TTSK:20

19K 572 5
                                    


Matt öfkeyle burnundan soludu. Hiç yoktan bir kaynana da nereden çıkmıştı şimdi? Bu sarsıcı haberin Aletta'yı nasıl etkileyeceğini az çok biliyordu. 'Lanet olası dünya, kadınım benden bir bebeye gebe! Birazcık durul artık' diye bağırası geliyordu. O çılgın kadını daha çok dellendirmeye ne gerek vardı yani? Zaten yeterince deliydi(!).

Ah bunları düşündükçe aklına gelen olası durumlardan hayli hoşnutsuzca somurttu. Suratını daha fazla nasıl kasabilirdi kendide bilmiyordu.
Olasılık bir: 'Düşük' kâbusu korkulu rüyasıydı bu kelime, baba olacağını duyduğundan beri. Müebbet yiyen mahkûmlar gibi hissettiren, birinci durum olmaması ihtimaliyle, hadi son günlerinmiş yaşa diye seksen yaşında şartlı tahliye olmak gibiydi. ikinci olası durum daha vahimdi.

'Hep sev, tek beni sev ' logosu sarsılıyordu pekâlâ. Duaları kurtarıcısı tek dileğiyse bebeğin 'KIZ' olmasıydı. Kendi öz oğlu olsa da karısını bir başka erkeği kendisinden çok sevme ihtimali.

Ah! Bu çok can yakıcı(!)...

Zamanın bir kısmını kendi iç hesaplaşmasıyla harcadığını fark etmesi uzun sürmedi. Esterin alaycı kahkahasıyla irkilerek kendine geldi. 'Ne düşünüyordun Allah aşkına öldürmekle kafayı bozmuş psikopatlar gibi duruyorsun. Eğer Azrail'le tanışmış olmasaydım senden korkardım tatlım!'

Ester'in sözleri anlık soru işareti yaratsa da zihninde onun ne yaşadığıyla ilgilenmediğini hatırlayarak asıl konuya döndü.

'Kanıtla derim!' dedi konuşmanın nerede kaldığını hatırlamak için zorlanmaya gerek duymadan.
'Vay hafızan çok kuvvetli etkilemeye başladın beni yakışıklı.' Dedi hayret nidasıyla birlikte.

Matt siyah ceketini çıkarırken sanki Esteri hiç duymamış gibi konuşmaya devam etti. 'Tabi sen bana söylemeyi reddedeceksin kalkıp kendin Aletta'ya söylemeye çalışacaksın ve Aletta sarsılacak... Eh haliyle o sarsılınca bebekte iyi olmayacak belki de yerini yadırgayıp erken gelmeye çalışacak. Bu durum kime sıkıntı olacak. Cevap hiçte zor olmasa gerek. Peki ben, beni sıkıntıya sokacak olan o gürültücü sineği ne yapmam gerek? ... Buna cevabı Arie versin.'
Ceketini odadaki beyaz deri koltuğun üzerine düzgünce koyarken Arie'ye bir göz attı. Sıkıntılı bir halde öne çıkan adam 'Öldürmen gerekir' demek yerine 'Uçmasını ve vızıldamasını engellemek gerekir' dedi. Öldürmeyi sevmiyordu. Dahası bu lanet kadını ölü görmek istemiyordu.

Matt aheste aheste gömleğinin kolunu sıvamaya başlamışken alayla sırıttı 'Çok insaflısın Arie bu yüzden daha çok canı yanacak ve ben yavaş yavaş öldüreceğim onu!'
Arie korkuyla yerinden irkilirken Ester'in suratında ki eğlenen ifade silinmişti. Bugün ölecekti hayır bu psikopat adamın geçmişini öğrendiğine göre bugün 'Ölmeyi dileyecekti!'

Teodor sapsarı bir surat ifadesiyle olanları izliyordu. Kendisi araştırmayı yapmıştı. Ve Matthew'in bütün ispanyada ki mafyaların en kanlı en zalimi olduğuna yemin edebilirdi.

'A-ama ef-endim...' diye kekeleyerek söze girmek istedi Arie Matt'in 'kes' dercesine ifadesiyle devam edemedi.
'İkisini de sandalyeye bağlayın yeni metotlar öğrendim onları uygulayacağız'

Matt'in emriyle adamlar harekete geçerken Arie, Ester ve Teodor kanı donmuş bir halde korku dolu bakışlarla emri yerine getiren adamları izliyorlardı.
Arie verilen sözü yerine getiremeyecek olmanın verdiği sıkıntıyla arkasını döndüğünde Çalan telefonun melodisi içerisinde pek eşya bulunmayan depoda yankılandı.
Ester telefonuna davranınca adamlardan biri esterin eline vurup telefonun yerle buluşması ardından dağılmasına neden oldu.

Ester son çırpınışları için bir yem atmıştı. 'o telefon kadının hakkındaydı.'

***
Elizabeth azında hayli terbiyesiz bir küfürle kapanan telefona saydırarak abisini armaya başladı, bu sefer açılan telefon kabaca bir cevapla yanıtlandı.
'Ne var!'
'A-abi Aletta o-o...' diyen Elizabetin yarım yamalak cümlesi hışımla kesilmeye uğradı.
'Ne oldu Aletta'ya?'
'O, o odada yok yani evde, gitmiş! Kaçmış!'
Elizabeth'in söyledikleriyle başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. O oturmuş bebeğinden kıskanacağını hesaplarken elinde kıskanacak biri olmayacaktı artık.
Ne lanet adamdı kendisi(!)
Yaptığı ya da yapmak üzere olduğu her şey ama her şey uçtu gitti aklından yumruğunu duvara ne kadar geçirmişti bilmiyordu ama kanayan elleri bunun bir hayli uzun zaman olduğunun göstergesiydi.
'Kadınım!' gürledi içinden acıyla 'Lanet kadın!' diye haykırdı birden bire. Kapının ardından tekrar çarpma sesiyle arkasına döndü.
'Aletta' diye inledi. Aletta'nın ellili yaşlarııydı sanki önünde duran kadın. Ne yapmışlardı sevgilisine böyle nasıl gelmişti bu hale derken kadın konuşmaya başlayınca ortaya çıkan bambaşka ses tonu ve aksanlı İspanyolca onun Aletta olmadığının kanıtı olunca derin bir oh çekti.
'Sen de kimsin?'

TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin