Matt'e öfkeyle bakıyordu Aletta toplam iki saattir ,adam kafayı yemişti yahu! 'Bu kelepçelerde ney!' diye ciyakladı oturduğu yerde.
Matt halinden hoşnut kumandayla kanalları değiştirdi. 'Son zamanlar 10 cm kuralını çok ihlal ettiğimizin farkına vardım güzelim bu da ihlalin sonucundan doğan tedbir' oldukça doğalmış gibi maç kanalına durup odaklandı.
'Uslu dur maçın ikinci yarısı sonra istediğin yere gideriz'
Aletta kucağında ki kırleti Matt'in kafasına doğru savururken işlerin nasıl bu noktaya geldiğini düşünüyordu.
Manyak herif kılkuyrukla konuşmalarının on beşinci dakkasın da odaya dalıp hiç bir şey yokken adama yumruğu geçirerek kapı dışarı etmişti. Neymiş efendim 'benim kadınım benden başka kimsenin yanında bu kadar uzun sure kalamaz, yakinlasamaz!' Bu ne saçmalıktır böyle bu da yetmemiş onun yüzünden salona sürüklenip çekmecelerden nasıl neden bulunduğunu bilmediği kelepçeyi bileğinde bulmuştu en kötüsü de anahtarın tuvaletin deliğinde sifon sesleriyle kaybolmasıydı. o an hastalıklı bir gülümsemeyle baktığına yemin edebilirdim. delirmişti!
'Artık benimsin!' demişti manyak adam.
Şimdide bu durumdalardı. Artık emindi Matt'in sinirlenince mantıklı düşünmediğine. Homurdanarak kollarını birbirine dolamayı denedi olmadı.
'Çocukça!' diye bağırıp kumandayı Matt'in elinden kaptığı gibi kanalları değiştirdi. En sevdiği çizgi film kanalına gelince durdu.
Kertenkelenin oynadığı sessiz bir çizgi filmdi.
'Bana mı çocukça dedin'
Diyerek tepeden baktı Matt gerçekten çizgi filme odaklanmış onu izleyen kadınına. Ah bu kadınlar anladığında dünyanın en karmaşık sırlarını çözmüş olacaktı.
Kapı çalınana kadar Aletta çizgi filmi Matt ise Aletta'nın mimiklerini izledi.
Elizabeth homurdanarak attı kendini tekli koltuğa 'Hiç keyfinizi bozmayın ben geldim nede olsa(!)' İmalı lafları kimenin umrunda değildi. Aletta oldukca rahat bir tavırla 'Resmi olarak tanıştırılmadık ondandır'dedi tekrar televizyonuna dikkatini vererek.
Matt dudaklarını birbirine bastırırken hiçte tanıştırma hevesinde değil gibi duruyordu. Elizabeth ondan bir atak gelmeyeceğini farkedince kendisi girdi söze.
'Ben Elizabeth kısaca Liza diyebilirsin Matt'in kızkardeşi.' Şimarıkça tavrı ve konuşmasına rağmen Aletta tek bir noktaya odaklanmıştı. 'Kız kardeşi mi?' İyide Matt'in kızkardeşi yoktu tabi kendisine verilen bilgiler sahte değilse(!).
Matt Homurdanarak araya girdi. 'Üvey kardeşim!'
Elizabeth önemsiz bir konuda konuşuyorlarmış gibi elini sallayarak 'Tabi küçük ayrıntılara kimse takılmak istemez' İçinden ekledi 'Matt'ten başka....'
Böylelikle Aletta için bu kızın sırrı da çözülmüş olmuştu. Boş yere mi o kadar kıskanmıştı bu kızı şimdi? Kendi kendine kızarken Elizabeth tekrar konuşmaya başladı. 'Peki sen kimsin Aletta?'
Aletta hızla cevap vermek isterdi bu soruya ama ne diyecekti. 'Ben Matt'in zaafını bulmak için gönderilmişş bir ajanım' mı? Yahut 'Onun bebeğini taşımakla yükümlü kadınım?' ya da 'Onun bebeğinden kurtulmak için elinden geleni yapıp bu zorba adamı sevmeye başlayan bir deli mi?'
Sahi Kimdi Aletta Matt için? Metres... Kapatma... Çocuğuna biyolojik anne?
Matt, Aletta'nın bu soruyu bu kadar düşünmesine sinirlenerek gürledi. 'Tabi ki de kadınım! Ayrıca çocuğumun da annesi.'
Cevap Elizabeth'i hem şaşırtmış hem de sevindirmişti.
'Sonunda!' diye çığlık attı. 'Hala olacağım!'
***
Azat oğlunu arayışı nerdeyse bu yirminci seferdi. 'Eda!' diye gürledi. Sekreteri odaya dalınca Azat beyin suratında ki gülümsemeye rağmen öfkeli sesini neye yoracağını bilemeden kekeleyerek konuştu. 'e-efendim?'
Kıza bir göz gezdirip ürkekliğine içinden kahkaha atarken 'Meva'dan haber yok mu kızım?'
Eda başını iki yana sallarken gözleri dolmuştu. Kız kardeşine bir haftadır ulaşamıyor haber alamıyordu. Bu sıraç bey bu sefer çok ileri gitmişti. Arada Azat bey olmasa ona yapacağını bilirdi.
'Pekala kızım bugün git polis karagoluna kayıp başvurusu yap bende oğumdan şikayetci olacağım. Çıksın bakalım hergele hangi deliğe girdiyse...'
Oda yorgundu iki hafta öncesine kadar tek derdi sıraç'ken şimdi bir kızı daha çıkmıştı Aletta. üstüne üstelik dede olacağını öğrenmişti. Aletta'dan bir bebek... Ne kadar şanslıydı ki damadı da kendisi gibi psikopatın tekiydi.
'Benden bile beter' dedi gerçeği idraak ederek.
Sekreterin hala gitmediğini farkedince 'Ne var!' diye gürledi. Eda yerinden sıçrayıp ezile büzüle elinde ki kan kırmızısı zarf'ı Azat bey'i masasına koydu. 'Bu sizze gelmiş bizzat vermem istendi.'
Azat masada ki zarfı alıp arkasına önüne baktı. Ne bir adres ne de bir isim vardı. 'Tamam Eda başka bir şey yoksa sen çık'
Eda içinde ki bütün nefesi boşaltarak adeta kaçtı odadan. Azat elinde ki zarfın rengine takılı kalmıştı. Son zamanlar da çok şey ona Gülşah'ı hatırlatır olmuştu. En başta da kızı.
Hüzünlenerek elinde ki zarfı açtı...
***
Sıraç Meva'nın elini kolunu sandalyeye bağlamış karşısında oturuyordu. 'Beni sevdiğini itiraf edene kadar buradayız demiştim sana.'
Kız bir şeyler demeye çalışıyor ağzında ki bant buna izin vermiyordu. Sıraç hızla bantı tutup çekti. Meva'nın ağzı özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz bağırdı. 'Bende sana iki haftadır babanın beni kiraladığı için yanında durduğumu anlatmaya çalışıyorum!'
Sıraç kafasını iki yana salladı. 'Hayır hayır bu kadar basit değildi yaşadıklarımız!' diyerek yerinden kalktı odayı turladı.
'Anlasana basitti işte gerçekler basittir Sıraç babanın da dediği gibi ben sadece kiralık sevgiliydim!'
Yine reddetti sıraç kafasıyla sevdiği kadının dediklerini. 'Hayır o istedi diye böyle diyorsun. Sen sen benim oldun be kadın!'
Meva'nın ona kendisini teslim ettiği geceyi gayet iyi hatırlıyordu.
'Bir yerden başlamak lazımdı bakirelik zor Sıraç' dedi kız oldukca alaycı bir ses tonuyla. Ardından odada şaplak sesi duyuldu. Sıracın elinin izi kızın yüzünde belirmişti kırmızılık halinde. 'Sen o kadar basit bir kadın değilsin inanmam!'
Meva gözlerinden yaşlar düşerken dilinden 'Seni adi ben bu kadarım işte' diye yaptığını onaylayan laflar çıksa da içinden sevinç çığlıkları atıyordu. 'Seviyor beni tanıyor ben onun için önemliyim işte'.
Gözlerinden akan yaşlar da acının değil mutluluğun verdiği yaşlardı. Hayatında ilk kez biri üstelik kendisi onayladığı halde basit bir kadın olmadığına inanıp sevdiğini söylüyordu.
'Para aldım yahu babandan' dedi en sonunda ya inanırsa bu sefer diyerek korktu içinden .
'Elbet onunda bir açıklaması vardır' dedi Sıraç. Elbet bununda bir açıklaması olmalıydı. Meva menekşe gözlüm olarak kalacaktı onun için o kadın kaderiydi her şeyiydi. Ve onca zaman birlikte olduğu bu kadın ne derse desin söylediği kişi değildi. Bu işin altında ki bit yeniğini çözecekti.
***
Azat açtığı zarfı masaya fırlatırken aynı zamanda gürledi. 'Bu lanet Zarfı kim gönderdi!'
****
düzenlenmiştir. mlssmy :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK!
أدب نسائي\\+18 Lütfen hikayeyi uyarıyı dikkate alarak okuyun// Tanıtım: Kaybolmak istedim, yok olmak. O adamın tenime elleri her dokunduğunda hissettiğim şey tam da buydu. Bedenimden iğreniyordum. Kendimden ve bu karnımda her geçen gün büyümeye başla...