TTSK:1

103K 1.9K 19
                                    

O gece rahat bir uyku çekerken sabah uyandığımda kapı ilginç bir şekilde çalındı. Elbet buna bende haylice şaşırmıştım. Genellikle dingonun ahırı gibi kullanır uygun olup olmadığımı gözetmeden kapıyı aniden açıp içeri dalardı.

'Şimdi git yarın gel!' diye bağırdım özenle, devlet dairelerinde yapılanlar gibi. Neticede her yarın gittiğinde aynı cevabı alır ve eli boş dönerdin değil mi? 

Kendi kendime yaptığım espriye kıkırdarken kapının ardından yabancı bir ses geldi.

'Efendim ben David Mcnow.' Keşke bu paradoks sonsuza denk sürseydi ...  Lakin kapının dışından gelen erkek sesi ısrarcıydı. 'kadın doğum ve hastalıkları uzmanıyım. Sizi kontrol etmem emredildi.'


İşte tam bu anda beynimde çakan şimşekleri görebilirdiniz.
'Aşağılık adam!' diye çığlık attım şaşkın doktor 'Be-ben mi?'diye kekelerken kapının  ardından ben Matt'e tırnaklarımı geçirdiğimi hayal ediyordum. Kırmızı kan derisinden sızarken hiçte bana baskı kuracak halde değildi. Yalvarıyordu(!)

Hayır, bu gerçek olamayacak hayalim onun gülüşüyle daha sinir bozucu hale gelmişti. Kan sızıyor fakat adam ukala ukala bana tepeden bakarak gülüyordu. Hayallerimde bile beni nakavt ediyordu!


Sinirle elimle kavradığım yastığın bezini yırtıp sağ sola savurdum. Kaz tüyleri havada uçuşunca bende o adamın bütün vücut tüylerini yolmuş gibi rahatlıyordum.
'Ne demek doktor göndermek!' bağırışlarım yeri göğü inletirken kapı kilidinin açıldığını duydum.

Son kozumu 'en büyük silahımı' kullanmaya karar verdim. 'Çıplak halde bekliyorum doktor(!) istersen gir içeri.' diye ses tonumu hiç de azaltmadan aynı yükseklikte kararlı bir tehdit savurdum.

Ah ben ve zekam.
Kapı tekrar kilitlenmiş hale geldikten sonra kapının önünde ki korumalardan birinin sesi duyuldu.
'Lütfen bayan giyinin işimizi zorlaştırmayın!'

Adamın sesinde ki tedirginlik ve korku belliydi. Ah beni buraya kilitleyen aşağılık adam neyse ki beni kimsenin çıplak görmesini istemiyordu. O derece takıntılı, Narsist kişilik bana kadın doğum uzmanı bulacağına kendisine bir psikolog bulmalıydı belki de.

'Sen bilirsin bay izbandut gönder doktoru ama anadan doğma çıplak haldeyim sahibin ne der sonra...'

Sesimde ki eğlenir alaycı ton onu kızdırmış beni de keyiflendirmişti. Yatağa oturmuş halde üstümde ki mavi kot jileyi düzelttim.
Zekamla gurur duyuyordum.

Kapının ardından gelen küfür ve homurtulardan sonra neyse ki daha fazla uğraşmadılar. Etrafı derin bir sessizlik sarıp her şey normal haline dönmüştü.

Yerde ki kaz tüylerine basarak banyoya doğru yol aldım. Bu zaferimi sıcak bir duşla taçlandırmalıydım, değil mi ama?

Sıcak suya girmiş bedenim son günlerde hiç bir şey yapmadığı halde yorgunluktan mayışmıştı. Gözlerimi tatlı bir uyku esir alınca bende kapanmalarına izin verdim. Omuzlarıma yapılan masajla kendimi harika hissediyordum. tüm düşlerimin bu kadar huzurlu olacağına dair bir garanti alsaydı Morpheus'tan kesinlikle komada kalmak isterdim.

(Morpeus*:Yunan mit. Rüya tanrısı)


'Ah!' diye inledim. 'Biraz sağ kay, evet evet tam orası işte' gözlerim kapalı halde boynumu öne doğru eğdim. 'Devam et harikasın ' diye mırıldandım dudaklarımın arasından.

'Biliyorum' işte bu kalın ses hani likörlü çikolata ve güzelim dondurma kutularının arasındasınızdır da çok sevinir ve birini açarsınız boş çıkar oysa ki hepsinin içi boştur o anda yaşadığınız düş kırıklığının tümünü o sesi duyunca yaşadım işte ben. Kısa süreli alıklık bir irkilmeyle bozuldu.

'Çek ellerini üzerimden!' diye ciyakladım.
O ise gayri ihtiyari umursamadan devam etti. 'Devam et harikasın diyordun demin' dedi ukalaca.

'Hayır o, sen olduğunu bilmeden önceydi. Çek şimdi ellerini üzerimden!' cümlenin sonunda ellerini omzumu çürütecek kadar sıktığında bağırdığımı fark ettim.

'Duydum ki çıplak kalmayı seviyormuşsun.' Sesinde ki hesap soran tını değildi beni rahatsız eden, başka bir şeydi. Sanki hazineyi gömmüştü ve benden onu bulup çıkarmamı istiyordu.
'Evet! Ama bu kimin önüne çıkacağıma bağlı' dedim bütün alaycılığımla.

Elleri daha çok baskı yaparken orada birer çürük olacağına emindim artık. Ben acıyla inlerken o sözlerine devam etti.
'Anadan doğma çıplak hemde'

 Hazinenin yerini hala bulamamıştım. Bu yüzden oyununa katıldım. Sözlerini doğrulamamı ister gibi tane tane söylüyordu. Bende istediğini verdim.

'Evet'diye inledim ellerinin baskısının oluşturduğu acıyla.

Her onayım her tepkisizliğim sandığımın aksine onu daha çok sinirlendiriyordu. Sonunda dayanamamış olacak ki hazineyi ellerimin arasına verdi.

'Üstelik özel günündeyken sözde hastayken!' keskin nişancının hedefi on ikiden vurması gibi yalanımı da tam on ikiden vurmuştu. Ups! Hazine mi demiştim ben bombaydı bu bomba(!)
Omuzlarıma yaptığı baskı dayanılmaz noktaya gelince acıyla çığlık attım. avuçlarımın arasında bir bomba varsa, o bomba patlayacaktı.

'Çıplak değildim yalan söyledim.'

İşte kendinizi durduramadığınız nokta canınız acıdığında buna bir son vermek için düşünmeden sarf ettiğiniz kelimelerdir. Bende bir işe yarayacağını düşünerek bombaya pimi yerine kürdanı sokuşturmuştum.

'Başka yalan söylediğin bir konu var mı Aletta?' dedi. 
Tehlikenin kokusu alınabilseydi. Aletta tam şuan da o kokuyu derinden soluyor olurdu.

'Hayır!' dedi keskin bir ses tonuyla yine düşünmeden sarf etmişti kelimeleri.

'O zaman Güzel kadınım' dedi Matt, Aletta'nın boynunu kavrarken elleri  boğmak istermişçesine sardı. 'Yarın Dr. Sarah'ın muanesinde zorluk çıkarmayacağını ümit ediyorum'

Aletta azrailinin avuçları arasındayken neyden korktuğunu düşünüyordu. Erken ölüm en kestirme yol değil miydi özgürlüğüne? O halde neyden kaçıyordu ki? Korkusunu önemsemeden ölüm fermanını imzaladı.

'Ne yaparsın yoksa beni öldürür müsün?'

Sesinde ki acı bariz belliydi. Yine de güçlü durmak istiyordu. Hayatının bir çok deminde güçlü durmuştu. Kim olduğunu hiç bilmediği öz babasına rağmen, Taptığı annesi öldüğünde de,  Ve son görevi olacak bu yere hapsolduğu gecede. Her zaman hep yaptığı gibi güçlü görünmek, güçlü olmak zorundaydı Aletta. 

Adamın elleri Aletta'nın boğazından hızla ayrıldı


Sınırları bazen zorlasak da göze alamayacağımız anlar, o ince ipliğin üzerinde gösterdiğimiz efordu aslında yaşamı tutkulu kılan. Ve o an geldiğinde ipin hangi tarafına gideceğimizden ziyade seçeneklerimizin ne olacağını bilmek isterdik.

MlsSmyÖngt




TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin