannetmiyorum Matt' dedi Ester oldukça dıramatik bir ses kullanarak.

Matt'in yüzünde ki ifade alaycı bir gülüşle yer değiştirdi. 
'Sence de sınırlarını fazla zorlamıyor musun Ester. Sonuçta sadece bir piyonsun!'
Teodor belinde ki silaha davranırken Arie çoktan silahın namlusunu ona doğrultmuştu. Ester Teodor'un 'dur' dercesine koluna dokundu.
'Ne yapmayı planlıyorsun Matt? Beni öldürmeyi mi öyleyse durma Aletta'nın istediği son şeyide elinden al!'
Matt kaşlarını çatarak yanıtladı bu ükala kadını kendini ne sanıyordu. 'Alettay'la senin ne alakan var?'
Öylesine sorulmuş bu sorunun en can alıcı noktaya dem vurduğunu kim bilebilirdi ki.
'Ah tatlım hayır benimle değil Canından çok sevdiği biriyle bağlantılı bir sırrım var'
Matt silah'ıyla Teodor'un silah tuttuğu sağ koluna tek el ateş atarak yaraladı.
'Her yalan için tek kurşun. Bence çok adil.'

Ester çığlık atıp adamına tutunurak 'iyimisn diye soludu tek nefeste, dememi beklerseniz çok beklersiniz. Buzdan soğuk bir ifadeyle Teodor'un kanayan yarasına bakıp cevapladı Matt'i
'Eğer yalan değilse kısasa kıssas metodu benim adamımın kolunun yarasına karşılık senin en yakın adamının kolu!' diye bağırdı.
Matt alayla gülerek ceketinden çıkardığı sigarasını yaktı. 'Pekala Ester Cadısı yumurtla şimdi sırrını'
Ne için gelmiş ne bulmuşlardı. Lanet cadıyı ortadan kaldırtmaktansa bir de durmuş onunla konuşuyordu.
'Aletta'nın babası kim Matt' dedi en ukala tavrını takınarak. Matt kahkahasını güçlendirdi.
'Sağ kolunu' adamın göstererek 'Sağ kolundan vuracağım' dedikten sonra yanıtladı.
'Azat!'
Ester bilmiş bilmiş başını salladı. 'Peki ya annesi?'
Matt bu oyundan sıkılmış bir yüz ifadesiyle 'Gülşah, sadete gel Ester!'
Ester kahkaha atarak devam etti aynı yavaşlıkla 'Annesine ne oldu Matt?'
Matt sıkıntıyla oflayarak cevapladı. 'Öldürüldü.'

'Ya da ölü takliti yaptı' diye hemen Matt'in ardından sözlerine takviye yaptı.
***
Macnair telefonla son bir kontrol için tilkiyi aradı.
'Ne durumdasınız?'
Tilki gergin bir şekilde güldü. 'Senin kız on adamımı linç etti ama yakaladık şuan depoda napalım?'
Macnair keyiflenerek sırıttı. 'Benden haber bekle.'
Şimdi sadece bekleme sırasıydı. Telefonunu kapatırken oda merak ediyordu hamlelerinin sonucunu...


NOT:
Evet hayli aksiyon dolu ilginç bir bölümle çıktım karşınıza Yeni bölüm çok gecikti haklısınız o yüzden finale kadar yayınlayacağım hikayeyi bitireceğim :)

MlsSmy

yorumlarınızı merakla bekliyorum.

TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin