TTSK:12

33.5K 988 23
                                    


Azat arabayı sürerken kendinde bile değildi. Macnair'in üçüncü uyarısıyla kendine gelip arabayı kenara çekti.
'Sen bizi öldürmeye niyetlisin galiba araba kazasında öldü dedirtmem ben kimseye benim için!'
Öfkeyle sürücü koltuğuna geçerken Azat bıraktığı gibi aynı ifadesiz suratıyla diğer koltuğa geçti.
'O, Gülşah...' diye mırıldandı. 

Macnair koca bir kahkaha patlatırken afallamış halde suratına bakan adama alayla cevap verdi. 'Ne kadar çok benziyorlar demi?'

Azat gözlerini kırpıştırarak bakışlarını yola kaçırdı. 'Sanki hiç ölmemiş gibi. Dayanamam onu görmeye Lupe canım yandı ilk günkü gibi yanında ki adamla sarmaş dolaş hem...'

Söyledikleri mantıklı değildi. Bunu kendisi de pekala biliyordu. 'Saçmalama dostum kızın o senin kadının değil. Yanında ki de erkeği!'
Azat gözlerini sımsıkı yumup baş ve işaret parmağıyla ovdu. 'Biliyorum...'diye fısıldadı yenilmiş bir halde.
'Onu çok özlemişim... Keşke beni tehdit etmeseydi şimdi kendimi öldürmüş onun yanında olacaktım. Ama o bu dünyada da olduğu gibi Şövalyesiyle birlikte olmak istedi. Onlar orada birlikteyken ben burada tek! Haksızlık bu adaletsizlik!'

Lupe bütün olayı biliyordu. Gülşah'ın Erkekleri olmalıydı aslında onların hikayesinin adı. 'Ahh kadın!' diye yakındı. Kendisi yetmemiş öldükten sonra kendi kadar güzel özgürlüğüne düşkün bir kadın bırakmıştı ardından. Sanki bu dünyada rahata eremezsiniz der gibi...

Azat kendini kaptırmış avuçlarına bakarken araba son hız gidiyordu. Deli gibi süren Matt'e rağmen kazasız belasız restoranta varmışlardı. Kendilerinden hemen önce gelen arabadan Matt ve Aletta'ın inişlerini izlediler. 'Yakışıyorlar birbirlerine' dedi Azat bütün kıskançlığına rağmen.

Hemen ardına onlarda inmişlerdi. Macnair anahtarı personele fırlatıp göz kırptı.
'Bencede'
...

Restorant oldukça lüks ve gösterişliydi. Aletta sıkıntıyla yerine otururken Matt ve Azat'ta kızın hemen yanında ki sandalye için birbirleriyle yarışıyorlardı.
'Kadınımın yari benim yanım!' diye kelimesi kelimesine bastırarak söyledi Matt. Az kalmıştı bu adamın azraili olmak için.

'Gülşa..Yani Aletta benim yanımda olacak onu sık sık göremiyorum!' diye bahanesini sundu Azat gelirken onun kızı olamayacağı hakkında ki tüm düşünceleri yerli bir olmuştu. Şimdi ise savaşı yordu onunla olabilmek için. Matt'in elinde ki sandalyeyi tutup çekiştirdi.
Matt sandalyeyi kendine doğru çekerken Aletta'ya imalı bir bakış attı. Bu adam gözleriyle bile 'on cm' demeyi nasıl başarıyordu? Aletta azıcık bir sitemle Matt'e gözlerini kısıp baktıktan sonra Azat'a o nadir rastlanan en parlak gülüşünü armağan etti. 'Sizi karşımda görmek isterim doğrusu bu yakışıklılık gözlerden saklanarak heba edilmemeli'

Matt gözlerini kısarak Aletta'nın bu adama ne dediğini merak ederken böyle gülümsediği için bir ceza daha düşünmeye başlamıştı bile.

Azat kocaman bir gülümsemeyle bakarak aniden sandalyeyi bırakıp Matt'in yana doğru sendelemesine neden olarak karşısına geçti.
'Ah... Seni yemeğin sonuna kadar izlemek isterim Gülşah'a o kadar çok benziyorsun ki sanki o var karşımda.'

Matt adamın Aletta'nın tek bir cümlesinde bu kadar kolay pes edip hemen karşısına böyle sevinçli halde geçmesine sinirlenmişti. Bilmemek öfkesini daha da ateşliyordu.

Bu kadın ne demişti ona!
Aletta Türkçe konuşmanın rahatlığıyla masada yerini almış Lupe ise çocukca bir gülümsemeyle bu eğlenceyi izliyordu yorum yapmadan.

Azat menüyle ilgilenirken Matt elini kızın bacağına koymuş sıkmaya başlamıştı bile. Aletta isrifini bozmadan Matt'in kulağına dağru eğilip sıcak nefesini verdi 'Burada olmaz eve dönmeyi beklemelisin hayatım.'

TUTSAK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin